- Kategori
- Eğitim
Meryem’in Kötü Kaderi...

Bir süre önce Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesi, Somkaya Köyü’nden gelen bir intihar haberi, hepimizi üzmüş ve derinden etkilemişti.
Kurban, 11 yaşındaki Meryem Sökmen adlı bir kız öğrenci idi.
Habere göre Meryem, okulunda hoşlandığı bir erkek öğrenciye hitaben bir not yazar. Sınıf öğretmeni notun varlığından haberdar olur.
Önce Meryem’i sınıfta teşhir eder. Ardından okul yönetimine haber vererek, konuyla ilgili tedbir alınmasını ister.
Zavallı kız! Hem korkar, hem de namusuna leke getirdiği hissine kapılır ve arkadaşları arasına çıkamaya utanır.
Ertesi gün okula gitmez. Çamaşırda ve diğer ev işlerinde annesine yardım bahanesiyle evde kalır.
Ancak aklı sürekli okuldadır. Bir ara okulun önünde, babasını ve okul müdürünü birlikte konuşurlarken görür.
Meryem, müdürün olayı babasına anlattığını düşünerek, korkuya kapılır. İçeriye koşar, babasının silahını alır, başına dayar ve intihar eder.
Oysaki Meryem’in hayalleri vardı. Okuyacaktı; çok çalışıp, öğretmen olacaktı. Böylece ailesine ve topluma faydalı olacaktı.
Ailesinin de onun geleceğiyle ilgili planları vardı. O’nu ilköğretimden sonra Doğubayazıt’a abisinin yanına lise öğrenimi için göndereceklerdi.
Hatta okuyabildiği kadar kendisini, okutacaklardı. Böylece ailevi sorumluluklarını yerine getirmiş olacaklardı. Fakat bunların hiç biri olmadı.
Sihir bozuldu ve Meryem’in kaderi birden değişti. Yaptığı bir çocukluk tutkusu hatası, onun canına mal oldu.
Formasyon açısından bakıldığında, olay intihardan ziyade dayatma bir cinayet gibi. Sorumluları ise töre, baskı ve cehalettir.
Düşündürücü olan, burada “cehalet” Meryem’in okul müdürüne ve sınıf öğretmenine, “töre ve baskı” ise onun ailesine ve çevresine tekâmül ediyor.
Oysaki toplum nazarında öğretmen; karanlığa ışık olan ve çaresizliğe çare bulan sonsuz bir bilgi kaynağıdır.
Dahası her öğretmen iyi birer rehberdir. Bulunduğu ortamda bilen, duyan, sorumlu ve duyarlı davranan insandır.
Ne yazık ki bu olayda ilgili öğretmen, kendisine yansıyan bir sorunu, yukarıdaki beklentiler içinde çözmek yerine, teşhir ederek, büyümesine neden olmuştur.
Sonuç olarak şunu söylemek mümkün: Bu bilinçsiz tutumun, Meryem’in intiharında büyük rol oynadığı muhakkaktır.
Dileyelim “Meryem Olayı”nın tekrarı, bir daha hiçbir yerde yaşanmasın...