Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Mayıs yedisi...

Mayıs yedisi...
 

Yine bol resimli blogla karşınızdayım. Küçükken Mayıs yedisinin ne olduğunu anlamaya başladığımdan bu güne kadar geçen sürede, çok şey değişmedi yedi Mayıs'ta.

Yedi Mayıs, yeni takvime göre Mayıs'ın yirmisi, eskisine göre mayıs ayının yedisine denk geldiğinden ve hala büyükler arasında yazın başlangıcının bu mayıs yedisi olduğu inancının had safhada olduğunu belirtir; benim bile doğum günüm 15 Ağustos olmasına rağmen, annemin hala Ağustos'un biri demesinde bu inancın sürdürüleceğini anlamışımdır.

Mayıs yedisi demek; dondurma yiyebiliriz demek. Yazın başlangıcı demek, yaylalara çıkmaz zamanının başlaması demek…

Sıcakların artması, havanın bir yağmurlu, bir güneşli değil de, artık hep güneşli olacağının gün dönümü demek.

Gerçi benim de zaman zaman yaptığım geçmişte ritüellerim var tabii… Tıpkı hıdırellez de kırmızı beze sarılan dilekler gibi. Bu zamanlarda yapmasam da, yapanları gülümseyerek izlediğim bu günün geçmişinde neler yapmışım;

Yedi dalgadan atlamışım, Yedi taşı denize atmışım. Kayığa binip turlamışım, Senenin ilk dondurmasını yemişim. Köyden kalkıp sabahın köründe kendimi sahile atmışım. Arkadaşımla sahil boyu yürümüşüm. Müşümde, müşüm.

Böyle mühim bir gün işte buralarda. Sahil kesimi pek buna itibar etmese de, yüksek kesimde oturan halkımızın bu gün için hazırlıklar yaptığını, sırf deniz kenarında yürümek, fırsatını bulursa ayağını denize sokmak, bir ağacın altında çoluk, çocuk piknik yapabilmek sevdasıyla, sabahın ilk saatlerinde kendilerini kentin sahiline atarlar. Bu birazda ticaret demek… Yok yok… İç çamaşırından tutun, ev aksesuarlarına kadar ne arasan var. Döneri var, lahmacunu var, gözlemesi, midyesi…ekmeği, pidesi…

Biraz da teknik bilgi…

1. Etkinlik Mayıs ayının 7. Günü gerçekleştirilmektedir

2. Kutsal ve şifa veren bazı özellikleri olduğuna inanılan ve atalar tarafından seçilmiş bir mevki (genellikle bir derenin denize karıştığı) ziyaret edilmektedir.

3. Eğlence öncesi ritüeller sabah erken saatlerde gerçekleştirilmektedir.

4. Suya girilerek ya da su dökünülerek (insan, ev hatta eşya) arınma töreni gerçekleştirilmektedir.

5. Denize bir kayık vasıtasıyla açınılan yörelerde yedi dalga aşmak, yedi dere ağzı geçmek, sahilden denize yedi çift taş fırlatmak, yedi tas su dökünmek gibi “7” rakamını doğaüstü özellikler yakıştıran uygulamalar gerçekleştirilmektedir.

6. Ritüeller bitirildikten sonra mutlaka toplu yemek yenilmekte ve müzik eşliğinde horonlar oynanılmaktadır.

Yedi sayısının kutsallığı Babillilerin gökte bulunan yedi yıldızın[1][17] çocuğu oldukları inanışı Ortadoğu üzerinden tüm eski dünyaya yayılmış (yedi kat yer, yedi kat gök, dünyanın yedi günde yaratılışı) 7 rakamının kutsallığı Fenike, Eski Yunan, Roma gibi uygarlıkların yanı sıra Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam inançları içerisine sızmıştır. En eski Hint efsanelerinden Yedi Bilgeler ile Gılgamış efsanesinde bahsi geçen Yedi Bilge efsanesi, Yedi Uyurlar (Ashab-ı Kehf) gibi Hristiyanlık ve İslam’da bahsi geçen ortak motifler rakamın kutsallığının tüm eski kültürlerde ki yaygınlığının işaretidir. Yunanca Yedinci gün “Hebdemos” doğum, ölüm, düğün gibi olayların yedinci günü yapılan törenleri tanımlamakta olup Anadolu’da “Yedilemek”[1][18] adıyla bilinmektedir.

not: Perşembe'ye günün fotoğraflarını çekmeye gidiyorum. Onları yarın yükkleyeceğim.

 
Toplam blog
: 359
: 1593
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Deli-dolu, akıllı,  yalandan yere çamura yatan, normal değerlerde zekalı, esprili, şakacı, kendin..