- Kategori
- Mizah
Mr. Spock ve kulakları

Ne karizmatik ama!
Uzay Yolu bir iki….
Hadi beyler, hadi! Yolcumuz kalmasın!
Kaptan şoförünüz, Mr. Spock bugün!
Hadi hadi…! Uzay yolu bir iki…
Konumuz; Kaptan şoförümüz Mr. Spock ve kulakları.
Geçenlerde kulaklarından muzdarip bir arkadaş anlattı. Laf aramızda hani büyüktür biraz! Tabii bayan olunca; güzel olmak gibi bir zorundalıklar zinciri içinde buluyoruz ya kendimizi, ne yazık ki! O’ncazım garibim de methini duyduğu yeni bir kuaföre gitmiş! Saçını kestirecek! Kuaför de şu ünlülerden! Her şehirde vardır, “ay ona mı gidiyorsun, muhteşemdir”, derler hanımlar kendi aralarında! “Ay, ben geçenlerde gittim, adam sana ne yakışıyorsa onu buluyor vallahi”
Neyse uzatmayalım, bizim kızın saç kesimine gelmiş sıra. Meşhurumuz kuaförümüz; saçlarla oynamakta! Kesecek ya. Kısa saç modeli nasıl durur filan gibi bakınıyor! Birden bir panik adamda! “Bunlar da ne?” Bizim kız şaşkın! “Ne ne?” Kuaför: “Ne olacak, bu kulaklar! Aman tanrım, hayatta olmaz şekerim, kesemeyiz, bunlarla olmaz!” Bizim kız şoklarda! Hiç duymamış o güne kadar öyle bir şey!
Bu hilkat garibesi yaklaşımdan sonra bizim kızcağız hiçbir şey söyleyememiş ve asabı o kadar bozulmuş ki hemen aile psikologuna gitmiş! Allahtan artık her aileye bir psikolog düşüyor. Mesela yani(!)
Bizim kız başlamış anlatmaya! İki gözü iki çeşme. Psikolog bir yandan peçeteye, bir yandan teselli etmeye yetişemiyormuş. Neyse bizimki biraz rahatlar gibi olunca; bay psikolog şöyle demiş: “Uzay yolu dizisini anımsıyor musunuz?”
“Evet”
“Oradaki Mr. Spock karakterini anımsıyor musunuz?”
“Siz de mi Akif Bey! Yapmayın lütfen, o kadar büyük mü?”
“ Hayır hayır, ben onu demek istemiyorum.”
“Ya ne? Kuaför bile dalga geçti zaten, siz de bana Mr. Spock diyorsunuz!”
“Hayır, siz yanlış anladınız”
“Anladım ben anlayacağımı! Siz de aşağılıyorsunuz!”
“Hayır, beni bir kere dinler misiniz?”
“Neyi dinleyeceğim Allahınız aşkına, ben kulaklarım yüzünden hakarete uğradım ve aşağılandım diyorum, siz daha da üstüme geliyorsunuz!”
Buyurun buradan yakın! Bu psikologların işi de pek zor ha! Hastaya bak! Dinlemiyor bile! O esnada unutacaksın psikolog olduğunu; masada kül tablası neyin varsa, vuracaksın kafasına ki; sussun!
Neyse, güç bela susmuş bizim Neriman. Ve psikologumuz lafının devamını şöyle getirmiş:
“Mr. Spock’ın kulaklarının büyük olması bize hiç itici gelmez. Neden biliyor musunuz?”
“Hayır, nerden bileyim!”
“Haydi, bir düşünün neden?”
“Vallahi düşünemeyeceğim doktor bey! Siz söyleyin, nedenmiş?”
“Çünkü, onun gezegeninde herkesin kulakları uzundur. Aslında öyle bir gezegen yok. Sadece bu filmin bize sunduğu hayali bir durum. Ve biz onu öylece kabulleniriz. Doğru mu?”
“Evet, doğru!”
Şükür be kızım! Nihayet susmuşsun ve adamcağız bir açıklama yapma şansı elde edebilmiş!
Psikolog devam ediyor;
“İşte, bütün mesele; bizim de kendimizi olduğumuz gibi kabul edebilmemiz!”
“Ne demek bu? Vallahi param olsa, size değil, doğruca estetik cerraha giderdim”
“Elbette bu da bir çözüm. Fakat asıl olan, bizi biz yapan özelliklerimiz değil midir?”
“Nasıl yani?”
“Bakın herkesin parmak izi farklıdır. Aslında her özelliğimiz farklıdır. Hepsi bize hastır. Bizi biz yapan fiziksel özelliklerimizdir. Örneğin sizin gözleriniz yeşil ama benimkiler kahverengi. Sizi dostlarınız öyle biliyorlar, beni de böyle. Onlar bize bu şeklimizle değer veriyorlar.”
“Sanırım haklısınız doktor beyciğim.”
“Ayrıca, Mr. Spock’a hangimiz hayran değildik? Zaman zaman kaptan yardımcısı olan, doğru kararlar alınmasında hayati rolü olan, varlığı uzay gemisi için vaz geçilmez olan bir karakter değil miydi?”
“Evet, öyleydi!”
“Yani onu asıl Mr. Spock yapan özelliği kulakları değil; karakteristik yapısı ve bilişsel becerileri değil miydi?”
“Kesinlikle haklısınız doktorcuğum.” (ne oluyoruz Neriman? “Bey” sözcüğü gitmiş)
Ve Neriman gevşer(!) Psikolog başarılı. Seans bitti mi? Hiç sanmıyorum. Şimdilerde Neriman vücudunda beğenmediği her şeyi için psikologuna gidiyor! Psikologun kişisel tercihleri nedir bilemem ama, muhtemelen Neriman psikologu çok beğendi!
Uzay yolu bir iki…