- Kategori
- Gündelik Yaşam
Merhamet manifestosu!

Milliyet.com.tr
Milliyet internet sitesinden aldığım şu resme bir bakın...nMerhameti bundan daha güzel resmeden başka bir görüntü var mıdır?
Vardır, evet, sitede merhamet üzerine çok çarpıcı başka resimler de var ama ben bir tanesini seçtim, diğerlerine siz oradan bakın...
Darwinist yaklaşımın beslediği 19.YY Pozitivzmi dünya'yı canlıların bir "mücadele alanı" olarak tanımladı.
Bu tanımlama'ya "doğal seleksiyon" gibi artistik bir de isim verildi.
Güçlülerin yaşadığı, güçsüzlerin yok olduğu dünya anlayışı, dünyada yaşayan diğer canlıları değil, ama insanları derinden etkiledi. Çünkü insanlar "felsefe" okuyordu.
Birinci ve İkinci dünya savaşlarının temel sebebi bu "vahşi" yaklaşım oldu. Madem ki, güçlüler yaşar, güçsüzler yok olur, o halde güçlü ben olmalıyım ve türümün diğer örneklerini yok etmeliyim, saplantısı psikolojik ve giderek sosyolojik bir realite haline geldi.
İnsanlar kıyasıya vuruştu. Her iki savaşta elli milyondan fazla insan öldü. Şehirler yok oldu. Vicdanlar karardı. İnsanlık büyük yara aldı...
Eğer bir üçüncü dünya savaşı olacaksa, yine insanlardaki "merhamet yoksunluğu"ndan olacak...
Tabiatı ve onun içindekileri yenilmesi gereken düşman olarak gören pozitivizm sadece insanlararası katliamlara değil, insanların öteki canlılar üzerinde uyguladığı katliamlara da neden oldu.
Kaç hayvan soyu insan eliyle yok edildi; yok ediliyor...
Oysa, şu resme bir kere daha bakın. Hayvanlar arasındaki merhameti- bir hayvan oldukları halde- görmek, insan olarak bizi utandırmayacak mı?
Bir belgeselde gördüğüm olayı bir kere daha anlatayım: Sudan geçmeye çalışırken timsaha yakalanan ceylan yavrusunu, onun çaresiz çırpınışlarını gören bir gergedan timsahın üzerine yürüyerek kurtarıyordu, bu belgeselde. Zannedilmesini ceylanı timsahtan kurtarıp kendi yiyecek...Hayır, yaralanan ceylanın başında hüzünle bekledi..Ceylan yavrusunun ölümünü çaresizce izledi...
Merhamet sahibi Rabbimiz, yarattığı canlıları birbirleri için rızık tayin etti aynı zamanda...Bitkiler hayvanları, hayvanlar birbirlerini ve insanları besliyor. Bütün bu nimetler Allahın sonsuz merhametinin eseridir. Büyük balık küçük balığı yiyerek beslenecektir.Bir timsahta bir ceylanı yiyecektir elbette.. İnsanoğlu ise dünyadaki her şeyden bir nasip almıştır..
Beslenmek için yemek başka bir şeydir; zevkler ve hırslar için öldürmek başka bir şey...Sadece insandır ki, zevki veya hırsları için öldürür.
Bu hırslarına süslü püslü isimler de koyar insanoğlu..Felsefe olur, ideoloji olur; kavmiyetçilik olur, ekonomik çıkarlar olur...Ama hepsinin temelinde merhamet yoksunluğu vardır.
Merhametin yağmurlar gibi yağdığı şu mübarek Ramazan ayında, diliyorum ki, aynı ülkenin, aynı tarihin, aynı acıların insanları olarak birbirimize merhametli olalım...
Hiç değilse, şu resimdeki hayvanların merhameti kadar!
Vardır, evet, sitede merhamet üzerine çok çarpıcı başka resimler de var ama ben bir tanesini seçtim, diğerlerine siz oradan bakın...
Darwinist yaklaşımın beslediği 19.YY Pozitivzmi dünya'yı canlıların bir "mücadele alanı" olarak tanımladı.
Bu tanımlama'ya "doğal seleksiyon" gibi artistik bir de isim verildi.
Güçlülerin yaşadığı, güçsüzlerin yok olduğu dünya anlayışı, dünyada yaşayan diğer canlıları değil, ama insanları derinden etkiledi. Çünkü insanlar "felsefe" okuyordu.
Birinci ve İkinci dünya savaşlarının temel sebebi bu "vahşi" yaklaşım oldu. Madem ki, güçlüler yaşar, güçsüzler yok olur, o halde güçlü ben olmalıyım ve türümün diğer örneklerini yok etmeliyim, saplantısı psikolojik ve giderek sosyolojik bir realite haline geldi.
İnsanlar kıyasıya vuruştu. Her iki savaşta elli milyondan fazla insan öldü. Şehirler yok oldu. Vicdanlar karardı. İnsanlık büyük yara aldı...
Eğer bir üçüncü dünya savaşı olacaksa, yine insanlardaki "merhamet yoksunluğu"ndan olacak...
Tabiatı ve onun içindekileri yenilmesi gereken düşman olarak gören pozitivizm sadece insanlararası katliamlara değil, insanların öteki canlılar üzerinde uyguladığı katliamlara da neden oldu.
Kaç hayvan soyu insan eliyle yok edildi; yok ediliyor...
Oysa, şu resme bir kere daha bakın. Hayvanlar arasındaki merhameti- bir hayvan oldukları halde- görmek, insan olarak bizi utandırmayacak mı?
Bir belgeselde gördüğüm olayı bir kere daha anlatayım: Sudan geçmeye çalışırken timsaha yakalanan ceylan yavrusunu, onun çaresiz çırpınışlarını gören bir gergedan timsahın üzerine yürüyerek kurtarıyordu, bu belgeselde. Zannedilmesini ceylanı timsahtan kurtarıp kendi yiyecek...Hayır, yaralanan ceylanın başında hüzünle bekledi..Ceylan yavrusunun ölümünü çaresizce izledi...
Merhamet sahibi Rabbimiz, yarattığı canlıları birbirleri için rızık tayin etti aynı zamanda...Bitkiler hayvanları, hayvanlar birbirlerini ve insanları besliyor. Bütün bu nimetler Allahın sonsuz merhametinin eseridir. Büyük balık küçük balığı yiyerek beslenecektir.Bir timsahta bir ceylanı yiyecektir elbette.. İnsanoğlu ise dünyadaki her şeyden bir nasip almıştır..
Beslenmek için yemek başka bir şeydir; zevkler ve hırslar için öldürmek başka bir şey...Sadece insandır ki, zevki veya hırsları için öldürür.
Bu hırslarına süslü püslü isimler de koyar insanoğlu..Felsefe olur, ideoloji olur; kavmiyetçilik olur, ekonomik çıkarlar olur...Ama hepsinin temelinde merhamet yoksunluğu vardır.
Merhametin yağmurlar gibi yağdığı şu mübarek Ramazan ayında, diliyorum ki, aynı ülkenin, aynı tarihin, aynı acıların insanları olarak birbirimize merhametli olalım...
Hiç değilse, şu resimdeki hayvanların merhameti kadar!