Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

15 Nisan '12

 
Kategori
Siyaset
 

Merkezin yeniden inşası…1

Merkezin yeniden inşası…1
 

Son defa şapkayı alıp, merkaz sağa rahmet okutan muhteşem Süleyman!!!!!!


Cüneyt Ülsever’in “ Merkez sağ toparlanabilir mi?” yazısı üzerine bu konuda birkaç kelam etme gereği duydum. Sayın Ülsever’in  bir anlamda temennisi olarak algıladığım bu yazısı, aslında ülkemin geleceğini çok yakından ilgilendiriyor. 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimini bir dönüm noktası olarak gören yazara göre, o seçim sonucunda Türkiye’de rejim değişiyor. Ancak bence rejim hali hazırda yavaş, yavaş derinden değişmeye başladı bile. Nasıl mı? Bugün ülkemde çok partili bir sistemden bahsetmek mümkün mü? Çok seslilik var mı? İktidar ben “ milli iradeyim” diyerek, her türlü hoyratlığı yapmıyor mu? Muhalefetin esamesi okunuyor mu? Şuan bir tek parti ve cemaat baskısı kendini her alanda hissettirmiyor mu? Demokrasiyi sadece “sandıkla” sınırlı gören bir zihniyet iş başında değil mi? Hükümete karşı ağzını açan, derhal kendini terörle mücadele yasası kapsamında, örgütlü suçlardan “Özel yetkili, görevli mahkemelerin” karşısında ve oradan da süresi belli olmayan bir tutuklulukla cezaevlerinde bulmuyor mu? Bugünkü bu rejime ne isim vermemiz gerekiyor?

Bu tespiti yaptıktan sonra yazarın ülke gündemine getirdiği “ Merkez sağ toparlanabilir mi?” sorusuna cevap aramak istiyorum.

Merkez sağ olarak isimlendirdiğimiz “ Demokrat Misyon” 1946 yılında tek parti yönetimi sonucunda ve yine o partinin içinden kopmuş bir grup tarafından kurulan “Demokrat Parti”  adı ile siyasal düzlemde yerini almıştı. O yıllar henüz demokrasinin zihinsel olarak yerleşmediği ülkemde 10 yıllık Demokrat parti iktidarı hazin bir sonla tarihteki yerini almış ve “Demokrat Misyon” Adalet partisi ile siyasal hayatta var olmuştu. 1950-1960 dönemine nazaran gelişen demokrasi ikliminde 1980 yılına kadar merkez sağ Adalet partisi ile siyasi dengeler içinde yerini almış.

Temelde hürriyetçi, sosyal adaletçi, laik, liberal ekonomiye yakın, demokrat, dine bakışı saygılı, sosyal hayata müdahaleci olmayan, kalkınmacı, hoş görü sahibi, uzlaşmacı ve iş üreten bir misyona sahip merkez sağ, yine kendi içinden yetişen kişilerin hataları sonucunda yok olmadı ama kendi kabuğuna çekildi.

Yeniden küllerinden doğmak için uygun zamanı bekliyor diyeceğim, ama bu da pek mümkün görünmüyor bu zamanlarda, neden derseniz, şu an Demokrat parti yönetiminde bulunan kimselerin böyle bir kaygıları yok, onlar daha çok, partinin başına gelmiş “kayyum” gibi davranıp, Demokrat partiye ait 81 ildeki 100 e yakın gayri menkulün satışı çabasındadırlar diye basına yansımış haberlerden öğrendiğime göre, Ankara’dan bildiğim iki eski genel merkez binası, birisi Hüsamettin Cindoruk  zamanında, diğeri de sanırım şimdiki yönetim zamanında çoktan satıldı bile, şimdiki genel merkezin içinde ise kat karşılığı iş merkezi yapılıyormuş diye bir duyum aldım. Bunları neden yazıyorum, çünkü siyaset paralı bir iştir. Siyasetin finansmanı için  gerekli kaynaklar olması gerek, illerin, ilçelerin kısaca teşkilatların ayakta durması için finansman zorunluluğu vardır. Fakat görünen odur ki; olanı satarak merkezin yeniden inşası mümkün değildir. Ancak günü kurtarırsın o da finansmanı doğru yerde kullanırsan…

Merkez sağdaki durum budur…

Merkez sağda Demirel’den sonra gelen liderden hiç birisi “ siyasetin sermayesi insandır” tezini benimsemediler. Kimi partiyi kendi özel şirketi gördü, kimi de kendini hala genel müdür, bakan sanarak partilileri de maaşlı eleman olarak gördü ve ben istediğimi yaparım sultan benim tavırlarını üzerinden atamadı, daha doğrusu partili olamadılar. Genel başkanlık gömleği  bir numara büyük geldi.  (devam edecek) 

15.04.2012/Ankara

 
Toplam blog
: 66
: 725
Kayıt tarihi
: 24.01.09
 
 

1976 yılına kadar Adana'da yaşadım. Lise tahsili sonunda Ankara'ya geldim ve halen Ankara'da yaşı..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara