Merdiven altı din eğitimi mi olsun istiyorsunuz?

“Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersleri zorunlu eğitimde devam etmeli derken çoğunuzun buna karşı çıkacağınızı biliyordum.

Herkesin ayrı bir gerekçesi var!

Ama olayın bir de acı gerçekleri var!

Bu ülkede merdiven altı din eğitimi ülkenin dini hayatına egemen olmuştur.

Hiçbir pedagojik formasyondan geçmemiş, öğretim yeterliliği şüpheli insanlar, uzun yıllardan beri din eğitimi adı altında insanımızın dimağına hurafeyi yerleştirmişlerdir.

Efsaneden, masallardan bir din anlayışı ortaya çıkmıştır.

Yaz Kuran kurslarına gidin bakın!

Buralarda İslam Dini mi öğretiliyor zannediyordunuz? Çocuklar oralarda Arapça harfleri heceleyerek dinlerini öğrendiklerini zannediyorlar. Birkaç tane de namaz suresi ezberledi mi tamam!

Dinini öğrendi!

Başlar Hoca asıl anlatmak istediklerine!

“Peygamberimize Miraç’ta Allah tarafından kırk vakit namaz emredildi. Dönüp geliyorken (!) Peygambere rastladı! Konuyu ona açtı. Ümmetin bu kadar namazı kılamaz. Geri dön de Allah bunu biraz indirsin dedi. Peygamberimiz tekrar huzura çıktı ve durumu izah etti. Otuz beş vakte indi. Geri dönüşte(!) Peygambere rastladı. Durumu anlatınca o da itiraz etti. Ümmetin o kadar vakit namazı kılamaz. Dön de bunu söyle Allah’a namaz vakitlerini azaltsın dedi…”

Olay gide gele beş vakide kadar iniyor!

Düpedüz Allah’la alay ediyor, Peygamberimizle dalga geçiyor bu kitap!

Her yerde okunuyor ama bu kitap!

Şevkle!

Huşu içinde!

İsmini vereyim!

“Envar-ül Âşıkin”

Yazarı da “Yazıcıoğlu Ahmet Bican”

Bakın arkadaşlar; Harf Devriminin en önemli sebeplerinden biri neydi biliyor musunuz?

Osmanlı döneminden kalan bu tip safsata kitapların önünü kesmek! Faydalı eserleri bunlardan ayırmak ve buna bağlı olarak bilginin bilimin ışığında Aydın Müslümanlar yetiştirmek!

Hani kitaplar yakıldı deniyor ya bir zamanlar? Yakılanlar bunlar! (şahidi dedem)

Sonra ne oldu?

Geldi birileri, Mısır imamlarının, Hindistan imamlarının sözüm ona eserlerini tercüme edip yaydılar ülkeye!

Zehirlediler Milleti tekrar!

İslam tarihini incelediğinizde göreceksiniz ki gerçek İslam’ı referans alan bilim adamları, Farabiler, İbni Sinalar, El Biruniler, Harizmiler, yobaz çevrelerce dinden çıkmış damgası yemişlerdir.

Endülüs’e de bir bakalım isterseniz!

İspanya’daki o muhteşem yapılanma, tüm Avrupa’da Hıristiyanlığı sorgulamaya itmiştir! Engizisyonu araştırın, Calvin’i araştırın bakalım ne göreceksiniz?

Hiçbir Müslüman, en bilgisizi de dâhil olmak üzere başka bir dine tevessül etmez! Edenler vardır tabi de bu biraz menfaat kokar! Bunu bildikleri içindir ki hurafeleri Müslümanların içine sokarak onların birlikteliğine darbe vururlar. Avrupa’nın “Oryantalizm” planı ta Haçlı seferlerinden beri vardır.

Din derslerini mecburi eğitimden çıkarmak, her mahallede mukim bir cemaat ya da tarikata havale etmek de planın yerli versiyonudur!

Bunların rezilliğini gören, duyan da böyle dinin… deyip çıkacak işin içinden!

Atatürk’ü anlıyorum diyenlere de teessüflerimi gönderiyorum.

Din eğitimini tekkelere ve zaviyelere mi havale edeceksiniz kardeşim?

Durum bu haldeyken.