- Kategori
- Siyaset
Mazlumdan yana

KOSOVA MIZIKACISI
CHP de olanlar, bir yaz yağmuru gibiydi. Sağanak gibi geldi. Ardından bir fırtına koptu. Adeta hortum gibiydi. Meraklısı tam siper, objektifler ve kameralar açık, kulaklar tetikte, beklediler ama olmadı. Hevesleri, kursaklarında kaldı. Fırtına kısa sürdü. Ardından güneş açtı. Olanlar, adeta inanılmazdı. Meteoroloji uzmanları bile şaşkındı.
Medyada, hemen, hemen, hiç CHP dostu kalmamış. CHP, bölündü, parça pırtik oldu. Baykalcılar bir yanda, Sav cılar, öbür yanda, Kemal cılar beri yanda. Bölen, bölene. Birden, ne olduysa oldu. Sular duruldu. Hani, fantastik filmlerde olur ya, biri sanki zamanı bir gün geriye aldı. Olan, medya senaristlerine oldu. CHP liler, bu gün, kol kola, Anıtkabirdeydiler. Fırtınanın merkezi, Genel Sekreterlik koltuğunu, aklı selim bir konuşma ile, yeni Genel Sekreter, Süheyl Batum a devretti. Hevesi kursağında kalanlar, şimdi yeni senaryolar üretiyorlar. CHP nin ekseni kayacak mı? Kemal Kılıçdaroğlu nun politikaları, CHP yi nereye götürecek? Bana göre, CHP nin ekseni kaymaz. Eksen, CHP nin tabanı dır. Tarihimizde, bu güne kadar, her partinin ekseni kaymıştır, ama CHP nin ekseni kaymamıştır, kaydırılamamıştır. Atatürk sevgisi, cumhuriyete ve laikliğe bağlılık, ekseni etrafında birleşen CHP liler, dünden, bu güne, bu günden, yarına, partilerini taşıyorlar. Bu bir vefa örneğidir. Dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek bir vefa örneğidir. CHP, tüzüğü, duruşu ve programı ile, iktidarda olması gereken partidir. Ama, uzun yıllardır, tek başına iktidar olamamaktadır. Söylemleri, buna yetmemektedir. Çok partili döneme geçtiğimizden bu yana, din sömürüsü yapanlar, yoksulluk edebiyatı yapıp, halkı hep yoksul tutanlar, Hukuktan söz edip, toplumu hukuksuzlaştıranlar, demokrasi diyerek, demokrasiyi bitirmeye çalışanlar, iktidara layık görüldüler. Her konuda, kendini uyanık sanan, çalışmadan, avanta ile geçinmeyi, hüner zanneden, bir çoğunluğumuz var. Bu da, eğitimsizliğin bir sonucudur. Bu durumu tersine çevirmek, halk ile daha çok bütünleşmekle, yada, daha çok avanta dağıtma sözü vererek mümkündür. CHP, şimdi bunun kararını verecektir. CHP, 12 Eylül referandumundaki, %42 yi bir arada tutarsa, iktidar alternatifi olacaktır.
Başbakan, Kosova seyahatinden, milli hisleri kabarmış ve mutlu olarak döndü. Gurupta yaptığı konuşmanın, mihenk taşları, Mehmet Akif ve Namık Kemal, di. Osmanlı döneminin hayaline dalan Başbakan dedi ki: “Mazlumdan yanayız.” İyi de, Başbakanımız, bu güne kadar hep, elin mazlumundan yana oldu. Filistin, mazlumları, Afgan, mazlumları, Pakistan, mazlumları, Kosova, mazlumları. Peki, bizim mazlumlarımız ne olacak, onlara ne zaman sıra gelecek? İşsizlerimiz, mazlum yoksullarımız, mazlum emeklilerimiz, taşeron elinde inim, inim, inleyen işçilerimiz, kazancı, ev kirasına yetmeyen çalışan mazlumlarımız, türban ile kelepçe vurulan, kadın mazlumlarımız, bunlara ne zaman sıra gelecek?
Türban yüzünden, kendi devletini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine şikayet etmiş olan, Cumhurbaşkanımız ve Muhterem eşleri, bu gün, çocuklarını, türban ile ilk öğretim okullarına gönderenlere ters çıktı. Bu durum, medyamızda övgü ile karşılandı. Ne desem, bilmem ki? Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, Bakanlarımızın, vekillerimizin, eşleri, türbanlı iken, örnek alınmış iken, çocuğunuza, “okula giderken türban bağlama”, uyarısı yapmanın mantıksızlığını, kim açıklayacak. Bu, neye benzer? Kendileri, sigara tiryakisi iken, sigara içtiği için, çocuğunu cezalandıran, anne, babaya benzer. Bu kafa ile, devlet yönetiminde bulunmak, nasıl bir olgu acaba? Nasıl ki, sigaranın zararlarını anlatıyoruz, birileri de, türbanın zararlarını anlatmalıdır. Türban, toplum sağlığına zararlı mı ki, çocuklarımızın kafalarını türbandan koruyorsunuz?