Mandıra Filozofu - Doğaya Dönüş filmi

Cavit Bey, günümüzün bazı siyasetçileri gibi, baktığı her yerde plazalar, inşaatlar, tesisler gören ve gözünü ancak toprağın doyuracağı cinsten açgözlü bir işadamıdır. Allah da bu yüzden belasını vermiş; yüksek tansiyon ve kalp gibi hastalıklarla cezalandırmış; bir avuç dolusu ilaca ve seruma, daha da ötesi günde üç öğün brokoliye mahkûm etmiştir.

Buna rağmen uslanmak nedir bilmeyen bir ruh haliyle günün 24 saatine yakınını çalışmaya adamıştır, “Allah’ım günler niye bu kadar kısa, keşke her gün 60 saat olsaydı da doyana kadar çalışsaydım,” mantığındadır.

Böyle bir adam elbette Mustafa Ali’nin, Ege’nin bir koyundaki arsasına göz koyacaktı. Üniversitede felsefe okumuş olan Mustafa Ali ise Cavit Bey’in tam zıddı bir yaşam anlayışına sahiptir. Ona göre karnı doyduğu hâlde daha fazlasını yemeye uğraşan tek canlı insanoğludur.

Doğanın verdiği kadarıyla ve bir lokma bir hırkayla yetinmek gerekmektedir. Fazlası için çalışmanın bir manası yoktur.

Bazı yorumcuların bu anlayışı komünist felsefe olarak nitelemesi, bu teorinin ne olduğunu anlamak için kitaplar karıştırmak bir yana, sözlüğe bakmaya bile gerek duymadıklarından olsa gerek. Sonra da sinema yorumcularının epey bir kısmı dünyadan bihaber dediğim zaman kızanlar çıkıyor.

Filme dönersek… İnsanı, doğaya sahip çıkmaya ve doğaya dönmeye teşvik eden oldukça eğlenceli ve keyifli bir film. Cavit Bey ile Mustafa Ali’nin çelişkisini izlemeye değer.