Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mayıs '11

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Mangalda aşk

Birlikteliklerde ve özellikle evliliklerde bir süre sonra aşkın bittiği, bunun tehlikeli ve sakıncalı olduğu iddiasını sık sık duyarız. 

Aşkın tanımı hâlâ yapılamamıştır. Bilimsel olarak aşık birinin bedeninin kimyasal tepkileri inceleniyor, değişimler ortaya koyuluyor ama “neden” bulunamıyor. Evet, vücutta kimyasal farklılıklar oluyor ancak buna nelerin yol açtığı henüz gizemini koruyor. 

Aşkın nedeni bir yana, varlığı biliniyor. Ancak, tamamen kişiye özel bir duygu patlaması olan aşkın genel bir tanımını yapabilmek neredeyse imkansız. 

Ben şöyle düşünüyorum. 

Aşk, mangal yakmak gibidir. 

Mangalı yakmak için önce kömürleri tutuşturursunuz. Kömürler yanmaya başlar ve bir süre göz alıcı, yakıcı, çevresine ışık ve ısı saçan alevlerin dansını seyredersiniz. Görüntüsü ve kömürün yanarken çıkardığı sesler hayranlık vericidir, etkileyicidir. Ancak bu alevler herhangi bir işe yaramaz; eti koyduğunuzda is yapar, etin dışını yakar ama içini çiğ bırakır, ortalığa duman salar. Bu, aşktır. 

Mangaldan verim almak için alevleri söndürmeniz gerekir. Kömürler hâlâ yanmaktadır ama, dışarıdan neredeyse belli olmaz. Bu haliyle mangal öyle güçlü ve verimli bir ısı yayar ki, istediğinizi pişirebilirsiniz. Kömürlerden gelen ısı süreklidir ve üzerine su dökmediğiniz veya külle örtmediğiniz sürece için için yanmaya devam eder. Ara sıra söner gibi olsalar da, az bir çabayla tekrar güçlenip kor haline gelebilirler. 

Mangalın geldiği nokta, sevgidir. 

İlişkilerde ilerleme ve uzun vadelilik beklentisi varsa, aşk bitmelidir. Aşk, iki insan arasındaki, sınırları yoklama ve birbirini tanıma sürecidir. Bu süreçte aşırılıklarla karşıdakinin verdiği tepkiler görülmeye ve davranışlar buna göre ayarlanmaya çalışılır. Duygular coşkuludur, hakim olmak zordur. Aşık olduğunuzu haykırmak istersiniz. Ama, sevdiğinizi bilmeniz yeterlidir; zaten karşınızdaki sizi anlıyor olduğundan haykırmanıza gerek yoktur, içinizden geldiğinde onu sevdiğinizi kendisine söylemeniz, tüm haykırışlardan daha etkili olacaktır. Aşk sırasında taraflardan birinin diğerine beğenmediği bir davranışını söylemesi, tartışmaya neden olabilir. Sevgililer ise kişileri olduğu gibi kabul ederler; uyum sağlanmıştır. Bu uyum, zaman zaman güçlenip bazen zayıflasa da, tarafların ilişkiye ve birbirlerine olan güveni nedeniyle her zaman uzun vadeli bir beraberliğin temeli olacaktır; tabii ilişkinin üstüne su dökmezseniz… 

Aşka ait edebiyatta veya sanatın başka bir dalında vurgulanmış kaç olumlu nokta vardır? Buna karşılık sevgiyi anlatan kaç kötü ifade bulabilirsiniz? 

Eğer günümüzün yayın organlarında “aşkımız bitti” yazdığını görürseniz veya duyarsanız ne hissedersiniz? “Sevgimiz bitti” diyen kaç kişi gördünüz? 

Aşk, alevleriyle yarattığı göz boyama nedeniyle keyiflidir, ne kadar yaşasanız doyamazsınız; çünkü içi boştur. Alev söndüğünde de ortaya çıkabilecek gerçekler o kadar keyifli olmayabilir. Sevgi ise açıkça görülür, bulanık değildir. Tatmin edicidir, doyurucudur; sürekli ve keyifle yaşamak istersiniz; öyle de olur zaten. Aşk “fast food”dur, tadı hoşunuza gider, kolay yenir, hızlı tüketilir ve sonuçta da şiştiğiniz halde doymazsınız. Sevgi “gurme restoran”da yenen yemektir, yavaş yavaş, keyifle ve haz alarak yersiniz, doyarsınız ve tekrar gelmek için kararlısınızdır. 

İşte bu nedenlerle, aşkın bitmesi yalnızca “arabesk”ler, terk etmeye mazeret bulmaya çalışanlar, bağlanmaya niyeti olmayanlar tarafından kullanılan bir durumdur. 

Aşk bittiğinde geride birşey kalmamışsa, ayrılık zaten isabet olmuştur; bir gelecek kurgulamak için gerekli uyum oluşmamış demektir. 

Gelecek kurgulamak için, aşkın bitmesi beklenmelidir. 

 
Toplam blog
: 3
: 343
Kayıt tarihi
: 14.05.11
 
 

25 Yıllık çalışma hayatımın ve İstanbul'un yorgunluğunu atmak için 2010 yazında her şeyi arkada bıra..