Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

17 Kasım '08

 
Kategori
Şiir
 

Mahşere kalsın bu aşk 5

987
MAHŞERE KALSIN BU AŞK 5
Bir mahşerimiz olsaydı bari
Kızılca kıyamet

Bir kıyametimiz ya da bu aşk ve bu sevda üstüne

Ha koptu ha kopacak

Ağlamak gariplik
Sen garip
Ben garip
Bu dünya garip

Mevla’m kerimdir
Belki bir gün bize de bir kızıl gül verir

Mahşerden
Kıyametten gerisi yalan

Bir tek seni sevdim
Hasrette
Ve gurbette

Mahşerde kıyamette kavuşmaktan gerisi gayrisi nedir ki

Hangi mendil solmaz ki
Gidenin ardından
Hangi el
Çaresiz
Umarsız değil ki uzaktan uzağa uzanmaz hep böğürde kalan

Yüklesem de derdin yükünü kasvetini
Gönlüme bir dem
Gitsem de buralardan
Dayanmak çok zor
Unutmak da

En leylim bir sonbahardan daha sondayım daha ne olayım

Mahşeri bir kıyamettir her şey bir odur bekliyorum

Baktığım yerde kaldı resmin
Dönmüyorsun bir türlü
Sözlerinse hep havamda
Asıldım zülfüne

Bir başka dünyayı adı konmamış bir kıyametmiş ya da mahşer işte onu bekliyorum

Artık resmine bakamıyorum
Küskün bakışlarında kayboldu yüreğim

Bir zehir zıkkımdır doladığın sözlerin en zula yerine hayatın
Gözden ırak
Gönülden de
Beklemede yine de hayalin ve de en leyim bir sonbahar benle

Hayat bir oyundu
Bende
Ve biraz da belki sende
Kimi sen bir oyuncak
Kimi de ben
Doladı ipimizi eline bir kıyamet bir mahşer ki ha koptu ha kopacak

Bir sandal gibiyim artık güneşe hep teğet geçen
Ezberimde gecen
Günün bilinmez
Hayatsa çıkılmaz en karanlık o kör nokta

Ahımı aldın
Senden ötürüydü günahım onu da
Derdim dinim hep sendin
Bana bıraktın
Boğulduğum sensin şimdi o ulaşılmaz varılmaz en son nokta

En sıcak aşk beklemeliydi hâlbuki seni
Ve de en güzel sözler beni
Ben vuruldum aksine yaram bir dil yarası
Sendeki yangınsa bir zehir zıkkım ulaşılmazlık üstüne

Bir mahşerimiz olsaydı bari
Kızılca kıyamet

Bir kıyametimiz ya da bu sevda ve bu aşk üstüne

Ha koptu ha da kopacak

Ağlamak gariplik
Sen garip
Ben garip
Bu dünya garip

Mevla’m kerimdir belki bir gün bize de bir kızıl gül verir

Mahşerden
Kıyametten gerisi yalan

Keşke bir de bana sorsaydın kendini giderken
Ve de kalbini

Seni senden iyi bilirdim
Sormadın ki

Kendin tarif ettin kendini ve de kalbini gittin

Hangi çeken
Seven anlatabilmiş çare bulmuş sanki
Ben de bulayım ve de anlatayım

Bir kader oyunu bu

Sana bir çelme taktı
Bir çelme de bana
Yıllara inat
İnat beyazlaşan saçlara
İnat yüzdeki kırışıklıklara
Mahşere kıyamete kaç var kaç sonbahar daha var böyle şimdi alabora

Çare sende miydi
Yoksa ben de mi

Saz söz her şey ve de hayat bir yalan mıydı yoksa

Halimi anlayan kim
Kaç penceresi var ki kâinatın

Sen hangi penceredeydin
Ben hangisinde

Bakışlar kesişmez
Uzaklıklar bir kara yazgı

Ellerin günahı ne hep böyle sorgusuz sualsiz

Mahşerden sonrası da döner mi ki acep bu dünya

Kapılar mahpus kapısı
Odalar bir zından misali
Işıklar hep kör ve sisli

Ben boyun eğmedim
İsyanım senden ve kaderden ötürü

Sen kırdın kanadımı kolumu

Yasaklara yazdın adımı sanımı

Karşına çıkmak ve gözlerine bakmak
Tek suçumdu
Ardın sıra gelmemse bütün vebalim günahım

Gittiğin nokta bir kıyamet
Beklediğim yer bir mahşer

Mahşere kalsın öyleyse bu aşk
Kıyamete yazılsın bu sevda

Mahşer olsun kıyamet olsun adı kalsın kıyameti mahşere

Arap kızıysan
Ve de gâvurun
Ve de kavlin kavilse
Kavlim kavildir
Kavlimiz üzerine kopsun bu mahşeri kıyamet öyleyse

Sen onun ateşi
Ben de rüzgârı

Vefasızlık yazılmasın asla onun üstüne

Kopsun kopacaksa madem kıyameti mahşer bu aşk ve ille de bu sevda üstüne.

 
Toplam blog
: 25
: 249
Kayıt tarihi
: 04.09.08
 
 

Beyaz/ Siyah Gri Boz/ Yeşiller, Anarşist, Beni Siz Delirttiniz romanlarının yazarı ..

 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara