Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Medeniyet ne tarafta ?

Medeniyet ne tarafta ?
 

Akşam... Bir yere ulaşmaya çalışıyorum ancak, o da ne? Yol yok!!! Eyvah geç kaldım. Kızılaydan taksiye biniyorum. Telefonum çalıyor: Geliyor musunuz ? -Yoldayım geliyorum bekleyiiiinn. Kavşağa yaklaşmışken, şoför birden başka yola dönüyor. Adresi yanlış mı söyledim acaba diyorum içimden ve hemen ardından ekliyorum: Afedersiniz şoför bey yanlış yoldan gidiyorsunuz! (aloooooo) Adam gevrek gevrek gülüyor ve : siz buraları pek bilmiyosunuz galiba! Artık güzergah değişti. Ayrancıdan dolaşıp cinnah girişine oradan çıkıyoruz. Acayip şaşırıyorum tabii. Hayret diyorum içimden; hadi şehri bilmeyen biri olsam kekliyor diycem ama... Adam hem anlatıyor hem yola devam ediyor. 5-6 ay önce bu yolda tünel çalışması başladı. Onun için yol değişti diyor. Ben hem dinliyor hemde cüzdanımı kontrol ediyorum. Tamam dönüşte ters yönde mesafe daha kısa olduğuna göre taksiyle Kızılay' a dönerim ordan tekrar metro-otobüs artık... Dolaşa dolaşa sonunda ulaşıyorum. Abla bekliyim mi işiniz çabuk biterse... Yok gerek yok. Taksi ücretini ödeyip iniyorum.

Kapıdan içeri girdiğimde, beklemekten sıkılmış iki çalışan karşılıyor beni. "Trafik" diyorum biraz da geç kalmanın mahçupluğuyla... Hemen alalım sizi diyorlar. 10 dakika sürecek bir işlem diyor sağlık görevlisi. "Lütfen çekim anında yutkunmayın ve kıpırdamayın" diyor. Zaten sıkılmış. MR çekimi ortalama 1/2 saat kadar sürüyor. Bende günün verdiği yorgunlukla çekim bitimini beklerken kıpırdamak ne kelime nerdeyse uyuyorum. Çekim bitiyor, çıkıyorum. Caddenin karşısına geçiyorum ve taksi bekliyorum, bekliyorum, bekliyorum... Taksi elbette yoldan gelip geçiyor ama, "ters yöndeeeee caddeeee tek yön olmuuuuuş" Neyse diyorum açıkhava da yürümeyi özlemiştim. "Şurdan kavşağa kadar kaç m. varki ?" Yokuş aşağı temiz hava soluyarak iniyorum. Nihayet kavşağa ulaştım. Aaaaa yol yok. Hani nerde? Kavşak tamamen kapalı, her yerde inşaat malzemeleri ve ısınmak için ateş yakan birkaç kişi dışında kimsecikler yok. Bir an içimi ürperti kaplıyor. Ben nerdeyim böyle! Saat ilerlemiş ve hava kararmış ve ben korku filmlerinin sahnelerini hatırlatan bir an yaşadığımın ayrımına varıyorum. Etrafa hızlıca bir göz gezdiriyorum, evet araçlar ve insanlar var uzakta. Doğru o tarafa doğru hızlıca yürüyorum. Ateşin başında bekleyen iki kişi ayak seslerime doğru dönüyor, iyice hızlanıyorum. Heyyy beni bekle otobüs gördüm seni, koşarak yolda bekleyen ve durak mı değil mi ayırtedemediğim bir yerde duran insanlar ve otobüse ulaşıyorum- biniyorum. Otobüs Kızılay' a ulaştığında hemen caddeden karşıya geçiyorum. Tekrar otobüs... Taksi ... Evdeyiiiiiiim.

İşte medeniyet burası... "evim" bilsen seni ne çok özledim.

 
Toplam blog
: 10
: 699
Kayıt tarihi
: 25.02.07
 
 

Kahve sohbetini çok severim. Evde olmayı; gezmek kadar severim. Kahveyi, kırmızıyı, güneşi, papaty..