Mamografi mi? Bence memegrafi:)

Çoktandır ertelediğim bir konu vardı. Bu konu kelebeğimin bana her telefonunda ve her görüşmemizde: "annee! gideceksin anne!! Gitmen gerek" dediği ve ardından sağlık konusunda duyduğu tüm kötü haberleri söyleyerek beni korkuttuğu bir konuydu. Baktım kaçış yok, yürek çarpıntıları içinde yaptım sevkimi; elimde bir asa, bir çarık düştüm yollara. Yüreğim adeta bir trampet "tak tak tak".. Yaş ilerleyince bazı tahliller gerekiyor tabii, bir çeşit chek-up. Gittim kurbanlık koyun masumluğu olan suratımla önce kemik ölçümü yaptırdım, değerlendirmeyi yapan değişik bir alet, odada üç sağlık görevlisi var ben kuzu gibi yatarken onlar sevgililerini, hafta sonu neler yapacaklarını anlatıyorlar. "Alet işler el övünür", nasılda biliyor.. cırttt vınn... sonra bir sinyal.. hopp ooo şu kemiğide ölçmeliyim deyip geziyor vucut iskelem de.. Bekleyişimin ardından neyse ki bitti, sonunda "haydi şimdi ultrasona geç birazda orada otur bekle" dediler.

Herkes merakla birbirini inceliyor, "hımm nesi var ki garibin?" diyor herhalde. Hadi biz neyse de gencecik hastalara kıyamıyor insan. Arada yanıbaşımızdan sedye içinde hastalar geçiyor, acıyarak merakla bakıyoruz, sonra yandaki hasta ile sohbete başlıyorsun istemeden de olsa. Bu arada kalbim trampet gibi tüm hızı ile çalmada.. Tak takı tak.. takktong çtorong (abarttım).. Çağrılıyorum...

Karanlık bir yer. Bir bilgisayar var "uzanın" diyor görevli "açın karnınızı".. Kalp atışım tavan yapıyor "İmdatttt bitsin bu işkence". Sıvı bir şey sürüyor, ilk durak karaciğer biraz yağlı bir karaciğerim var biliyorum, orada bayağı bir geziniyor, bende hissediyorum oradaki aksiliği. Tanrım bitsin bu diyorum, gezilecek diğer yerlerde gezildikten sonra karaciğerimin benden şikayetçi olduğunu söylüyor görevli. Bir iki tıbbi söz ediyor hıı.. diyorum, o "rapor yazıyorum" diyor, "size değil sözüm".. Baktım konuşarak yazıyor raporunu...

Ne kararlar alıyorum kendime, çıkayım şuradan diyorum , hergün yürüyeceğim, sebze ağırlıklı besleneceğim, cici bir kadın olacağım.. cağım, ceğim... Bir çıksam...

Ve sıra mamografide, benim korkulu rüyam. Şimdilerde ne kadar çoğaldı meme kanseri, erken teşhisle tedavi olacak bir rahatsızlık, ama bunu bir yapabilsek. "Soyun" diyor sağlık görevlisi. Belden üstünde bir şey kalmasın, titriyorum soğukdan değil... Kalbim durdu duracak.

Geliyor bir göğsümü alıyor, bir tablaya yerleştiriyor, güleceğim geliyor, trajikomik.. Sonra sanki biftek yapacak gibi bir ağırlıkla sabitliyor, vırnn zırnn sonra diğeri yandan resimleri çekiliyor kendimi erotik film yıldızları gibi hissediyorum. "Giyinmeyin" diyor üzerinize bir şey alın bekleyin "Amanın" diyorum.. Kesin bir şey oldu. Bildiğim tüm duaları okuyorum.. Geliyor mamografim, "Tamam giyinin, çıkabilirsiniz" diyor görevli.

Yine beklemeye alındım, sekreter kız tek kağıt veriyorsa iyisin eğer tekrar ultrason diyorsa, "hımm emin değilim bir daha bakacağız" demek. Adımı sesleniyor "Sureyyam Sure" tek kağıt yuppiii... Seviniyorum, üstümden yük kalkıyor.

Unuttuğum bir şey var ama, karaciğerim?.. Onunla ilgili biraz problemim var, hemen Dr.Sea Paşa aranıyor, ilk bilgiler geliyor ve kelebeğim yorumlar yapıyor, teselli ediyor. Önce farkında değilim ama gitgide derinleşiyor bu bende, Dr. Mutlumavim aranıyor biraz daha rahatlıyorum, uykular delik deşik... Sonunda sızıyorum. Sabah karman çorman uyanıyorum, geriniyorum, kalkıyorum. Herşeye rağmen hayat güzel... Hep diyorum ya, anı yaşamalı..

Ve ayrıca kelebeğim benden sizlerin mamografi çektirmeniz konusunda baskı yapmamı istiyor.. Bu kadar açık seçik mahremiyetimi anlatmamım nedeni, memelerimizin de bizim vücudumuzun parçası olması.. Üstüne titreriz nedense. E eee o zaman iyi bakalım onlara ve onun arkadaşlarına, eğer ben onlar için gitmese idim karaciğerimle ilgili bu sorunu çok geç fark edecekdik, karaciğer kolay kolay hasta olduğunu belli etmezmiş.. Demedi demeyin... Hadi kırk yaş üzeri hanımlar Mamografiye... (tüh... şimdi 39 yaş üzeri hanımımız yoktur ya... ne etsek)

SEVGİ İLE SAĞLIKLA KALIN