Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Mektup yolculuğu 3

Mektup yolculuğu 3
 

Büyülü kasabamın, büyülü bahçeleri, büyülü evleri, büyülü insanları vardı. Yaz gelip bahçeler bereketlenince, insanlardan da bereket saçardı etrafa... Ekinler biçilir, anızlar kalırdı tarlalara yadigar. Samanlar öyle büyük bir güzellikle göğe doğru savrulurduki, güneşin altın saçlarına değip, selamlar öyle düşerlerdi ellerimize, toprak anaya. Çağlayan sulara imrenir, onlarla yarışırdık. Her su damlası nimet, her toprak bulunmaz kıymetti.

Sabah güneş doğmadan, hummalı bir çalışma başlardı. Bütün kasaba bir büyülü evde harıl harıl çalışırdı. Büyülü bahçelerin sunduğu taze biberler, domatesler, soğanlar, naneler büyük bir teknede karılır, ekşimeye bırakılırdı serin bir odada... Kaç defa kokuyu takip edip, dayanamayıp sessizce sızmışımdır odaya. Teknenin üstündeki beyaz örtüyü kaldırıp, derin derin içime çekmişimdir o dayanılmaz ekşi ve mutluluk verici kokuyu.

Üstüne çıkamadığım dut ağacının dutları silkelenir, bahçede kazanlarla kaynatılırdı. Güneşte kurusun diye bir ağacın altına serilen örtünün üstüne çıkarılan hamur bezelerini beklerdik, kediler yemesin diye...Korkardık, telaşlanırdık büyüyü görememekten. Kaçar kaçar alt bahçeye inerdik. Her köşeden bereket fışkırırdı.
Düz alanlara, sakız gibi bembayaz çarşaflar serilir, üzerine kazanlarla altın tozları akıtılır, dağıtılırdı altı düz tahtalarla... Büyülü eller yufkanın en güzelini açar, ince ince, saçak saçak keserlerdi...Oklavaların, sinilerin, tahta kaşıkların, yanan odunların sesine; kuşların sesi, yaprakların hışırtısı, yanıbaşımızda akan suyun şırıltısı karışırdı. En güzeli taze ince bir sesin yankısıydı, kulaklarımızda kalan. Bazen hüzünlü, bazen şen şakrak kahkahalar eşlik eder, biraz uzadımı mola dönemi, efsunlu bir büyük nine oklavayı sallardı şenliğe doğru.

Akşama doğru siniler kalkar, etraf toplanır, gün geceye dönerken herkes kendi büyülü evine dönerdi. Cırcır böcekleriyle büyülü bahçemiz bize kalırdı... Gündüz gülücükler saçan kayısıların çekirdekleri çıkarılırken, bir büyülü ninenin dizinin dibinde, tatlı uykunun kucağına düşerdik. Bir kulağımızda mırıl mırıl konuşmalar, bir kulağımızda cırcır böcekleri bilinmez diyarlara uçar giderdik... büyülü kucağın en güzelinde taşınırken yatağa...

 
Toplam blog
: 265
: 642
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1974 İstanbul doğumluyum. Yüksekokul mezunuyum. Bursa'da yaşıyorum. Her zaman yazıp defterler, aj..