Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

06 Aralık '13

 
Kategori
Dünya
 

Mandela ile Öcalan aynı kefeye konur mu?

Mandela ile Öcalan aynı kefeye konur mu?
 

internetten alınmıştır.


Bugün hayatını kaybeden  "Kara" Afrıka'nın efsanevi lideri Mandela ile Öcalan'ı benzetmek, ikisini aynı kefeye koymak ne kadar doğrudur?

Toplumlar, topluluklar, cemaatler, ırklar ya da mezhepler...Bu sosyal veya siyasal oluşumlar kendilerine lider olarak seçtikleri insanları daima fazla büyütür ve daima eşsiz lider olarak görürler.

Ali Kırca, moderatörlüğünü yaptığı "Siyaset Meydanı" nda, Kürt sorununu bir de çocuklara tartıştırmak istemişti de, bir Kürt çocuk, Öcalan için: "O da bizim Atatürkümüz'dür" demişti ve o yıllar bu çok tartışma konusu olmuştu.

Kürtlerin bir kesimi açısından bakarsanız Öcalan da Mandela gibi, özgürlük savaşçısıdır ve bu yüzden tıpkı onun gibi bugün hapishanelerde sürünmektedir!!

Bu söylemin gerçeklik payı var mıdır?

Karşılaştırmayı maddeler halinde yapalım ve objektif bir sonuca varmaya çalışalım:

1- Ortaya çıkışları bakımından: Mandela, kendi ülkesinde ezilen, en tabii insan haklarından bile yoksun bir halkın lideri olarak ortaya çıktı... Öcalan ise, T.C. derin devletinin bir projesi olarak ayrılıkçı hareketi başlattı.

Sonradan değişime uğramış olsa bile, PKK'nın Türkiye "derin devlet"inin, ülkedeki iktidarını sürdürmesi adına ortaya çıkardığı bir örgütlenme olduğu artık biliniyor. Yani, Mandela'nın çıkışı ile Öcalan'ın çıkışının alakası yok.

2-Çıkış gerekçeleri bakımından: Mandela, ırkçılığın temel devlet politikası olarak yürütüldüğü bir ülkede, o ülkenin yerli halkının hakları için mücadele etti...Öcalan ise, bazı sorunlar olsa bile, Güney Afrikadakiyle kıyaslanmayacak kadar "eşit" bir etnisitenin hakları için ortaya çıktı(tabii kendi iddiaları doğrultusunda)

3-Mücadele yöntemleri bakımından: Mandela, hiç bir şekilde şiddete baş vurmadı, terör yapmadı... Onun mücadelesi, tıpkı Gandi gibi, sivil direniş olarak geçti; ülkesinde kan dökülmesini isteyen biri olmadı. Öcalan ise, bir terör örgütü yönetti... Kan döktü.

4-Destekleri bakımından: Mandela desteğini yalnız ve sadece ezilen halkından alıyordu... Öcalan ise, nerdeyse tüm uluslararası güçlerin desteğiyle terör yaptı.

5-Fikir veya İdeolojileri bakımından: Mandela, kendi ülkesinin maneviyatına aykırı ideolojiler benimseyen biri olmadı... Öcalan ise, Müslüman bir ülkede, Marksist-Leninist  bir örgüt lideri oldu.

6-Amaçları bakımından: Mandela, ülkesinin çoğunluğunu oluşturan siyahi ırkın temel insan hakları için savaşırken, ülkeyi bölmek gibi bir düşünce içerisinde olmadı... Öcalan ise-her ne kadar son yıllarda bu düşüncesini terk etmiş olsa da- örgütünü ülkesini bölme adına kullandı.

7-Kişilikleri bakımından: Mandela, çilekeş bir hayatın kendi hayat tarzı bakımından "dervişi" iken, Öcalan örgütü içinde bir tür "kral" olarak yaşadı...

Bu ve benzer maddeler, Mandela ile Öcalan'ın berzerliğinin, sırf iki ayaklı oldukları için kargayla insanın berzerliği gibi olduğunu gösteriyor.

Son yıllarda Öcalan'ın, uluslararası güçlerin etkisinden çıkarak daha birlikçi ve bütünlükçü çağrılar yapması kendi adına olumlu gelişme olsa bile, yine de bütün bir terör geçmişi ile Öcalan asla bir Mandela olamaz!

Kendi fanatikleri için ne olursa olsun, gerek Türkiye halkının çoğunluğu için, gerekse dünyanın makul insanları için Öcalan hiçbir şekilde bir Mandela olmayacaktır.

Not: Bu yazı için uygun bir resim ararken, İngiliz Guardian gazetesinin de bugün Mandela ile Öcalan'ı karşılaştıran bir yazı yayınladığını gördüm... Guardian'ın bizim internet medyasına yansıyan değerlendirmesinin özünü de buraya alıyorum:

"Fakat, Öcalan'ı kült benzeri takip eden yandaşları Mandela'nın şablonuna uymuyor. Öcalan korkulan ve tapılan biri; Mandela ise saygı duyulan, sevilen biriydi. Mandela'nın liderliğindeki sır, karakteri ve onu uzun bir dönem sahnelerden uzak tutan hayatının, bilgelik ve masumiyetin oluşturduğu özgün karışımda gizli.”.

Son söz olarak; Mandela'nın toprağı bol olsun, ruhu dinince dinlensin!, diyorum...

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara