- Kategori
- Şiir
Mahşere kalsın bu aşk 5
987
MAHŞERE KALSIN BU AŞK 5
Bir mahşerimiz olsaydı bari
Kızılca kıyamet
Bir kıyametimiz ya da bu aşk ve bu sevda üstüne
Ha koptu ha kopacak
Ağlamak gariplik
Sen garip
Ben garip
Bu dünya garip
Mevla’m kerimdir
Belki bir gün bize de bir kızıl gül verir
Mahşerden
Kıyametten gerisi yalan
Bir tek seni sevdim
Hasrette
Ve gurbette
Mahşerde kıyamette kavuşmaktan gerisi gayrisi nedir ki
Hangi mendil solmaz ki
Gidenin ardından
Hangi el
Çaresiz
Umarsız değil ki uzaktan uzağa uzanmaz hep böğürde kalan
Yüklesem de derdin yükünü kasvetini
Gönlüme bir dem
Gitsem de buralardan
Dayanmak çok zor
Unutmak da
En leylim bir sonbahardan daha sondayım daha ne olayım
Mahşeri bir kıyamettir her şey bir odur bekliyorum
Baktığım yerde kaldı resmin
Dönmüyorsun bir türlü
Sözlerinse hep havamda
Asıldım zülfüne
Bir başka dünyayı adı konmamış bir kıyametmiş ya da mahşer işte onu bekliyorum
Artık resmine bakamıyorum
Küskün bakışlarında kayboldu yüreğim
Bir zehir zıkkımdır doladığın sözlerin en zula yerine hayatın
Gözden ırak
Gönülden de
Beklemede yine de hayalin ve de en leyim bir sonbahar benle
Hayat bir oyundu
Bende
Ve biraz da belki sende
Kimi sen bir oyuncak
Kimi de ben
Doladı ipimizi eline bir kıyamet bir mahşer ki ha koptu ha kopacak
Bir sandal gibiyim artık güneşe hep teğet geçen
Ezberimde gecen
Günün bilinmez
Hayatsa çıkılmaz en karanlık o kör nokta
Ahımı aldın
Senden ötürüydü günahım onu da
Derdim dinim hep sendin
Bana bıraktın
Boğulduğum sensin şimdi o ulaşılmaz varılmaz en son nokta
En sıcak aşk beklemeliydi hâlbuki seni
Ve de en güzel sözler beni
Ben vuruldum aksine yaram bir dil yarası
Sendeki yangınsa bir zehir zıkkım ulaşılmazlık üstüne
Bir mahşerimiz olsaydı bari
Kızılca kıyamet
Bir kıyametimiz ya da bu sevda ve bu aşk üstüne
Ha koptu ha da kopacak
Ağlamak gariplik
Sen garip
Ben garip
Bu dünya garip
Mevla’m kerimdir belki bir gün bize de bir kızıl gül verir
Mahşerden
Kıyametten gerisi yalan
Keşke bir de bana sorsaydın kendini giderken
Ve de kalbini
Seni senden iyi bilirdim
Sormadın ki
Kendin tarif ettin kendini ve de kalbini gittin
Hangi çeken
Seven anlatabilmiş çare bulmuş sanki
Ben de bulayım ve de anlatayım
Bir kader oyunu bu
Sana bir çelme taktı
Bir çelme de bana
Yıllara inat
İnat beyazlaşan saçlara
İnat yüzdeki kırışıklıklara
Mahşere kıyamete kaç var kaç sonbahar daha var böyle şimdi alabora
Çare sende miydi
Yoksa ben de mi
Saz söz her şey ve de hayat bir yalan mıydı yoksa
Halimi anlayan kim
Kaç penceresi var ki kâinatın
Sen hangi penceredeydin
Ben hangisinde
Bakışlar kesişmez
Uzaklıklar bir kara yazgı
Ellerin günahı ne hep böyle sorgusuz sualsiz
Mahşerden sonrası da döner mi ki acep bu dünya
Kapılar mahpus kapısı
Odalar bir zından misali
Işıklar hep kör ve sisli
Ben boyun eğmedim
İsyanım senden ve kaderden ötürü
Sen kırdın kanadımı kolumu
Yasaklara yazdın adımı sanımı
Karşına çıkmak ve gözlerine bakmak
Tek suçumdu
Ardın sıra gelmemse bütün vebalim günahım
Gittiğin nokta bir kıyamet
Beklediğim yer bir mahşer
Mahşere kalsın öyleyse bu aşk
Kıyamete yazılsın bu sevda
Mahşer olsun kıyamet olsun adı kalsın kıyameti mahşere
Arap kızıysan
Ve de gâvurun
Ve de kavlin kavilse
Kavlim kavildir
Kavlimiz üzerine kopsun bu mahşeri kıyamet öyleyse
Sen onun ateşi
Ben de rüzgârı
Vefasızlık yazılmasın asla onun üstüne
Kopsun kopacaksa madem kıyameti mahşer bu aşk ve ille de bu sevda üstüne.