Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Temmuz '08

 
Kategori
Deneme
 

Mancınıkla atılmak isteyen deli!

Mancınıkla atılmak isteyen deli!
 

Mancınıkla fırlatılıp atsınlar istiyorum kendimi. Gülmeyin. Ne bir varlığa dönüşebiliyor ruhum, ne eriyip yok olabiliyor. Hiçbir yere hiçbir ortama hiçbir varlığa ait hissedemiyorum kendimi. Birazdan kaçacak, kaybolacak, buhar olup uçacak bir yağmur damlası gibiyim. Alev almış yüreğim; bir kıvılcımdan, minicik bir üflemeyle kocaman yangınlara dönüşüyor. Sırf bu yüzden mancınıkla fırlatılayım istedim. Eskiye dönüş müdür bu? Neden bir roket değil de mancınık. İlkelleşeyim mi istiyor bilinçaltım. Sadece uzaklaşmak isteğim var hepsi bu. Bu zamana ait varlıksızlaşmamda rol oynayan teknolojiyi mi reddetmek için bu ilkelleşme isteğim: bilemiyorum! Tek bildiğim mancınıkla fırlatılma fikri. Teknolojik mutsuzluk, mideye yenilen teknolojik yumruk misali yaşam…

Mancınıkla atılmak keyifli bir yolculuk olmadığının düşüncesini de getiriyor beynime. Şimdi; yok atılırken yanabilirim, yok buhar olup havaya karışabilirim, yok toprağa çakılabilirim. Hâlbuki hedefim yok! Nere düşersem düşeyim. İster bir kayaya yapışıp kalayım, sonrasında rulo gibi katlanıp üzerime yazı yazsınlar, ister bir göle düşeyim; gölde oluşan halkalar etrafımda daire oluştursun da; tanrının bir mucizesi halkalar benim boğulmamı seremonileştirsin. Bir ormana düşeyim; kocaman ulu bir çınarın kollarında asılı kalayım. Çam kokusundan nefessiz kalayım. Sonsuzluğu isteyemem ben. Mancınıkla sonsuzluk olamaz; bir yerlerde, bir şekilde durabiliyorsun. Yok, hayır gedikler açmak, fetihler yapmak değil elbette düşüncem.

Tek düşüncem ilkelliğimle aynı mekândan, aynı yüzlerden, aynı havadan uzaklaşmak. Bir yerlerde kalayım ki, belki yeni bir hayata başlarım çakıldığım yerden kim bilir?. Gölde; deniz kız’ına, çam ağacında kozalağa dönüşeyim. Şu da kulağa hoş geliyor: Bir balığın karnında her şeyden ve her türlü yaşamdan uzakta ordan oraya yaşamak, bir mağarada, hayvanlarla dostluk kurup yaşamaya, bu arada kendi kendime düşünme yetimi geliştirmeye, doğa dengesini bozmadan; Hindistan’da yaşayan bilgeler gibi, yüksek rakımlarda inzivaya çekilebilirim. İstiyorum evet! Şu anda şu dakikada… Belki de düştüğüm yerde Hz. İbrahim gibi yeşilliğin sükûnetine, suyun serinliğine, havanın nemine karışır, alev alan yüreğim.

 
Toplam blog
: 359
: 1593
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Deli-dolu, akıllı,  yalandan yere çamura yatan, normal değerlerde zekalı, esprili, şakacı, kendin..