Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '11

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

MİLLİ EĞİTİM MÜFETTİŞLERİNİN EĞİTİMSİZ HALLERİ !..

MİLLİ EĞİTİM MÜFETTİŞLERİNİN  EĞİTİMSİZ HALLERİ !..
 

Milli Eğitim Bakanlığında,biraz öğretmenlik ;kısa bir dönem de bakanlık yöneticisi olarak, görev yapmıştım.Bakanlığın ''Kısır döngülü '' çalışmaları (?) tam, tembel ruhlulara göreydi...

Her dönemde,siyasi yandaşların iktidarlarıyla seviştiği âşikârdı...

Bizler gibi çalışma ve eğitim sevdalılarına burada yer yoktu !..

Üniversite hocalığına geçtiğimde derin bir oooh !.. çekmiştim.

Ferahlamamın nedeni de daha özgür ve akademik bir ortamda, yeteneklerimi değerlendirip kendimi yetiştireceğime inandığımdandı.

Nitekim artısıyla eksisiyle uzun ve çok keyişfli bir  akademik dünyanın içinden geçtim ve on binlerce öğretmen yetiştirmenin onuruyla misyonumu tamamladığıma inanıp emekli oldum.

Üniversitelerimizin  sayıları arttıkça çoğunun yüksek lise seviyesine indiğini ;birçoğunun da vakıf üniversitesi adı altında yüksek ticarethaneye döndüğü görülmektedir.

İki gün önce,CBÜ  Tıp Fakültesi Dekanı olan  profesörün intihar etmesi de çok düşündürücüdür.

Yakında,  ''Perçem düşer;kel görünür .''

Bendeniz emekli olup köşeme çekilmedim,yazdım,okudum,sanat evi kurdum,halk  eğitim merkezlerinde tiyatro -drama/Yaratıcı Drama-Resim dersleri verdim.Halen de veriyorum..

''Eğitimcinin emeklisi ''olmaz diyerek ağaçların ayakta öleceğine inanarak eğitim maratonuma rahvan adımlarla ,devam ediyorum.

Otuzbeş yıl önce tökezleyen bir araba gibi yolda terkettiğim Milli Eğitim Teşkilatının  daha da kötü bir durumda olduğuna tanık olunca üzüldüm.

Geçen hafta, buradaki önemli bir kurumun yolsuzluklarını soruşturma amacıyla gelen iki adet milli eğitim müfettişiyle tanıştım...

Adamlar ,FBI ajanı gibi isimlerini,memleketlerini söylemekten bir hayli zaman boyunca çekinmişlerdi...Sanki demokratik hukuk devletinde değil de Irak'ta vs. bir yerlerde yaşıyor gibiydiler...

Arkadaşlarımızla birlikte yeni konuklarımızla çay içiyorduk ki konu, genelge,kanun,yönetmelik,Resmi Gazete,Tebliğler Dergisi gibi eğitimi yakından ilgilendiren konularını  tartışmaya başlamıştık.

Müfettiş arkadaşlar aynı tornadan çıkmış gibiydiler...Yaşları 55-60 civarındaydı...Yöresel şivelerinden kurtulamamışlar;Türkiye Türkçesine hâlen alışamamışlardı. Her ikisi de özensiz giyinmişlerdi.Yaz kıyafeti genelgesi olsa da kimse bu  müfettişlere buruşuk tişörtlerle gelin dememişti sanırım.

Her ikisi de genelgelerin çoğunu ezbere bilemiyorlar;okuduklarını da yeterince algılayamıyorlardı.

Sözde bilgisayar sertfikası almışlardı;ancak ikisi de bilgisayarlarını yeterince  kullanamıyorlar; seri yazı yazamıyorlar;yazdıkları da yüzlerce yazım hatasıyla dolup taşıyordu...Müfettiş efendiler,kendilerini yetiştirememişler,günceli takip etmemişler;ülkede olan bitenden habersiz yaşamış gibiydiler.

Müzik,resim,yontu,spor,seyahat,kitap gazete okuma gibi bir dertleri hiç olmamış...

Bunların yapacağı teftiş ve verecekleri raporun sağlıklı olamayacağını düşünmüştüm...Nitekim kısa bir süre sonra birinci müfettişin, genelgeyi mağdurun aleyhine; suçlunun lehine yorumladığından açığa alındığını duydum.....İkinci aslan müfettişin de akıbetinin diğerinden farklı olabileceğini sanmıyorum.

Eski Milli Eğitim Bakanı,Hüseyin Çelik zamanında bunların sayısının arttığı;Nimet Çubukçu zamanında da bu üstün yeteneklilerin (?) baş müfettiş vs. oldukları söyleniyor.

Şimdi bu aslan müfettişlerin her ikisinin taltif edilerek önemli makamlara verileceğinden kuşkum var !..

Çünkü okur-yazar değiller !..

Yeni bakan Ömer Dinçer'in ,makam koltuklarını kısıtlayarak MEB'de ''Devrim sayılacak değişimler '' yaptığını yazan muhteşem (!) gazeteciler,umarım beni mahcup ederler...

Milli Eğitimin hali bu ise ;denetleyicileri bunlar ise vah vaah !..

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..