Mevsim normalleri

Bu sene de Fenerbahçe adına mevsim normallerinin yaşandığı bir transfer dönemi izliyoruz.

Bu sene de forvet diye yola çıkılıp stoper alınan, hocanın listesindeki isimlere yöneldik denilip 1. alternatif pahalı bulunup, 2. veya 3. alternatiflere yönelinen, hatta önerildi hoca onay verdi aldık denilen, alınanın daha maç oynamadan sakatlandığı, sağlık kontrollerinde sakatlığı şüphe uyandıranların koşullu alındığı, takımın en iyi futbolcularının satıldığı, transfer kalitesinin daha hazırlık maçlarında ortaya çıktığı, ön eleme turuna hiç katkı vermedikleri bir sezona daha giriyoruz. Hadi hayırlısı!

Jesus kendisinden önce oluşturulmuş olan sistem ve oyuncu grubuna kırmızı kartı çıkartırken, gözden çıkardıkları yerine aldıkları ve tercih ettikleri ile hayal kırklığı yaşattı. Zajc, Crespo, Mert Hakan ve Serdar hocanın oyun tarzı için uygun olmadıklarından tercih edilmez iken, hocanın oyun tarzına uygun oldukları için alınan ve bizlerin de ilk başta olumlu gördüğü Bruma, Lincoln, Emre, King transferleri hazırlık ve ön eleme maçlarında hiç iyi bir görüntü vermediler. Bu tabloya hocanın kadroda geçen sene tercih edilmeyen Valencia, İsmail gibi sürprizleri de dahil etmesi ile yine bir sezona baştan sona herşey yenilenmiş olarak giriliyor. 

Bir önceki sezon kötü geçmiş olsa anlarım. Oysa o sezon kazanan ve gelenek oluşturmuş bir takım vardı sahada. Bu denli reset ler acaba doğru mu?

Sahaya baktığımızda Jesus'un Fenerbahçe'ye oynattığı hücum ağırlıklı, mücadele, pres ve baskı odaklı futbolun kulübün geleneklerine çok uygun olduğunu görüyoruz. Birde Brezilya- Portekiz ekolünden oyuncuların transferde tercih edilmeleri Fenerbahçe geleneğine oldukça uygun. Burada hoca-transfer-oyun uyumu yakalanacak gibi gözüküyor. 

Sorun nerede? Sorun kalitede. 

Ne transfer edilenler, ne de edilmesi planlananlar, oyuna ciddi anlamda etki edebilecek, üç kulvarda mücadelenin ağırlığını kaldırabilecek, size maç kazandıracak kalibrede oyuncular gibi gözükmüyor.

Belli ki Fenerbahçe takımı sahada mükemmel işleyen kompakt bir taktik makine haline gelmek zorunda.

Jesus gibi kariyerli bir hoca ile neden 1 sene kontrat yapıldığını ve hocanın da bunu neden kabul ettiğini açıklıyor bu durum. 

Transfer bütçesi, Jesus'un talep ettiği futbolcular, alınanlar, onların kapasitesi ve kontrat süresini, şu tarihte daha iyi bir forvet bile alınmamış olması gerçeklerini yan yana koyduğunuzda bulmaca çözülüyor. Bu sene hem Ali Bey hem de Jesus için "olursa olur olmaz ise olmaz ne yapalım arkadaş" senesi gibi gözüküyor!

Jesus'u anlarım. Ali Koç için öyle olamaz!

Büyük vaatler ile gelip 5 sezon sonra sıfır çekmek ve "elimden geleni yaptım olmadı, kulübü bataktan kurtardık veya cepten para verdim ben ama" diyerek durumdan sıyırıp işinize gücünüze dönebileceğiniz bir durum söz konusu olamaz. Bu, büyük bir camiada kişisel itibarınızı kaybetmeniz anlamına gelir ki, şu an ciddiye almayabilirsiniz, nasılsa unutulur diyebilirsiniz, ama emin olun yüz yıl unutulmaz. Tarihe geçersiniz! 

Ali Koç'un Fenerbahçe'si bu sene ligde şampiyon olmak zorunda. 

O nedenle Ali Beyin Jesus'un işine karışması doğru olmasa da sorgulama yapması şart! Gelenler gidenleri aratır ise, bu sene ikinci sırada bile bitirmek imkansız hale gelir, çünkü rakipler geçen seneden çok daha güçlüler. Fenerbahçe'nin acilen savunma ve hücumu toparlayacak kalitede, Jesus'un liste başında olan isimleri alması gerekiyor. Gerekirse hatadan dönülmeli, yeni alınanlardan ışık vermeyenler kiralanmalı ya da satılmalı, onların yerine yeni takviyeler yapılmalı. Hatadan döndünüz diye kimse sizi suçlamaz, aksine takdir eder. Lincoln, King ve Bruma özelinde düşünebilirsiniz. 

Zajc, Serdar, Mert Hakan ve Crespo, kaliteleri ile bu sene transfer edilenlerin önünde olsalar da oyun sistemine uygun değillerse yüksek bedeller ile satılmalılar. Bütün sezonu kulübede geçirmeyecek kadar değerliler. Buradan gelecek kaynak, muhakkak eksik noktalara birinci sınıf 2 futbolcuya harcanmalı. 

Lemos, Tisserand, Valencia, Meyer, Pelkas ve Samatta ise uygun bedeller ile satılmalı ve kadroda yer açılmalı. Ağustos ayı geldi bunlara yönelik de vakit kaybetmeden aksiyon alınması gerekiyor. Bu transferleri kimin, nasıl yaptıkları da araştırılmalı. Pelkas hariç diğerlerinde birileri kazandı, Fenerbahçe kaybetti!

Bir yazımda, Fenerbahçe bu sezon ilk defa doğru hocayı seçti, doğru zamanda getirdi, işe erken başlattı yani ilk düğmeyi doğru ilikledi diye yazmıştım. Ancak ikinci düğme hiç de doğru iliklenmiş gibi gözükmüyor. Yani transfer politikası Jesus yönlendiriyor olsa bile "kaliteden" ziyade "fırsat transferi" odaklı yapılıyor gibi hissediyorum. Bu hatayı Ali Koç 4 sezon yaptı ve sonuç alamadı. Ders almak gerek. 

Herşeye rağmen, Jesus'un ortaya kötü bir takım çıkartacağını sanmıyorum. Kaybederken bile savaşacak bir takım görüntüsü var ve bu umut veren bir görüntü.