Mercimekli Baklava, Mercimek Helvası

Ofis Piknik 2

Kuruluş öyküsünü bir önceki yazımda anlattığım, Ofis Piknik İşletmesi ilk açıldığı günden başlayarak Ankaralıların yoğun ilgisi ile karşılandı.

Ta ki, değişen yönetimlerin daha çok kazanma hırsı ile, “tavuk döneri”, “et döneri”, “lahmacun” gibi ürünleri satışa sunmaları ve geleneksel hale gelen Ofis Piknik ürünlerini, satıştan kaldırmalarına kadar.

Ofis Piknik’in, gerek hazırlık aşamasında, gerekse açılışı yapıldıktan sonra, ürün geliştirme çalışmaları hep sürdü. O dönemde Toprak Mahsulleri Ofisi, Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nde çalışan hemen hemen herkes bu çalışmalarda en azından “tadımcı” olarak görev aldı. Ekibin çekirdeği dört kişiden oluşuyordu. Benim dışımda, Tabldot Servis Şefi Faruk Özen, Sosyal Hizmetler Servis Şefliği elemanlarından Gürkan Özer ( daha sonraları Müdür Yardımcısı ) ve Ahçıbaşı Recep Çalışır. Bu çekirdek ekip, bir çalışma süresi gözetmeksizin gece gündüz yeni ürünler deniyor, daha sonra da bu yeni ürünleri tadım ekibinin beğenisine sunuyordu.

Tadım ekibi de bir hayli kalabalıktı. Kimler yoktu ki, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Vehbi Erer, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Hakkı Atay, Diş Hekimi Ersan Kurç, Sağlık Servisi Şefi Meliha Erdoğan, Yardımcısı Mehtap Varlı, Sosyal Hizmetler Servis Şefi Fatma Atıcı, Müdürlük Uzmanları Can Arık, Atilla Kalaç, Tıbbi Tahlil laboratuarı sorumlusu İpek Bilgin, Fizyoterapist Nermin Toprak, Hemşireler Gülay Ünal, Çağlar Özer ve şu anda isimleri aklıma gelmeyen onlarca tadımcı.

Ofis Piknik’te satışa sunulan ürünleri üç gruba ayırmıştık; geleneksel, uyarlama ve zorlama ürünler diyordum ben bunlara.

Birinci grupta yer alan geleneksel ürünleri; Mercimek Çorbası, Mercimekli Köfte, Mercimekli Börek, Nohutlu Pilav oluşturuyordu. Bu ürünler klasik Türk Mutfağı yöntemleri ille hazırlanıyor, satışa sunulmaları işe, ayak üstü yemeye uygun olarak yapılıyordu. Mercimek Çorbası, Ofis Piknik logolu kağıt bardakta ve üzerine özel olarak bastırılmış Ofiş Piknik kağıt örtüsü konulmuş kırmızı tepsilerde, yanında kullanılıp atılabilen bir karıştırıcı, bir dilim limon ve TMO küçük susamlı ekmeği, diğer ürünler de, Ofis Piknik örtülü kırmızı tepsilerde, bir kez kullanılabilen tabak ve çatal kaşıkla veriliyordu. Bu değişik ve şık servis şekli (daha sonra Ankara’da pek çok işletme tarafından da taklit edilecekti.) çok ilgi çekiyor, ürünlerimizden tadanların sayısı gün geçtikçe, bizlerin de inanmayacağı bir hızla artıyordu.

İkinci grupta yer alan uyarlama ürünleri; Mercimekli Yaprak Sarması, Mercimekli Biber Dolması, Mercimekli İçli Köfte, Mercimekli Kadınbudu Köftesi oluşturuyordu. Zeytinyağlı olan dolmalarda ve Kadınbudu Köftesinde, pirinç yerine mercimek, İçli Köftede de, dış harcında mercimek unu ve bulgur, iç harcında da et yerine yeşil mercimek kullanıyorduk.

Üçüncü grupta zorlama ürünler diye adlandırdığımız ürünler yer alıyordu. Neler yoktu ki, Mercimek Helvası, mercimek Pudingi, Mercimekli Baklava, Mercimekli Dondurma şu anda aklıma gelenler.

Ofis Piknik Ankara için yeni bir kültür olmuştu. Müşterileri arasında, ev kadınları, memurlar, öğrenciler, işçiler, öğretmenler, üniversite öğretim elemanları gibi çok değişik kesimlerden insanlar vardı. Her hafta “Müşteri Beğeni Anketleri” yapıyorduk. Bu anketlerin sonuçlarına baktığımda, şimdi bile inanamıyorum. Beğenilme oranımız %100’dü. Tek bir ankette dahi beğenilmeyen bir ürün yoktu. Müşterilerimizin %83’ü yüksek öğrenimliydi.

Ofis Piknik, basınımızın da ilgisini çekmişti. Pek çok yerel, ulusal gazete de haber oldu. Televizyon haberlerine konu oldu. Genel Müdür’ümüzle Ofis Piknik röportajları yapıldı. Hatta bir basın toplantısında, bir soru üzerine TMO Genel Müdürü Ahmet Özgüneş'in Mercimekli Baklavanın şeker hastaları tarafından da güvenle tüketilebileceğini söylemesi, az kalsın başımıza büyük bir iş de açıyordu. Basın toplantısından hemen sonra kendisine, Mercimekli Baklavanın da, diğer baklavalar gibi nişasta ve şeker katkısı ile yapıldığını, bunların da şeker hastaları için hiç uygun şeyler olmadığını hatırlattığımda, “Boş bulundum. Gazetecinin sorusunu onayladım sadece” demişti. Birkaç gün sonra, bir başka nedenle odasına gittiğimde, “ Senin baklavan başıma iş açtı. Gazetede şeker hastalarının da rahatlıkla yiyebileceğini okuyan, Genel Kurmay Başkanlığı’ndan bir Korgeneral bolca yemiş. Sonra da hastaneye zor yetiştirmişler. Bu gün beni telefonla aradı ve çokça sitem etti.” demişti.

Ofis Piknik Ürünleri, sadece satış merkezi aracılığı ile tüketilmiyordu. Toplu Siparişler de alıyorduk. TBMM, Bakanlıklar, Bankalar toplu sipariş veren kurumların başında geliyordu. Bir de, genel kurullarını yapan siyasi partiler, sendikalar, dernekler üyeleri için kumanya paketlerini ofis piknik ürünleri ile hazırlıyorlardı.

Bu yazıyı hazırlarken “ofis Piknik” yazıp, google arama motoru ile arama yaptım. Sözlük, anı vb. başlıklar altında 65 adet sonuçla karşılaşmak beni bir hayli şaşırttı.

O dönem de Ofis Piknik’in, Ankara da altı ayrı yerde şubesi açıldı. Kumrular Sokak, Sıhhiye Köprüsü altında bulunan ucuz gıda Fuarı, ODTÜ Mühendislik Fakültesi, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, İzmir Caddesi ve Sarı Kadın Sokakta açılan Hacettepe Üniversitesi şubelerinde her gün onbinlerce Ofis Piknik Ürünleri satıldı.

Sağlanan gelirler de; bir önceki yazımda belirttiğim, sosyal amaçlı pek çok konuda kullanıldı.

Unutmayın1: THK Yangın Uçağı alım kampanyası için, tüm operatörlerden yangın yazıp, 3919’a gönderin. Bedeli 6 YTL’dir. Ülkemize katkısı, yemyeşil ormanlar.

Unutmayın2: Kurban Derilerini, lütfen THK’na verin. Kanatlı bir Türk Gençliği yaratılması çabamıza destek olun