- Kategori
- Şiir
Mehmet Karabulut şiirleri

Yerkesik doğumlu Şair emekli felsefe öğretmeni Mehmet Karabulut
İzlenimler, Gizemli Bir Söyleşi, Nabide KILINÇ
MEHMET KARABULUT;
1925 Yılında Muğla’nın Yerkesik beldesinde doğdu.. Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünü bitirdi. Halen İstanbul’da yaşıyor. Göztepe Lütfiye sokak, Tunçdere apartmanında. Varlık, Yelken, May, Ataç, Yön, İmece, Yeni Ufuklar, Türk Dili dergilerinde şiirleri yayınlandı. “Şimdi Haberleri veriyoruz” kitabıyla May Edebiyat Ödülü’nü, “Gün Kapısı” kitabıyla da 1970 TRT Sanat ödülleri yarışmasında” Başarı Ödülü” kazandı.
Şiir kitapları;
1) Marçal Akşamları
2) Güney Çocuk Değil
3) Şimdi Haberleri veriyoruz
4) Gün Kapısı
5) Ferhat Yoruldu mu?
6) Sonsuz beyazlıkta Ölüm ve Spartaküs
7) Sivas Üstünde Bir İnce bulut
8) Su Türküler, Vietnamlı Adam v.s.
9) Sözcükler ve şiir
10) Filozoflar, Şairler, Yazarlar, Siyasiler
11) Tohumlar At Zamanlara
12) Yerküre ve kovboy
13) Fotoğraflar
14) Zeyno Kız ve Abdo
15) Çan
16) Gece Şiirleri
17) Penceredeki Kadın
18) Güzel ve Acı
19) Bulutlarla Rüzgarlarla
Mehmet ağabey İstanbul'da yaşıyor. Doğduğu yerden uzak. Yerkesik onun özlemi. Vefa dolu duyguları, düşünceleri. Göztepe Lütfiye sokak. Tunçdere apt. nında yaşıyor. İlerlemiş yaşı onu bir hayli hareketsiz hale getirse de, duygularından, düşüncelerinden, şiirlerinden hiç kopmamış. En son çıkardığı şiir kitabı Bulutlarla Rüzgarlarla.
Mehmet Karabulut yöremin şairi. Ülkenin evrensel duygu ve düşüncelerine karışmış şairi. Gelen kitaplarının içinden çıkan notları, belgeleri dökeceğim kağıda ve yazılara.
Yazacak ne çok şey var.
Yerkesik Şiirleri’nden;
Mehmet Karabulut’un 25 Ekim 2009 Muğla Devrim Gazetesi Sanat sayfasında çıkan şiirleri’nden.
MARÇAL'LAR
Marçal dağlarında bir bulut
Tam da önünde güneşin
Tutuşur yanar
Marçalların güzelliğine
Bir güzellik de o katar.
Az sonra yıldızlarla
Dolacak gökyüzü
Oynaşan, göz kırpan
Ama insanlar
Sabahın köründe kalkan
Yorgun insanlar
Yanan buluta da
Yıldızlara da oynaşan, göz kırpan
Dönüp bakmazlar..
DAMLA DERESİ
Erken sabahlarda
kışın Damla Deresi’nin ayazı
Kulaklarını, burnunu keser insanın
Üşür eşekler, katırlar da
Damla Deresi’nin
suyu Kayalardan düşer damla, damla
Sonra da çakılların
Akar gider altından, üstünden...
YERKESİK
Şu bizim Yerkesik ucunda bir düzlüğün
Oturmuş, düşünür durur
Yazdan başlar kışı düşünmeye
Kıştan başlar yazı düşünmeye
Ve düşüncesinin boyu
Boyu kadardır tarlasının.
Varsılına varsıl denemez pek
Yoksulu da değildir aç, çıpla
Cin gibidir çocukları
Büyük kentlerin açmazlarını
Yırtıp okurlar yarı aç, yarı tok
İçlerinden biri
Ağalara bırakılmış, Ortaçağ’a bırakılmış
Anadolu için
Kara Afrika için
Ve kalan yanlarında yerkürenin
Çalınan ter için, çiğnenen onur için
Yazlar, baharlar
Düşlerse bir gün uyanıp
Başını belaya sokar.