Mersin festivali Avrupalı oldu

Mersin Uluslararası Müzik Festivali, 7–9 Mayıs’ta Brüksel’de toplanan Avrupa Festivaller Birliği kurulunda yapılan oylama ile Avrupa Festivaller Birliği üyesi olmaya hak kazandı. Mersin Uluslararası Müzik Festivali henüz altıncı yaşını kutlayan genç bir festival iken 38 ülkeden 100’den fazla festivalin üye olduğu Avrupa Festivaller Birliği`nin yıllık olağan toplantısında yapılan oylamada kabul gördü. Uluslararası alanda kendini ispatlayan bir festival olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Mersin Uluslararası Müzik Festivali
1981 yılında İrfan Solmazer, Hanri Atat, Kudret Ünal ve dostlarının eski Halkevi binasının Kültür Merkezi olarak Mersin’e kazandırılması çalışmaları ile başlayan Mersin Uluslararası Müzik Festivali, 1990 yılında Mersinli değerli işadamı Hanri Atat öncülüğünde kurulan Mersin Kültür ve Sanat Derneği’nin hukuki çatısı altında TC. Başbakanlık Tanıtma Fonu Temsilciliği, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Mersin Valiliği, Akdeniz Bölge Garnizon Komutanlığı, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin Üniversitesi, Akdeniz Belediyesi, Yenişehir Belediyesi, Toroslar Belediyesi, Tarsus Belediyesi, Mezitli Belediyesi, Kızkalesi Belediyesi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Borsası, Deniz Ticaret Odası, Mersin Devlet Opera ve Balesi, Mersin Kültür ve Sanat Derneği, Filarmoni Derneği, İçel Sanat Kulübü, Polifonik Korolar Derneği, Mersin Liselileri Derneği ve sponsorların katkılarıyla organize edilmektedir. Festivalin ön çalışmaları ve etkinliklerin organizasyonu tüm bu kurumların, gönüllülerin ve tüm Mersin halkının katılımlarıyla yürütülmektedir.
Festival her yıl pek çok yerli ve yabancı sanatçıyı Mersin’in önemli sanat merkezlerinde ve binlerce yıldır farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış antik mekanlarında ağırlıyor. Festival programında klasik müzikten baleye birçok etkinliğin yanı sıra Mersin’de yaşayan pek çok kişinin sanatla buluşmasını sağlayan ücretsiz etkinlikler, söyleşiler, atölye çalışmaları ve sergiler yer alıyor.
Mersin Uluslararası Müzik Festivali müzik, sahne ve performans konusundaki sanatsal kriterlerden ödün vermeden, her yıl biraz daha gelişmektedir. Festival yürütme kurulu ve sanat kurulu dünya müzik gündemini yakından takip eden vizyonuyla önemli programlar hazırlamakta ve pek çok iyi sanatçıyı Türkiye’de ilk kez Mersin’e konuk ederek Mersin’i müzikle buluşturmaktadır.

Avrupa Festivaller Birliği (EFA)
Avrupa’da düzenlenen festivaller arası koordinasyonun geliştirilmesi, karşılıklı değişim programları ve düzenlenen festivallerin belirlenen kriterler doğrultusunda kaliteli bir sunumla izleyiciye ulaştırılmasında bilgi alış verişinde bulunmasını sağlayan bir platform olan Avrupa Festivaller Birliği (EFA) 1952 yılında dünyaca ünlü Fransız asıllı Rus besteci ve şef Igor Markewitch ve düşünür Denis de Rougemont tarafından 15 ülkenin katılımıyla Cenevre’de kuruldu.
38 Avrupa ülkesinden 100'ü aşkın gösteri sanatları festivalinin üye olduğu Avrupa Festivaller Birliği (EFA) dünya ile toplumlar arasında köprüler kurmayı hedef edinmiş bir kurum. Farklı ülkeler, bölgeler ve kıtaların insanları arasında sanat yoluyla karşılıklı anlayış ve birbirini tanıma olanağını sunan EFA, 1997'de tüzüğünde değişiklik yaparak Avrupa Festivallerini kapsayan geniş tabanlı bir yapıya dönüşmüştür.

Türkiye, Mersin Uluslararası Müzik Festivali’nin de dahil olmasıyla toplam 5 festivalle Avrupa Festivaller Birliği’nde yer almaktadır. Bunlardan Uluslararası İstanbul Müzik Festivali 1977 yılında, Uluslararası Ankara Müzik Festivali 1994 yılında, Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali ile Uluslararası İzmir Müzik Festivali ise 2003 yılında Avrupa Festivaller Birliği’ne kabul edilmiştir.
Avrupa Festivaller Birliği’ne üye olmak Mersin Uluslararası Müzik Festivali’ne katılan yerli sanatçıların farklı ülkelerin festivalleri tarafından tanınmasını ve yabancı sanatçılar ile festival katılımcılarının Mersin’i tanımasını sağlayacaktır. Mersin’in Tarsus’tan Silifke’ye uzanan 140 km’lik sahil şeridindeki antik alanlarda düzenlenen festival, amaçları doğrultusunda geliştikçe Mersin’in dünyada turizm ve ticaret potansiyeliyle tanınmasına katkı sağlayacağı gibi sanat ve kültür alanında da tanınmasını, Mersin’i sanat alanında özgün bir marka haline getirerek özellikle kültür turizmi konusunda önemli gelişmeler sağlayacaktır.
“ Dünyanın sesi Mersin’de duyulacak, Mersin’in sesini dünya duyacak.” (Hanri H. Atat)