Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '20

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Maskelerimiz

Maskeler olmazsa o kadar insanın bir arada yaşama ihtimali var mı sanıyorsunuz? Biz ‘’Farklılıklarımız zenginliğimizdir.’’ anlayışını çoktan yitirdik.

Varlıkların içerisinde ‘’kendi’’ olmayı, olduğu gibi görünmeyi elinin tersiyle iten tek varlık insandır diyebiliriz. Doğasından, fıtratından uzaklaşıp mutsuz, umutsuz, güvensiz ve yalnız kalan insan, kendisi ile arasına aşılmaz mesafeler koydu. Kendini bulma arayışına da girmeyince zamanla bir kuklaya dönüştü. Çevremizde birçok insanın en büyük sıkıntısı anlaşılmaması ve karşısındakini anlayamamasıdır. Zamanla birileri toplumun ruhunun derinliklerine bazı değerler zerk etmiş ve ilerleyen zamanlarda bu değerler tabuya dönüşmüştür. Bu değerlerin girdabından çıkamayan insan zamanla derisine, düşüncesine ve ruhuna türlü türlü maskeleri takarak kendini kamufle etme uğraşına girmiştir. Görünen yüz ile gizlenen yüz yer değiştirmiş İnsan kendi sonunu böylece getirmiştir bilerek veya bilmeyerek.       

   Maskeler olmazsa o kadar insanın bir arada yaşama ihtimali var mı sanıyorsunuz? Biz ‘’Farklılıklarımız zenginliğimizdir.’’ anlayışını çoktan yitirdik. Belki bunu hala dillendiriyoruz; fakat uygulamada çok büyük sıkıntılarla da karşılaşıyoruz. Güvensizliğin, sevgisizliğin, samimiyetsizliğin, korkunun, başarısızlığın ve mutsuzluğun temelinde insanın kendini olduğundan farklı gösterme amacıyla taktığı maskeler vardır. Bundan değil midir ki doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar? Onuncu köye gidin bakalım kimse var mı? Bulamazsınız kimseyi orada.  Herkesin birbirine benzemesi pek hayra alamet değildir, tekliyoruz. Bir yerde bütün insanlar birbirine benzemeye meylediyorsa orada ‘’kendi’’ olma ayrıcalığına sahip insan kalmamış demektir. Kendi kendini öldürüp başka başka kişilikler, maskeler ardına sığınmış bireylerden oluşmuş bir toplumun sağlıklı güvenli ve mutlu olması mümkün müdür?

 Din maskesi takıp insanların namusuna, onuruna, haysiyetine, parasına göz dikip onları kandıran; güven maskesini takıp insanları dolandıran, sevgi maskesi adı altında insanların başına renkli renkli çoraplar öğren, fedakarlık maskesi altında tüm insanları kendine feda eden, dostluk maskesi takarak insanları birbirine kırdıranlar toplumu ne hale getirdiklerine şöyle bir baksın. Başınızı iki ellerinizin arasına alarak şöyle bir düşünün. Hayatta çok güvendiğiniz biri var mı, peki uğrunda canınızı feda edebilme cesaretini göstereceğiniz biri düşünün var mı, güvenipte her şeyinizi anlatabileceğiniz bir sırdaşınız var mı, maddi ve manevi anlamda çok sıkıntı yaşadığınızda sizi bu durumdan kurtarıp felâha ulaştırabilecek kadar sizi önemseyen birileri var mı? Umuyorum ki vardır. Gözlemlediğim ve yaşadığım kadarıyla sosyal hayatta taktığımız maskeler yüzünden bunların çoğunun olmadığını söyleyebilirim. Bizi esarete mahkum eden, hayatımız boyunca mutlu olmamızı engelleyen, birden bize rahat yaşama imkanı vermeyen bu maskelerden ne zaman kurtulacağız? Ya taktığımız maskeler zamanla kişiliğimiz haline gelirse? İşte o zaman gerçek yüzümüzün hesabını kime verebiliriz?  Hülagü Han gibi insanın hayatını taktığı maskelerle tarumar edenler yaptıklarının hesabını verebilecekler mi? Kendini bilmezlerin aklı yok, sadece dilleri var, herkes bilir ki böylelerinin varlığı insanlığa zarar. Kendini bilip olduğu gibi görünenler ancak yaratıcının sırrına vakıf olurlar. Ya kendini çeşitli maskelerinin ardına gizleyenler?  Bu maskelerle kaç kuşun yuvasını harap ettiler, kaç haneye ateş düşürdüler, kaç cana kıydılar, kaç gönül yıktılar, kaç aşa zehir kattılar… Şimdi rüzgara oyuncak olmuş bir kuru yaprak gibiyiz, ruhumuz bizden ırak,  aklımız firar etmiş, yüzümüzü de çoktan unutmuşuz. Freni patlamış bir araba misali hayatı maskelerle en az hasarla bitirmeye uğraşıyoruz maalesef.

 
Toplam blog
: 53
: 63
Kayıt tarihi
: 16.12.19
 
 

Zaman su gibi akıp giderken yaşadıklarımın bana kattığı duygu ve düşünceleri kalıcı hale gelmesi ..