Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

30 Mayıs '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Miras mutsuzluklar

Miras mutsuzluklar
 

Pek çoğumuz hayatımızı ailelerimizin, bize miras bıraktığı mutsuzluklar üzerine inşa ettiğimiz için, sağlam birliktelikler kurmak yaşamak pek mümkün olmuyor.Tarih tekerrürden ibarettir sözünü pek bir seviyoruz nedense?
Alta yatan mutsuzlukları görmezden gelip, üzerine yeni hayatlar kurmak için çabalıyoruz. Öncelikle bize bırakılan mutsuzluklar için annesi babası ayrılan ya da geçimsizliklerine şahit olmuş insanlardan bahsetmek istiyorum.
Erkekten başlayalım. Eğer birliktelikte erkek, geçimsiz, huysuz, umursamaz, içkici, şiddet yanlısı ya da çapkın ise; yani ayrılma sebepleri bunlardan herhangi biri (ya da hepsi olabilir) yüzünden gerçekleşmiş ise; özellikle kız çocukları karşı cinse karşı oldukça duyarlı olup, hep bir ön yargı ile yaklaşıyorlar. Yani her baktığı erkekte babasını görmesi mümkün. Günün birinde gerçekleştirdiği ilişkide partnerine karşı kendi duyguları ile değil bilinçaltına yerleştirdiği mutsuz anne figürü ile yaklaşıyor

Bu erkeklerde de hemen hemen aynı gelişiyor diyebiliriz. Eğer söz konusu bu kez kadının yani annenin yaptıkları yada yapmadıkları ise; oda kadınlara karşı daha temkinli hatta tutucu kırıcı olabiliyor. Yani tamamı ile bilinçaltındaki babasının maskesini takarak hayatına devam ediyor.
Acaba benzemek, yani karakter olarak söz gelişi hani derler ya” aynı anası yada babası” genlerle alakalı olduğunu biliyoruz. Fakat birazda çocukken yaşamış oldukları mutlu yada mutsuz davranışların bir parçası olamaz mı?
Anneler kendi yaşadıkları mutsuzlukları, kızlarına istemeyerek bile olsa empoze edebiliyorlar. İki türlü mutsuz anne olduğunu düşünüyorum. Tabi ne kadar modern olsa da yada öyle görünse de insanın iç dünyası kolay kolay değişmiyor.
Birincisi, yaşadığı mutsuzluklardan dolayı karşı tarafa hep temkinli, hep savunma pozisyonunda olduğu için, kızını bu konuda sürekli didikleyen anne. Örnek: ” Şunu yapma onlar hak etmiyor, Şunu aldır ne işi var çalışsın, Para bırakıyor mu? Yoksa seni aldatıyor mu? Bak öyle bir şey varsa çık gel yalnız değilsin” gibi sürekli karşı tarafı aşağılayıcı ve zerre kadar değer hak etmediğini belirten davranışlarda bulunan.

Bir diğeri, yaptıklarından yada yapamadıklarından pişman olsa da bezgin suskun anne. O da kızını evine özen göstermesi konusunda yada ilişkileri konusunda didikler. Örnek:” Kızı ister mutlu ister mutsuz olsun. Sürekli aman sus kızım kocana cevap verme, gönlünü hoş tut, azıcık cilveli ol. Erkekler çocuk gibidir pof poflanmak ister.” Kızının kocası aldatıyor olsa bile bunu görmezden gelerek “kocanı elinde tut. Bir çatırdama ile bu yuva yıkılır mı? El alem ne der? Erkektir yapar. Sen yuvana sahip çık. Babanda zamanında yapmadı mı sanıyorsun?” vs. derken örnekleri de boldur.
Babalarda farklı değildir. Belki de kendi eşlerine yapamadıklarını oğlunun yapması için baskı yaparlar.”Karını konuşturma, çalıştırma, ne işi var sokaklarda evinde otursun, çok para harcıyor” vs.
Örftü adetti derken, kendi hayatlarındaki hataları miras bırakan aileler yüzünden birbirinin aynı geleceklere sahip oluyoruz.
Her şeyden etkilenen bir toplum olarak, bize bırakılan miras mutsuzlukları devir almak yerine, yapılmış hataları düzelterek bizden sonraki nesillerle daha temiz ve daha berrak gelecekler vermeliyiz. Bizden sonraki nesillerin yaşamda bir yer edinebilecekleri zamana geldiklerinde, kendi kararlarını vermek konusunda destek olmalıyız. Daha iyi bir nesil için mutlu günler…

 
Toplam blog
: 18
: 920
Kayıt tarihi
: 18.05.07
 
 

1971 İstanbul doğumluyum. Evliyim, dört yaşında bir oğlum var. Her ne kadar şu an ev hanımı olarak g..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara