- Kategori
- Yurtiçi Tatil
Marmarisi korsanlar bastı

Marmaris’i korsanlar bastı... Rıhtıma geceleyin çıkarma yapan , eli kancalı, gözleri bantlı siyahlar giyinmiş kızlı erkekli tek gözlü korsanlar, halkın arasına dalarak, susuzluklarını içkiyle giderdikten sonra durdurulabildi... Uzun yol yorgunu korsanlar, tahta kılıçları ile içkiden sızıp, kaldılar.
Tabi bu sahne, bir mizansendi. Halkla korsanlar rıhtımda kucaklaşarak sabaha kadar dans ettiler. Marmaris’te keyifli bir gece yaşanmış oldu festival münasebetiyle..
Geçen yılın bu ayına göre istatistikler, turist gelişinde, bu sezon yüzde 12 lik bir artışı gösteriyor. Müesseseler ise sinek avlamağa devam ediyor... Sinekler de akıllı çıktı bu yıl. Avlanmıyor, ortalıklarda kendisi avlıyor. Festivaldir, şamatadır, patırtıdır, gürültüdür derken, turizm mevsimini yarılamak üzereyiz, hiç böylesi sessizlik görülmedi.
Marmaris Belediyesinin yaptığı turistik hamleler, esnafın avuntusu oldu ancak... Belediyenin festival etkinlikleri uzayınca da: "Herkes eğlence için Atatürk Meydanını doldurunca, bizim tarafa gelip alışveriş yapmadılar. Yorulunca da doğru otellerine döndüler" diye yakındılar.
Eski festivaller öyle miydi ya? Yenilir, içilir, sabahlara kadar o sahil senin, bu sahil benim... Dansözler çifte çifte oynarlardı pikniklerde... Halk, hiç bitmesini istemezdi... Öyle ki, festival, etkinliklerden çıkıp, ’’Şamata’’ ya dönüşmüştü... Rastlamıştım bir keresinde... Dansözün birini rakıyla ‘’duş’’ aldırmışlardı da, ’’Ben ömür boyu rakı nevalemi yüklendim’’ diye diye, şakır şakır göbek atmaya da devam etmişti kesintisiz… Bir Ahu Tuğba, bir Emel Sayın ortalıklarda fırtına gibi esmişlerdi…
İşin, daha sonrasında kokusu çıkmağa başlamıştı. Yok efendim dansözlere göbek attırdılar... Yok efendim gözden uzak piknik yaptılar, festival yapıyoruz diye biz geride kalanları kandırdılar… Yok efendim şehirde çıplak kadınlar dolaşmışmış da... Koca memeliler Marmaris’e dolmuşmuş da… Yok efendim Belediye Başkanı bu kızları başına toplamışmış da… Hep kendisi eğlenmiş de… ..mışmış da mışmış’lar gırla gitmişti..
Başkan Muharrem Elgin, ’’Lanet olsun’’ diyerek festival mevsimini kapatmıştı. On beş yıldır de festival kelimesi ağza alınmadı… Halbuki mevsim açılmadan önce festivaller, hayat damarıdır. Kan yapıcıdır... Ümit verir, moralleri tazeler, diri tutar insanı…
Şimdiki Başkan, yerli bir turizmci... Daldan eğme değil, kökten sürme bir turizmci... Festivale karar verince, malum ‘’İstemezükçü’’ leri de hesaba kattı. Adam gibi festival başlattı. Her şey göz önünde cereyan etti... Ama, o istemezükçülerin sesi, bu sefer ‘’Cılız’’ çıktı… Sadece: ‘’’Festival seyredenler, alışverişi unuttular’’ diyerek bir an önce bunun sona ermesini sessiz sedasız beklediler... Eskisi gibi ‘’Şamata’’ yapmadılar... Yalnız, ortak bir noktada buluştular: ‘’Turizm uğruna, göbek de atılır.Rakı da içilir. Ama, kısa kesmek şartı ile" dediler....Ehhh..Bu da bir değişimdir!.
Marmaris Belediyesinin düzenlediği ‘’Gençlik ve Bahar’’ şenliği sona erdi…Yorgunluklar giderilemedi... Yankıları sürüyor… Uçurtmadan, bademli pilav yemeğe… Oyuncaktan, kavun festivallerine kadar her şey planlanmış, sırada... Çevresi ile, bir hareket içinde olacak Marmaris bu yıl… Bu arada Belediye Başkanı Ali Acar, ’’Pierre Loti’’ isimli bir restoranın açılışını da yaptı... Aynı gün sorduk kendisine: ‘’ İstanbul Belediyesi de, sizin yaptığınızın aksine, Piyer Lotiyi bulunduğu yerden kazıyıp atmak istiyor. Bizden değil diye yabancı görüyor yazarı. Sizse bu isimdeki bir restoranı açmakla, Piyer Lotinin manevi değerine değer katıyorsunuz...Bunlar çelişki midir sizce?" Başkan, güldü. Hiç duraksamadan sesi, otomatiğe bağlanmıştı sanki: "Modern zamanlardayız. Bu tür dışlamalar, hazımsızlıktır. Hoş görüsüzlük’tür... Piyer Loti, bizden biridir. İnkar edilemez... Osmanlı dostu kalmıştır... O semte adını vermiştir. Osmanlı kültürüne, yaşam tarzına saygı duyup benimseyen adamı o semtten kaldırıp atamazsınız. Oradan kazıyamazsınız.Bu, görgüsüzlük olur’’ deyiverdi. Gözleri kısıktı, sesi hüzünlüydü, bakışları kararlıydı... Biraz da sinirlenmişti.Yahut bize öyle geldi.
Yat festivalinde korsan gemisi ilgi gördü.Başaltına doldurmuşlar kızları...Bir anda limana çıkarma yaptılar.Kucak kucağa halkla dans ettiler.Rus kızları korsan kıyafetleri içindeydiler…Rıhtımdaki kafeler bir anda festivalin coşkusu içinde kalıvermişti…La Rocca’nın sahibi Ozan isimli genç: ‘’Vay canına!..Festival ayağımıza kadar geldi...Demek ki festival dedikleri buymuş’’ diyerek mükemmelliği işaret etmesi ilginçti.
Korsan kıyafetli Rus kızları, tahta kılıçlarla korunarak tek gözlü ve eli kancalı korsanların himayesinde gemilerde poz verdiler.Birden halkın içinde buluverdiler kendilerini…Birisi kancalı elini suya düşürmüş o hengamede..Bas bas bağırıyor: ‘’Ben şimdi ne yapacak..Kolum denizde kaldı..Ben onsuz yapamam ki.Ay başım.Vay başım..’’ Kızcağız o kadar konsantre olmuş ki, bileğine takılı korsan kancasını, hakiki eli sanıyor.Sadece o kancası düşmüş suya…Dediler ki kendisine: ‘’Elinin kaybolduğu falan yok.Düşen kancaydı.Baksana elin yerinde duruyor , görmüyor musun?!.. şükret! ’ diye..Dedik ya…Herkes tiyatro oynuyor.Roller iyi ezberlenmiş.
Rıhtıma o sırada Osman Beyin Prenses gemisi yanaştı.Karadenizli Kaptanı Prensesi, Karaip’lerden getirmiş tekneyi.Padişah tuğralı bir gemi.Resmini gündüz de çektik.
Ruslar damgasını vurdu festivale.Bilardo şampiyonaları da düzenlendi.Plajlarda voleybol ve kumdan heykel yapma müsabakaları yapıldı.Bütün bu olup bitenlerle eski imajlar silinmeğe, ’’İstemezükçü’’ lerin asgariye indirilmesine çalışıldı…Amma hiç kimse, şu Marmaris Festivalinin adını şenlikten öteye taşıyıp da beynelmilel hale nasıl dönüştürürüz diye de kafa patlatmadı..İnşallah o da olur diyoruz.
RESİMLER’de manşette Korsanlar Marmaris’e çıkarma yaptı..Altta ise Balediye Başkanı (Sağda) Pierre Loti’nin açılışında..Bilardo oynayan kızlar, her derde deva kızlı erkekli korsanlar, ’’Festival ayağımıza geldi diyen Ozan’ın sevinci (İki kızın arasında)..Karaip’lerden gelen Türk gemisi.’’Tuğra’’ armalı.. Ve kaptanı ile geminin dıştan görünüşü