- Kategori
- Yöresel Yemekler
Mardin'de yılbaşı yemeğinin ası hindi dolması

Hindi Dolması-alıntı
Yılbaşı yaklaştı mı, evde babaannem ile babam arasında bir çekişme başlardı. Babaâlo (hindi) pişecek mi, pişmeyecek mi? Babaannem asasını yere vurarak son kararını belirtirken, babam İmam Efendinin söylediklerini tekrarlardı:
-Hindi gavurların âdetidir, onları taklit edersek büyük günaha gireriz…
Babaannem de her yıl söylediklerini tane tane biricik oğluna tekrarlardı:
-Alâkası yok! Yeni bir sene giriyor ve torunlarım mutlaka beyaz pilâvın yanında babaâlo yiyecek… O gün sofrada ne varsa bütün sene eksilmeyecek!
Torunlar babaannenin etrafında dizilip, bilgiç bilgiç babaya göz dikince, yelkenler inerdi.
Yılbaşı sabahından başlayan hummalı faaliyetler akşama kadar sürer, hindi dolması sofranın ortasına kurulurdu.
Kardan mantosuna bürünmüş Mardin’in dar sokaklarında tümsek tümsek belli aralarla dizilen yumuşak tepecikleri bata çıka aşan başka mahallelerin gençleri, mani eşliğinde kapı tokmaklarına asılırlardı.
Demi, demi, demi
Sokıl beb kıddemi
Kerkuşe âle karkuşe
Alla iğelli uled
Ammo Ata fıdderguşe.
Yılbaşı, yılbaşı, yılbaşı
Kapıyı sür önümde
Mini miniler ardarda
Allah yaşatsın beşiğinde
Ata Amcanın çocuklarını.
Bu maniyi duyan ev halkı bir tas dolusu kuru üzüm, ceviz, pestil, bir karışlık cevizli sucuk, kestane karışımını, gençlerin sırtlarında taşıdığı torbaya boca edip, uğurlardı. Bu güzel gelenekle yoksulluğunu gururla saklayan bir çok ailenin Yılbaşını tatlı yiyerek karşılamaları sağlanırdı.
Aradan çok uzun yıllar geçti, çok şeyi unuttum; ama ay ışığıyla yıkanan o aydınlık Yılbaşı gecelerini hiç unutmadım. Farklı dil, din ve ırkların kaynaştığı, her şeyi kar gibi temiz, olgun bir hoşgörüyle karşıladığı o geceleri hep arıyorum.
Gürül gürül yanan soba üzerinde kızartılan kestaneler, manzara denilen uzun salonlarda toplanan akrabalar, tombala oyunu ve radyo başında heyecanla Millî Piyango çekilişini izleyen gençler… Her şey çok yalın ve azdı, ama mutluluk havası herkesi sarmalardı…
Modernleştik, ama çok şeyi de yitirdik. Sürü sürü kanallar, dışarıda eğlenceler o havayı yansıtmıyor nedense…
Yalnız ülkemin değil, dünyanın da üzerine çöreklenen kurşun ağırlığındaki havanın 2009’da dağılması ve herkesin beklentilerinin gerçekleşmesini dilerim… Sevgi, hoşgörü, esenlik yoldaşınız olsun…
HİNDİ (Horoz/Tavuk) DOLMASI
Malzeme:
*Dış
-1 adet kesilip, temizlenmiş hindi,
-3 patates
-2 kaşık domates salçası
-1, 5 yemek kaşığı tuz
-1/2 limon
*İç
-2 su bardağı pirinç,
-1, 5 bardak sıcak su
-1, 5 kaşık sıvı yağ
-
-Hindinin (Horoz/Tavuk) ciğeri,
-çiğ badem içi,
-Çeyrek demet maydanoz
-1 çay k.karabiber
-1 çay k.yeni bahar
-1 tatlı k. tuz
YAPILIŞI
-Bademler suda haşlanarak kabukları soyulur ve pembeleşinceye kadar yağda kavrulup, çatalla alınır.
-Kuşbaşı et ve küçük doğranmış hindi (horoz/tavuk) ciğeri bademlerin yağında pişinceye kadar sotelenir.
-Pirinç eklenerek birkaç kez çevrildikten sonra tuz ve sıcak su dökülüp, üstü kapatılarak kısık ateşte pişirilir.
-Tam pişmemiş pirince badem, karabiber, yenibahar ve ince kıyılmış maydanoz eklenip, karıştırılır.
-Ilınan iç, hindinin içine doldurularak, açık olan boyun ve gövde altı irice dikilir.
-Hindi bir tencereye yerleştirilerek üstüne
-İyice pişince çıkarılıp, üstüne önce limon, ardından salça veya yoğurt sürülerek, ısıtılmış fırında 10-15 dakika pişirilerek nar gibi kızarması sağlanır.
-Fırına koymadan önce biraz haşlanmış patatesler kalın dilimler halinde etrafına dizilir.
-Fırından çıkarınca üzerine maydanoz yaprakları serpilip, masanın ortasına konur.
-Servis sırsında önce ipi kesilerek çekilir, bıçak ve spatula yardımıyla iç pilav tabağa konup, üstüne kesilen etler dizilir.
*İsteyen hindinin içine haşlanıp dörde bölünmüş 5 kestane, 1 avuç kuş üzümü de koyabilir.
YARASIN...