Memleketim

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Başbakan'ı sözüm ona parti için ''Terör örgütü yandaşı'' demiş. Sözüm ona partinin bir mensubu Başbakan'ımıza tepki göstermiş; ''Başbakan net ise bizi yargılamalarına gerek yok. Bu ihbarcılıktır. Partimiz ve Kürt Halkı özür bekliyor.''

İhbar nedir? İhbar; Kanunu dışı bir işi veya suçluyu resmi makamlara gizlice bildirme, haber vermedir. İhbara gerek var mı? Devletimizin savcılarının kulakları sağır, gözleri kör değil ki ihbara gerek duyulsun.

Sözüm ona partinin çizgisi ortada. Mensuplarının sözleri, eylemleri aleni. Dolamışlar dillerine eşkiya başını. Bebek katilini. ''Serbest bırakın, barış gelsin, kan dursun'' diye.

Boşuna mı aktı oluk oluk şehitlerimizin kanı? Serbest bırakın dediğiniz vatan haini değil miydi masum insanları öğretmenleri katleden?

Taşlar havada uçuştu. Bölücü yandaşları bir taşla iki kuş vurma hevesine kapıldılar. İlköğretim çağındaki çocuklar doldurdu ön safları. Bu çocuklarımızı eğitenler nasıl bir eğitimin peşindeler ki taşlanıyor güvenlik güçlerimiz?

Nasıl bir eğitim ki çocuklarımızın ellerinde vatan haininin posterleri?

Terörist başına serbestlik isteyeceğinize, bölgeye yatırım isteyin. El ele verip yok edin Doğu ve Güneydoğu insanının işsizliğini, çaresizliğini. Bırakın artık iki yüzlülüğü. Bırakın artık memleketimin yoksul insanlarının yakasını.

Sizin gibiler yüzünden yok edilemedi kardeş kavgaları. Yok edilemedi yoksulluk, çaresizlik. İlham kaynağı oldu şairlerimize, yok edemediğiniz kardeş kavgaları ve yoksulluk. Cahit Sıtkı TARANCI dedi ki;

Memleket isterim. Kardeş kavgasına bir nihayet olsun. Kış günü herkesin evi, barkı olsun.

''Mustafa Kemal'in Kağnısı'' dizelerinin sahibi Fazıl Hüsnü DAĞLARCA ''Dışarıdan Gazel'' dedi.

Bir ülke, yarısı çıplak. Yarısının yediği ekmek, tuz.''

Ülkemi bölmeye çalışanlar; Hele bir okuyun ''Mustafa Kemal'in Kağnısı'' nı. Belki anlarsınız ninelerimizin memleketimiz uğruna neler çektiklerini. Okuyun ''Memleket İsterim'' dizelerini. Anlayın yoksul insanlarımızın çektiklerini. Ortalarda dolaşıp ortalık karıştıracağınıza gelin hallerini görün; Tokat'ın pancar tarlalarında çoluk çocuk karın tokluğuna çalışan Güneydoğu insanının. Görün; ''Okullar açıldı mı?'' diye soran, kara tahta yerine tarlalarda pancarla
bir şeyler yazmaya çalışan çocuklarımızı. Göründe utanın yediğinizden, içtiğinizden. Utanın; Kuş tüyü yatak yerine yerlerde yatanlardan. Utanın; Elleri ayakları parçalanmış, Diyarbakır'ın, Urfa'nın, Adıyaman'ın, Mersin'in mert ve
fedakar insanlarından.

Utanında; Asıl siz özür dileyin çıkarlarınız uğruna kullandığınız bölge halkından!!