Milli Takım, Rakip: Norveç

İsviçre ve Avusturya’nın ortaklaşa düzenleyeceği 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’na gidecek 14 takımın belirleneceği elemelerde en kritik aşamaya gelindi. 17 ve 21 Kasım’da oynanacak maçlar ile aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülke kalan 10 kupa biletini almak için sahaya çıkacak. Ev sahipleri, Avusturya ve İsviçre ile birlikte, Yunanistan, Almanya, Çek Cumhuriyeti ve Romanya finallere katılmayı şimdiden garantileyen 6 ülke oldular.

Cumartesi günü oynanacak eleme maçları arasında en kritik 4 randevudan biri de Norveç ile Türkiye arasındaki maç olacak. Bu “tamam ya da devam” maçında kazanmak da yeterli olmayacak, ancak alacağımız 3 puan en azından iplerin bizim elimize geçmesi açısından mutlak derecede önemli. Kazanmamız halinde, Norveç’in 1 puan önüne geçeceğiz. Kaybedersek havlu atacağız. Beraberlik de pek bir fayda sağlamayacak. Çünkü Norveç’in son maçı zayıf Malta ile. İşte böyle tarihi bir maça çıkıyoruz.

Kuralar çekildiği zaman, kendimiz çeksek bu kadar kolayı çıkmazdı denen bu grupta, önce liderliği kaybettik. Ardından, ikinci sırayı da Norveç’e kaptırdık. Yunanistan şimdiden “Alpler’de” oynayacağı maçların tatlı rüyasını görürken, biz, muhtemelen, karlı bir Oslo gecesinde sahaya bu sene ilk defa bu kadar çok kazanmak isteyerek çıkacağız.

Nispeten zayıf olan bu gruba başladığımızda, artık eskiyen jenerasyonu adım adım değiştirmek, milli takımı gençleştirmek için yakalanmış altın bir fırsat varken, biz bu şansı değerlendirme yoluna gitmedik. Üstelik yaşı ilerlemiş, yıpranmış oyuncularda (federasyon olarak hocada) ısrar ederek kalifiye olma şansını da oldukça zora soktuk. Yıllar sonra ilk defa, grup ikincileri eleminasyon oynamadan, doğruca şampiyonaya alınacakken bile bitime 2 maç kala, hala durumumuz belli değil!

Ersun Yanal döneminde yapılmaya başlanan değişim, hocaya karşı yapılan bir nevi linç operasyonu ile göz ardı edilerek, Federasyon’un çok yakın olduğu Fatih Terim’e geri dönüldü, ve sonuç ortada. Eski futbolcularda ısrardan, kulüplerinde bile oynamayanları milli takıma davet inadına kadar, lejyoner futbolcularımızdan sivrilenleri görmemeye kadar birçok hata yapıldı.

Eğer futbolda bir hocanın, Milli takımı alt torbalardan yukarı olağandışı bir hızla çıkarması, UEFA ve Süper Kupa şampiyonluğu getirmesi gibi referansları varsa, kredisinin yavaş tükenmesi olağan tabii. Ancak biz bu krediyi biraz abarttık, mızıkçı çocuklar gibi “sonsuz hak” verdik İmparator’a. Ne yazıktır ki, Terim’in bir spor kulübü ile Avrupa Şampiyonluğu unvanı kazanmasını, kendini milli takımda bile dokunulmaz yapan bir zırha bürüdük. Son olarak, kaybettiğimiz Yunanistan maçının hemen öncesindeki basın toplantısını hatırlayın. Cinnetin eşiğinde bir insan görmedik mi biz o toplantıda? Tıpkı İsviçre maçının hemen sonrasındaki gibi.

Terim’in gönderilmesi için geç kalındı ve Norveç’i yensek bile, Terim ile devam etme düşüncesi, milli zafer gibi önemli bir olayı bazılarımızın buruk yaşamasına sebep olacak. Burada suçlanması gereken, buruk sevinci yaşayanlar değil, yaşatanlardır diye düşünüyorum.

..

Eleme maçlarının geneline bakacak olursak; bizim maçımızın dışında 3 maç hemen göze batıyor. B Grubunda İskoçya-İtalya, ve F Grubu’nda K.İrlanda-Danimarka ile İspanya-İsveç maçları milli maçımızla birlikte günün kare asını tamamlıyor. Tahminim, Norveç-Türkiye maçında, Şampiyonlar Ligi mücadelesinde Valencia’ya 2 gol atan Rosenborg’lu Iversen ile, UEFA kupasında takımını sırtlayan Villareal’li Nihat gole daha yakın oyuncular olacak.

Aynı değerlendirmeyi diğer üç maç için de yaparsak; İskoçya’da Everton’lı McFadden, İtalya karşısında ülkesini şampiyonaya götürmeyi garantileyecek galibiyet için, gole en yakın aday. Kenny Miller da orta sahanın 5’lenmesi durumunda ilerde tek forvet olarak görev alabilir. İskoçların iç sahada beşte beş yapmış olmaları, onlar için en büyük motivasyon kaynağı. İtalya cephesinde ise gole dönük en önemli silah B.Münih’te forma giyen Luca Toni. Azzurri alacağı bir beraberlik ile gruptan çıkmayı büyük ölçüde garantileyecek. İskoçya’nın kazanma zorunluluğu, keyifli bir maç vaadi veriyor.

F Grubu’nda ise işler oldukça karışık. Grup ikincisi 22 puanlı İspanya, 23 puanlı lider İsveç’i ağırlarken; umutlarını son maça taşımak isteyen 17’şer puanlı K.İrlanda ve Danimarka, adada karşı karşıya gelecekler. Bir beraberliğin bile yeteceği İsveç’te Kopenhag’lı Allback daha önce de başardığı gibi yine İspanya filelerini havalandırmak istiyor. İspanya takımında ise Aragones hücumda değişik isimleri düşünüyor. Sanırım David Villa, Matadorların en çok umut bağlayacağı hücumcu olacak.

Grubun bir adım geride kalmış, ancak yine de umutlu takımları; beraberliğin iki takım için de yolun sonu olduğu maçta K.İrlanda ve Danimarka’dan biri elde edeceği bir galibiyet ile Çarşamba günkü maçı beklemeye koyulacak. Ancak K.İrlanda, son maçta İspanya’ya konuk olacak ki işi çok daha zor.

Cumartesi’ye dönecek olursak; elemelerin en dikkat çekici isimlerinden biri olan David Healy, kırma ihtimali olan bir rekor ile yine futbolseverleri merakta bırakacak bir oyuncu olacak. Euro 96 elemelerinde 12 gol atan Davor Suker’in rekorunu Euro 08 elemelerinde şimdiye kadar attığı 12 gol ile egale eden Healy, kalan iki maçta hem takımını şampiyonaya götürmek hem de bu rekoru kırmak istiyor. Konuk Danimarka’da ise 108 kez milli formayı giyen veteran oyuncu Helveg sakatlığı nedeniyle kadrodan çıkarılırken, hücumun en önemli ismi Dahl Tomasson’un durumu da şüpheli.

Günün diğer maçlarını da bir çırpıda yorumlarsam; A Grubu’nda gruptan çıkma şansları devam eden 4 takım da evlerinde oynayacak. Finlandiya, Polonya, Sırbistan ve Portekiz galibiyete yakınlar. Yalnızca Polonya, Belçika karşısında zorlanabilir.

B Grubu’nda şansını daha önce kaybeden moralsiz Ukrayna, Litvanya deplasmanında takılabilir.

Milli takımımızın grubu C’de ise finalleri garantileyen Yunanistan, Malta’yı ağırlıyor, işleri kolay. Formda Macaristan, Moldova deplasmanında da gülecektir.

D Grubu’nda yine finalleri daha önceden garantileyen takımlardan Almanya, Kıbrıs karşısında rahat kazanacaktır. Ancak Çek Cumhuriyeti, Slovakya karşısında biraz zorlanabilir. Galler-İrlanda Cumhuriyeti maçı ise beraberlik kokuyor.

Sıradaki E Grubu’nda ise grubun kaderine etki edecek en önemli maç İsrail-Rusya karşılaşması. Rusya bu maçtan galip ayrıldığı taktirde İngiltere’nin 1 puan önüne geçecek ve son maçı Faroe ile olduğu için, İngilizlerin işi çok zorlaşacak. Lider Hırvatistan ise, Yugoslavya döneminden kardeşi Makedonya’dan 1 puan kopardığı takdirde finallere gitmeyi garantileyecek, ve o puanı da alacaktır. Andorra-Estonya maçında da tartışmasız konuk ekip galibiyete yakın.

F Grubu’nun formalite maçında Letonya, ilk maçta yenildiği Lichtenstein’dan rövanşı alacaktır.

Son olarak G Grubu’nda ise finallere gitmeyi garantileyen Romanya, çok az da olsa umudu devam eden Bulgaristan’a konuk olacak. Ancak Bulgaristan’ın kazanması yeterli değil. Aynı zamanda Hollanda’nın evinde Lüksemburg’a puan kaybetmesi gerekiyor ki bu da neredeyse imkansız. Grubun diğer mücadelesinde Belarus’u ağırlayacak Arnavutluk ise kazanmaya yakın olan taraf.

Araştırma ve yorumlar: Nils Filmer