- Kategori
- Kişisel Gelişim
Mevlana’ya göre Edep ve İlim
Geçmişte medreseler, dergâhlar ve kıraathaneler gibi mekânlarda eski yazıyla “Edep
Yahu” levhalarına rastlanırdı. Bunun sebebi, İslam âleminde Türk devletleri ilim,
ilimden doğan saygı ve edebe çok önem vermiş olmalarıdır. Mevlevi tarikatında ise
bu öğeler daha da belirgin ve önemli idi zira Mevlana öğretilerinde ilim ve edebe çok
önem verilmiştir.
Mevlana bir şiirinde şöyle diyor:
Tanrı’dan edepli olmayı dileyelim
Edepsiz Tanrı’nın lütfünden mahrum olur
Edepsiz sadece kendisini değil
Bütün âlemi yakar, yok eder
Edep ile gökler nurla dolar
Edep ile melekler masum ve temiz olur.
(Mesnevi I / 79-91)
İlmi ruhuna indirgeyen kişi bütün yaratılan varlıklara hem saygılı hem de edepli olur.
Yani ilmin ilk temeli edeptir ve edepli olmaktır.
Mevlana'ya göre, hedeflenen ilim maddi sınırların ötesine çıkabilmelidir.
İlmi sadece görsel nesnelere hapsetmek onun anlamını ve sınırlarını daraltmaktadır:
Düğümleri çözen ilmi iste,
Canın çıkmadan bunu iste,
Var görünen yokları bir tarafa bırak,
Yokluk gösteren varlıkları iste.
(Divan 106)
Mevlana’nın aşığı ve müridi olan Pakistanlı İslam alimi, şair ve filozof: Muhammed
İkbal, aynı konuya biraz daha açıklık getirerek:
Kâfirin belirtisi şudur ki o ufuklarda kayıptır,
Müminin belirtisi şudur ki ufuklar onda kayıptır.
Yani iman sahibi bir âlim görsel âlemin esiri değildir. Mademki evren sonsuzdur
öyleyse onu yaratan da sonsuzdur. Bu yüzdendir ki Mevlana’nın eserlerinde
sonsuzluğa davet edilir. İlim bedensel amaçlar için değil de; ruhu beslemek ve
yüceltmek için kullanılmalıdır:
Gönül dostlarının ilmi, onları yüceltir,
Dünyalık insanlara ise yük olur.
İlim ruha hitap edince dost olur,
İlim, maddi isteklere yönelince yük olur.
(Mesnevi I / 3446-3447)
Edep, güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, hayâ, nezaket, zarafet gibi manaları
içerir. Tasavvuf ehli bu nitelikleri olmadan yüce aşk mertebesine ulaşamaz. Edep
insanı hayvanlardan ayıran ve ilim ile elde edilen yüce bir niteliğidir. Mevlana, böyle
bir niteliği kazanmak için her şeyden önce insanları helal lokmaya davet eder:
İlim ve hikmet helal lokmadan doğar
Aşk ve zarafet de helal lokmadan doğar.
Lokmalar tohum ise, düşünceler onun ürünüdür
Lokmalar eğer deniz ise, fikirler onun incileridir.
(Mesnevi I / 1644-1647)
Temiz bir ahlak, insanın kâmil olması ve Tanrı’ya yakınlığı ancak ilim ve edep ile
mümkündür. Tarihte Türk insanının en üstün vasfı edeptir ve edep milletimize
özgü bir üstünlüktür.
Kaynak: "Mevlana'nın Edep ve İlme Bakışı" - Prof. Dr. Erkan Türkmen