Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Haziran '14

 
Kategori
Müzik
 

Michael Jackson "Xscape" albümüyle sahneye geri döndü!

Michael Jackson "Xscape" albümüyle sahneye geri döndü!
 

2010 yılındaki "Michael" albümünün kapağı kadar olmasa da epey uğraşılmış bir albüm kapağı...


   Tüm müzikseverlere selamlar… Bildiğiniz gibi geçtiğimiz ay Popun Kralı Michael Jackson, ölümünden 5 yıl sonra yeni bir albümle müzik dünyasına döndü. Üstelik bununla da kalmadı, Billboard Müzik Ödülleri’nde sahneye çıktı. Nasıl mı? Yazımda gerekli yerlerde bahsedeceğim.

   Michael Jackson aslında ölmeden evvel yeni bir albüm hazırlığındaydı. Hatta Will.I.Am ile beraber kaydettiği bu dans albümünü söylentilere göre Michael Jackson “Çok güzel ama tarzım değil” diyerek kasaya kilitlemiş ve Will.I.Am, Jackson’a saygısından dolayı kişisel hard-disk’inde Popun Kralının son şarkılarını güvence altına almış. Tabii ki Sony Müzik bu kayıtları ele geçiremeyince 2010 yılının sonlarında yarısı gerçek Michael Jackson vokallerinden, yarısı ise sahte kayıtlardan oluşan “Michael” albümü geldi. Gerek Jackson ailesinin bu albümdeki bazı şarkılarda Michael’ın sesinin olmadığını açıklaması, gerekse sadık MJ hayranlarının bu sahteliği zaten ayırt etmesi büyük hayal kırıklığı yaratmıştı. Ben mesela bu albümden ilk olarak “Breaking News”i duymuştum internete düştüğünde ve “Bu ne ya? Bu Michael’ın sesi değil” diye şıp diye anlamıştım onun olmadığını… Aileme dinletmiştim ve onlar bile “Benzemiyor” demişlerdi. Bu şarkının internetin şehir efsanelerinden biri olmasını dilemiştim ama albümü aldığımda gerçekten bu şarkı vardı. İnternette duyduğumun aynısıydı. Ayrıca “Monster” ve “Keep Your Head Up” şarkılarında da bir Michael Jackson taklitçisinin söylediği belli oluyordu. Aralara “Aooww”, “Heee heee” gibi başka Michael Jackson şarkılarından beat-box vokalleri serpiştirip gerçek MJ şarkısı dinliyormuş ilizyonu yaratmaya çalışsalar da o vokaller Michael Jackson’a ait değildi. Jason Malachi söylüyordu. Hatta Malachi o vokallerin kendisine ait olduğunu itiraf etmişti. YouTube’da o dönem Michael ve Jason’ın vokallerinin karşılaştırıldığı, lehçelerinde bile bariz farklar olduğunu ortaya koyan videolar çıkıyordu ama Sony Müzik bu videoları sildiriyordu. Teddy Riley de daha sonra Michael Jackson hayranlarından özür dileyecekti. Jackson’ın oğlu Prince bile “Ben babamı son şarkılarını kaydederken duydum. Hiçbiri albümde duyduğum şarkılar değil” diyerek Jackson kardeşlerin ve Michael’ın annesi Katherine Jackson’ın iddialarını desteklemişti. İlk single “Tabloid Junkie”, “Leave Me Alone”, “Scream” gibi medyayı hedef alan “Breaking News” olacaktı ama gelen tepkilerden sonra ilk single gerçekten Michael Jackson’ın Akon ile düet yaptığı “Hold My Hand” olacaktı. Bazı Michael Jackson hayranları albümü protesto ederek albümü almamışlardı ama yine de albümü alan Michael Jackson hayranlarını memnun edecek gerçek Michael Jackson şarkıları da vardı. Özellikle de ikinci single “Hollywood Tonight” müzik dinleyicilerinin dikkatini çekmiş ve hit olmuştu. Ben de diğer fanlar gibi “Hold My Hand” ve “Hollywood Tonight”ı çok sevdim, hatta single’larını bile almıştım ama benim albümdeki en sevdiğim şarkılar yine gerçekten Michael Jackson’ın söylediği parçalardan ilk olarak “Behind The Mask”, ikinci olarak ise Lenny Kravitz düeti “(I Can’t Make It) Another Day” olmuştu. “Behind The Mask”i birinci ilan etmemin nedeni resmi klibinde tam 4 kez görünmem değildi. Gerçekten daha single bile seçilmeden evvel Michael Jackson’ın Türkiye Fan Club’ı www.mjturklover.com ‘daki “Bu albümdeki şarkıları sıralayın” adlı forum konusunda “Behind The Mask”i birinci yapmıştım. 2011’de beni şarkının klibinde gösterdiklerinde dünyalar benim olmuştu. Çocukluk hayalim resmi bir Michael Jackson klibinde görünmekti ve bu hayalim gerçekleşmişti. Gerçi hayalim Michael’ı görerek bir klipte oynamaktı ama sonuçta bu klip gelecekte çıkacak bir Michael Jackson DVD’sinde bile yer alabilir. O kadar resmi ki, hala müzik kanallarında yayınlanıyor ve YouTube’da bu klibi Michael Jackson Vevo kanalı yayınladı. Uzatmayayım. Kliple ilgili ayrıntılı bilgiyi http://tst.gen.tr/medya/behindthemask.htm adresinden öğrenebilirsiniz.

   Peki bahsi geçen “100 yayınlanmamış Michael Jackson şarkıları”na ne olmuştu? Sony Müzik bu şarkıları satın aldıysa neden fake MJ şarkılarına ihtiyaç duymuştu? Bunun cevabını bilemiyorum. Belki de “İnternete düşmemiş, hiç duymadığınız Michael Jackson şarkılarını yayınlayacağız” dedikleri için tükürdüklerini yalamaktansa milyonları uyutmaya çalıştılar. Kim bilebilir? Ama o şarkılardan bir kısmı Bad 25’in ikinci CD’sinde 2012 yılında yayınlanmıştı. “This is it” ise 2009 yılında “This is it” filminin soundtrack’inde çıkmıştı ve yıl 2014 oldu. Şimdi ise “Xscape” albümü listelerde büyük başarı elde ediyor. Üstelik MJ Fan’ları tatmin edecek tamamen gerçek Michael Jackson vokalleriyle… Michael Jackson’ın vokalleri güçlüdür. Öyle mıy mıy söylemez. Yıllar evvel (herhalde 10 yıl filan olmuştur) bilimsel araştırmalara dayanan “En yüksek oktavlı sese sahip olan popüler sanatçılar” listesi görmüştüm. Birinci sırayı Christina Aguilera almıştı. İkinci tabii ki Mariah Carey olmuştu. Üçüncü sırada ise Popun Kralı Michael Jackson yer alıyordu. Düşünün yani; Whitney Houston, Celine Dion gibi bayan vokalleri bile gerisinde bırakıp listedeki en yüksek oktavlı sese sahip olan erkek sanatçı konumuna gelmişti. Uni-sex olan listede Freddie Mercury, Stevie Wonder gibi isimler daha altlardaydı. Yani anlayacağınız Michael Jackson “Keep Your Head Up”ı filan kendi söyleseydi ortaya daha mükemmel sonuç çıkacaktı. “Xscape” albümü de bunu kanıtlar nitelikte…

   Bu albümün iki versiyonu bulunuyor. Bir tanesi her yerde rahatlıkla bulunabilen 8 şarkılık, tek CD’lik versiyonu… Diğeri ise 17 track’lik deluxe edition’ı… Deluxe edition’da aynı zamanda albümün yapım sürecini anlatan bir de DVD’si bulunuyor. Tabii ki benim hedefim sınırlı sayıda basılan deluxe versiyonuydu. Fakat albüm çıktıktan birkaç gün sonra alabilecektim. Çünkü o sıradaki çalışma saatlerim D&R’a gidip alışveriş yapmaya uymuyordu. İzinli olduğum gün şoke oldum. Ataköy, Şirinevler, Zeytinburnu, Bahçelievler ve Bakırköy’ü gezmiştim. Hiçbir yerde çift diskli versiyonunu bulamamıştım. Capacity’deki D&R görevlisi epey yardımcı oldu. “Onlar ilk günden bitti. Hatta biz de İzmir’deki D&R’dan istettik.” diyerek bilgisayardan İstanbul’da deluxe edition olup olmadığına bakmıştı. Koskoca İstanbul’da birkaç sonuç çıkmıştı. “Mecidiyeköy’deki Cevahir Alışveriş Merkezi’nde var. Ama ayırtılmış olabilir.” demişti ve soluğu minibüste, ardından metrobüste almıştım. “2008 yılında Cevahir’de Michael Jackson dansı gösterisi yapmıştım. Kesin bu mekan uğurlu gelecek” diye düşünmüştüm ama raflara baktığımda yine deluxe versiyonu görmemiştim. İnternetten alışveriş pek yapmayan biri olduğum için son çare olarak D&R’ın sitesinden sipariş etmeyi düşünüyordum. “Ama ya öbürünü yollarlarsa?” diye korkuyordum ki şans eseri ya başka müşterilerin ya da başka şubelerin ayırttıkları CD’leri görmüştüm. Başka sanatçı ve grupların CD’lerinin en üstünde Xscape’in deluxe versiyonu duruyordu. Çaktırmadan aldım. Onu ayırttıran kim ise özür diliyorum ama benim kısmetimmiş. :D Parasıyla değil mi? Önce ben görüp önce ben ödedim diyormuşum. Keh keh. ;) Anlayacağınız albümün orijinaline 20 Mayıs 2014’te sahip olmuştum ama kapağı farklı renkte olduğu için normal versiyonunu da aldım. Justin Timberlake yazımda bundan bahsetmiştim. Neyse, sizler için detaylı albüm kritiği yapacağım. Çünkü albümdeki şarkılarla ilgili bilgi almak için beni iş yerinde yoğunken telefonla arayan bile oldu. 8 şarkı olarak yazacağım, çünkü deluxe albümdeki diğer track’ler bu şarkıların orijinal demoları ve tabii bonus track olarak Justin Timberlake düeti bulunuyor.

 

1-     LOVE NEVER FELT SO GOOD: Albümün açılış şarkısı aynı zamanda albümün ilk klibi oldu. Diğer şarkılar deluxe edition’da 1 yeni, 1 eski olmak üzere 2 adet yer alırken “Love Never Felt So Good”un 3 versiyonu yer alıyor. Açıkçası ben daha çok retro müzikleri daha değerli bulduğumdan albümdeki şarkıların Michael Jackson’ın yaptığı orijinal versiyonlarını daha çok sevdim, o yüzden bulabiliyorsanız deluxe edition’ı arşivlemenizi tavsiye ederim ama bu şarkının yeni versiyonu daha çok hoşuma gitti. Albümde 3 adet yer almasının nedeni ikisi Paul Anka’lı olmak üzere 1 yeni, 1 eski versiyonunun yanı sıra Justin Timberlake düetli remix’inin bulunuyor olması… Klip de Justin Timberlake’li versiyonuna çekildi zaten ve Justin bizzat MJ Fan’larla beraber oynadı. Klipte çok iyi bir dansçı olan Timberlake’in MJ ile özdeşleşmiş hareketleri yaptığını görüyorsunuz ama ikisi arka arkaya konunca Michael’ınkilerin bir başka göründüğünü anlayabiliyorsunuz. Michael Jackson 33 yaşındayken “Dangerous” çıkmıştı. Ben ve yaşıtım olan Justin Timberlake 33 yaşındayken ise “Xscape” albümü çıktı. Ehuehuhe. ;)

Tabii ki bu şarkı aslında 1983 yılında Paul Anka ile kaydedilmişti. Hatırlayacağınız üzere “This is it” de tıpkı bu şarkı gibi bir “Michael Jackson & Paul Anka” düetiydi ve yine iki sanatçı beraber bestelemişlerdi. Fakat 2009 yılında “This is it” sadece Michael Jackson’ın vokalleriyle yayınlanmıştı ve bırakın Paul Anka’nın sesini, Anka’nın ismi albüm kreditlerinde bile geçmemişti. Anka da bunun üzerine Sony Müzik’e dava açmıştı. Hatta bununla da kalmadı, 2013’te yayınladığı “Duets” albümünde “This is it”e kendi vokalleriyle beraber yer verdi. Ama nedense o da bu kez The Jacksons’ın geri vokalleri yerine bir bayan korosu koymuştu. Yine de güzel olmuştu. Beğenmiştim. Paul Anka’nın o albümünü de arşivime katmıştım. Celine Dion, Tom Jones, Gloria Estefan gibi başka efsanelerle de düetleri vardı. 2011 yılında çıkan “2011 Grammy Nominees” albümünde Michael Jackson’ın “This is it”ine yer verilmiş ve Paul Anka’nın ismi de geçmişti. Kısacası Anka bir zafer kazanmıştı. Hatta bence Sony Müzik, “Xscape” albümünde bu düete yer vererek adeta Anka’dan özür diledi. Bu kez hem vokali, hem de ismi geçti. Ben Paul “Anka”’nın vokallerini bir “anka” kuşuna benzetiyorum. “Duets” albümünü dinlerseniz hak vereceksiniz. Bütün sanatçıların vokal tarzına uyum sağlıyor. Örneğin Frank Sinatra ile “My Way”i söylerken onun kulvarında yüzüyor. “Love Never Felt So Good”da ise Michael’a öyle bir uyum sağlıyor ki sanki Paul Anka söylerken aslında Michael Jackson sesini Invincible dönemi gibi biraz kalınlaştırıp söylemeye devam ediyor izlenimine kapılıyorsunuz. Bende nedense bu şarkının Johnny Mathis versiyonu bulunuyordu. 1984 yılında sanatçının “Special Part Of Me” albümünde yer almış.

Bu şarkı hem bol bol nostalji kokuyor; hem de Pharrell Williams, Justin Timberlake, Bruno Mars, Daft Punk gibi isimlerin başlattığı ve Michael Jackson, Kool & The Gang, The Jacksons, ABBA, Bee Gees, Boney M gibi 70’li yılların sonu, 80’li yılların başlarında moda olan disko tarzının modernize edilmiş şeklinin akımına bir selam çakıyor yeni versiyonuyla… Şarkı öyle güçlü ki, hem bir ballad tadında duygusal, hem de bir diskoya gittiğinizde bu şarkı çalarsa kendinizi dans pistinde dans ederken bulabilirsiniz. Bakalım düet yapmayı çok seven Jackson’ın bu sene çıkması planlanan yeni Queen albümünde yer alacak 3 adet Freddie Mercury & Michael Jackson düeti listelerde kaç numaraya çıkacak?  Merakla bekliyoruz…

2-     CHICAGO: Michael Jackson 1999 yılında Cory Rooney’in yazdığı “Chicago”yu ilk duyduğunda şarkıya aşık olmuş. Hemen New York’a gidip Manhattan’da şarkıyı kaydetmiş. Aslında bu şarkının adı “She Was Lovin’ Me”ymiş ama daha sonradan içinde “Chicago” lafı geçtiği için adı değişmiş. İsminden dolayı kafanız karışmasın. Michael Jackson’ın Bad döneminde kaydettiği ama yayınlanmayan “Chicago 1945” adlı demoyla bir ilgisi yok bu şarkının… Tamamen bağımsız bir şarkı… Zaten “Chicago 1945”i biz “Smooth Criminal” olarak biliyoruz. İlk versiyonu da “Al Capone” adıyla “Bad 25” albümünde yayınlanmıştı. Bu da harika bir şarkı…

3-     LOVING YOU: Bu şarkı ise Bad albümü için kaydedilmiş ama albüme girememiş bir şarkı… “Bad 25”te yayınlamamışlar, bu albüme almayı tercih etmişler. Daha iyi olmuş, onca demo arasında kaybolmamış. Bu MJ bestesi, Michael Jackson’ın da The Jackson 5 döneminde bağlı bulunduğu Motown şirketinin yarattığı tarza yakın duruyor.  

4-     A PLACE WITH NO NAME: İşte benim deminden beri anlattığım “Bu şarkıların orijinal versiyonları daha iyi” tezimi güçlendiren bir şarkı… Tabii ki yeni versiyonları da çok güçlü şarkıların… Belki de yenilemeleri iyi olmuş. Çünkü belki de benim gibi retro müzik severler rağbet gösterecekti albüme sadece… Modernize edilmiş hallerini yayınlamaları genç jenerasyonun da ilgisini çekti. Ama şimdi gelin, bu şarkının yeni ve orijinal versiyonlarını arka arkaya dinleyin. Yeni versiyonunda “Leave Me Alone”a benzetilmeye çalışılan altyapısı çok elektronik tınlıyor. Üstelik “Leave Me Alone” kadar coşkulu değil… Fakat orijinal versiyonu canlı enstrümanlarla çalınmış ve country tarzına yakın duran tınlaması Michael Jackson’ın güçlü vokallerini ortaya çıkarmış. Hatta sonlarına doğru Michael öyle bir coşuyor ki Carlos Santana destekli “Whatever Happens”a rakip olabilecek bir söyleyiş tarzına geçiyor. Yani müzik yapılırken prodüktörler elektronik altyapıyı çok ön plana çıkarmamalı bence… Böyle gitarlar, mitarlar canlı çalınsın. Fena mı? Artık müzik öyle elektronikleşti ki, bütün şarkılar birbirine benzer halde geldi. Elektronik müzik icra eden sanatçılar bile farklılık yaratmak amacıyla canlı çalıyorlar. Örneğin elektronik müzik efsanesi Daft Punk’ın “Random Access Memories” albümü techno müziğin canlı çalınabileceğini gösterdi. Bizim ülkeden ise Türk elektronik müziğinin Kralı Bedük sahnede şarkılarını canlı çaldırıyor pop sanatçıları play-back yaparken… Michael Jackson öyle bir müzik yapardı ki aynısını konserlerinde canlı da çaldırırdı. Daha doğal olurdu. O yüzden ben bu albümün yeni versiyonlarını remix, deluxe’da yer alan demoları ise orijinal olarak kabul ediyorum.

 

Şarkının hikayesine gelirsek eğer… Michael Jackson, Dewey Bunnell ve DR. Freze tarafından yazılan şarkı, ismiyle ve aldığı sample’larla Amerikan müziğinin 1972 klasiği “A Horse With No Name”e gönderme yapmış. Şarkıdaki esas adamın arabası bir çölde bozuluyor ve gizemli bir kadın çıkageliyor. 1998’de kaydedilen şarkıdan sonra America grubunun üyeleri Dewey Bunnell ve Gerry Beckley, Michael Jackson’ın 1971 yılında kaydettikleri kendi şarkılarından yola çıkarak yazdığı “A Place With No Name”i duyduktan sonra gurur duymuşlar Popun Kralı’na ilham kaynağı oldukları için… Jackson’ın şarkının hakkını verdiğini düşünüyorlar.

5-     SLAVE TO THE RHYTHM: 1991 yılında aslında “Dangerous” albümü için kaydedilen ama yayınlanmayan robo-pop tarzındaki şarkı herhalde albümün en tartışmalı şarkısı oldu. Çünkü albüm çıkmadan evvel internete Justin Bieber düeti olarak düştü. Bana göre aslında şarkı “Michael Jackson & Justin Bieber” düeti olarak yayınlanacaktı ama MJ Fan’lardan öyle tepki aldı ki sadece Michael’ın vokalleriyle yer aldı. Hatta ben nabız ölçmek için o versiyonun özellikle internete düşürüldüğünden şüpheleniyorum. İyi ki de solo bir şarkı olarak çıkmış… Şarkıda erkeği için tüm isteklerinden vazgeçen, köleleşmiş, aslında her yerde karşımıza çıkabilecek klasik bir kadından bahsediyor. Düşünün yani, şarkıdaki kadın akşam yemeğini 1 saat geç hazırladığı için adam deliriyor filan…

 

Ayrıca bu şarkıyla geçen ay Michael Jackson hologram tekniği ile Billboard Müzik Ödülleri’nde sahneye çıkarıldı. Bu da MJ Fan’lar arasında yeni bir tartışma başlattı. Bana göre animasyon olduğu bariz olan performans için bazı arkadaşlar “Resmen E’Casanova’yı sahneye çıkartmışlar” dediler. Belki ağız hareketleri için E’Casanova’dan faydalanmış olabilirler tabii ki ama hareketler dikkatli bakıldığında doğal durmadığı için bu bence kesinlikle “Avatar” filmindeki Na’vi’ler gibi Jackson’ın hareketlerinden faydalanarak oluşturulmuş bir anime karakterdi. Daha önceden bu teknik Snoop Dogg’la sahneye öldükten sonra çıkan Tupac Shakur ve Celine Dion’la “If I Can Dream” şarkısında düet yapan Elvis Presley için kullanılmıştı. Fakat onların gerçek performans görüntülerinden faydalanılmıştı. Michael Jackson ise “Slave To The Rhythm”i asla sahnede söylemedi, asla kendi tarzında da olsa o sarı-kırmızı Cimbom kostümünü giymedi. :P Bu performans öyle ilgi çekti ki Number One TV gibi müzik kanalları bu performansı klip gibi normal yayın akışlarında döndürüyorlar. Fakat şu da bir gerçek ki; Michael Jackson, Whitney Houston, Amy Winehouse, Tupac Shakur, John Lennon, Elvis Presley, Marilyn Monroe gibi ünlüleri öldüren illuminati tarikatı hakkında biraz araştırma yapmış olanlar performanstaki illuminati düşüncesini destekleyen şeytani subliminal mesajları görmüşlerdir. Bu da MJ Fan’ların dikkatinden kaçmadı ve biraz tepki aldı haliyle… Michael Jackson’ı öldürenler onu sahnede kendi emellerine alet ederek canlandırmışlardı. Illuminati kraliçesi Madonna’nın “Super Bowl” performansı arasında büyük benzerlikler var. Bu konudan ilerleyen aylarda yazacağım illuminati’yi işleyen yazımda daha ayrıntılı bahsedeceğim. Şimdi ise gündemde “X Factor”ın Amerika versiyonunda hologram tekniği ile Michael Jackson, Amy Winehouse ve Elvis Presley’in jüri koltuğuna oturup yarışmacılara “Senin sesin detone oldu” ya da “Çok içten söyledin, çok beğendim” gibi yorumlar yapacak olması var. Nasıl yapacaklar, bilemiyorum ama teknoloji o kadar ilerledi ki imkansız değil. Fakat mesela bir yarışmacıya olumsuz yorum yaparken aslında gerçekte orada olsalar öyle düşünürler miydi? Ellerini vicdanlarına koyup bunu düşünmeleri lazım… Bir de bu gidişle ölmüş sanatçıları hologram tekniği ile canlandırıp konser bile verdirebilirler. “Immortal”da hologram tekniği ile Michael Jackson’ın sahneye yansıtılmasına şahit olmuştum zaten ama insan boyutlarında değildi. Daha büyüktü. Montajlıydı. Onda bile ağlamıştım. Böyle kesintisiz şarkı söylerken görürsem ne yaparım artık bilemiyorum. :P Yalnız yaşayan sanatçılar bile dinlenmek için aralarda hologramlarını çıkartabilirler. Bu kez “Sahnedeki gerçek Britney Spears mıydı, yoksa değil miydi?” diye tartışmalara gireriz Alimallah. :D Bizim ülkede de Barış Manço’yu filan canlandırsalar ya? Ama pahalı bir teknik olmalı. Türkiye için henüz erken olduğunu düşünüyorum.

6-     DO YOU KNOW WHERE YOUR CHILDREN ARE: Michael Jackson bildiğiniz gibi yaşarken çocuklara cinsel taciz suçlamalarıyla karşı karşıya kalmıştı. Masumiyeti kanıtlandığı halde medya insanların beynini yıkayaraktan “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” mantığına sahip olmalarına neden olmuştu. Halbuki bütün bu suçlamaların nedeni “Black Or White”, “They Don’t Care About Us” gibi şarkıları ve klipleriyle illuminati’ye karşı savaş açtığı ve Müslüman olduğu içindi. Onu bitirmeye çalıştılar. Bitiremeyince de öldürdüler. Üstelik Michael Jackson’ı biraz olsun tanıyanlar çocukları ne kadar çok sevdiğini, onların saçlarının teline zarar gelse çok etkilendiğini bilirlerdi. Bad döneminde kaydedilmeye başlanan ve Dangerous döneminde kaydı bitirilen “Do You Know Where Your Children Are?” da bence Michael Jackson’ın çocuklar konusunda ne kadar hassas olduğunu kanıtlar nitelikte… Şarkı kötü bir ailede doğan çocukların evden kaçtıktan sonra yaşadıklarını konu ediniyor. Jackson soruyor: “Çocuklarınızın nerede olduğunu biliyor musunuz? Belki şu an tecavüze uğruyor. Lütfen çocuklarınızı sokağa atmayın, onlarla ilgilenin” diye… Bunu da 12 yaşındaki bir kızın Hollywood’da şöhret olmak için evden kaçması hikayesi üzerinden anlatıyor. Şarkı çok güçlü olduğu halde hiç yayınlanmadı. Bunun nedeni de bence Michael Jackson’la ilgili asılsız iddialar olabilir. Şarkıyı kaydettiğinde öyle iddialar yoktu ama mesela HIStory’de bu şarkıyı yayınlasaydı yanlış algılanabilirdi.

7-     BLUE GANGSTA: Bu şarkı da tıpkı “A Place With No Name” ve “Break Of Dawn” gibi 1999 yılında Dr. Freeze ile beraber kaydedilen Invincible kayıtlarından… Michael Jackson’ın “Al Capone” ve “Smooth Criminal” için yarattığı, “Dangerous” ve “You Rock My World” ile devam eden gangster karakteri için yapılmıştı aslında… Fakat maalesef bu karakter de tıpkı Michael Jackson gibi 2009 yılında hayatını “This is it”le kaybetti. Hatırlarsanız 1946 yılındaki “Gilda” filminin içine girmişti Jackson… “Legs Diamond” adındaki bu kısa film “This is it” turnesinde gösterilecekti ama öldükten sonra tamamlanan “This is it” filminde gösterildi. Bu arada kişisel ama saçma bir düşüncemi söyleyeceğim. “What you gonna do?” diyor ya şarkıda? Aklıma Samantha Fox’un “Your House or My House” şarkısı geliyor. Çünkü 2006 yılında canlı olarak izlediğim Samantha da 1988 yılına ait şarkısında “Oooh, ooh. What you gonna do? What you gonna do?” diyor. :D İlk aldığım albüm 7 yaşımdayken sahip olduğum Samantha Fox’un “I Wanna Have Some Fun”ıydı da… Hala unutamadım da. :P

8-     XSCAPE: Ve işte albüme adını veren şarkı… Bu şarkıyı ve diğer şarkıları zaten biz MJ Fan’lar biliyorduk. Çünkü internete düşmüştü. Hatta yanlış hatırlamıyorsam “Xscape”in MP3’üne ben 2003 yılında sahip olmuş olabilirim. Artık herkesin duyuyor olması sevindirici… 13 Şubat 2004’te, yani 10 yıl evvel ben hareketli şarkılardan oluşan bir Michael Jackson derlemesi yapmıştım. Bu audio CD’ye de içinde Xscape şarkısı yer aldığı ve harika bir albüm ismi olacağını düşündüğümden dolayı “Xscape” adını vermişim. Benim ileri görüşlülüğüm 10 yıl sonra kanıtlandı ve gerçekten “Xscape” adında bir Michael Jackson albümü çıktı. Hatta 30 Temmuz 2007’de Saroz’daki yazlığımızda bu şarkıya amatör bir klip de yapmıştım.

 

 

 

 

          Michael Jackson, Rodney Jerkins, Fred Jerkins III ve LaShawn Daniles tarafından yazılan şarkı benim “Bu şarkıların orijinal versiyonları daha güzel” tezimi güçlendiren bir başka çalışma… Yeni versiyonunda epey emek vermişler. Kemanlar filan çalmışlar ama kulağımızın alıştığı 1999 versiyonu sizce de daha enerjik, daha kanı kaynatan bir çalışma değil mi? “Escape” biliyorsunuz ki “kaçmak” demek… Sanıyorum bu şarkının yayınlanmayışının nedeni de asılsız iddialarla karşı karşıya kalan Michael Jackson’ın bir suçlu gibi kaçmak istediği izlenimi vermek istemeyişiydi. Şimdi ise Michael Jackson’ın yaşadığını düşünen hayalperest believer MJ Fan’lar “Bakın işte aslında ölmedi, kaçtı” diyorlar. Maalesef acı bir gerçek var ki, o da Michael Jackson, evet eceliyle ölmedi ama öldürüldü… Bir cinayete kurban gitti. Yaşasa ailesi o mahkeme senin, bu mahkeme benim dolaşır mıydı? Michael Jackson’ın bir şeyden kaçmasına ihtiyacı yok. Şarkıda sistemden, negatif gözlerden, dünya kurallarından, oyunlardan, paradan, yüzleştiği baskıdan, problemlerden, yalanlardan uzak bir yer bulması gerektiğini ama saklanmaya ihtiyacı olmadığını söylüyor zaten. Hangimiz aynı şeyi hissetmedik ki? Michael Jackson’ın “Unreleased” olarak tabir edilen şarkılarından en çok “Xscape”in bir albümde yer almasını istiyordum. 2010 yılındaki “Michael” albümünde bu şarkı kendine yer bulamayınca üzülmüştüm. 2014 yılını beklemem gerekiyormuş. Bakalım gelecekte hangi şarkılar, hangi yılda çıkacak? Ben “Hot Street”, “Shout”, “Elizabeth I Love You”, “If You Don’t Love Me”, The Drill’in de altyapısını oluşturan “Mind is the magic”, “Serious Effect”, 2000’li yılların “We Are The World”ü olan “What More Can I Give” ve “Work That Body”nin mutlaka resmi bir Michael Jackson albümünde yer almasını istiyorum. Eğer gelecekte bu şarkılar bir MJ albümünde yer alırsa ne dediğimi daha iyi anlayacaksınız ama zaten çok merak ettiyseniz şu an bile internette bulabilirsiniz.

 

YAZILDIĞI TARİH: 06.06.2014 

İLK YAYINLANDIĞI SİTE: http://www.sadecemuzik.net/Turgay-Suat-Tarcan/michael-jackson-xscape-albuemue.html 

YAZAN: Tabii ki ben, yani Turgay Suat Tarcan :D

 
Toplam blog
: 55
: 5967
Kayıt tarihi
: 12.06.07
 
 

1981 doğumlu bir Uluslar arası İlişkiler mezunuyum. 4 yıl televizyonculuk yaptıktan sonra trafik ..