Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Muazzez ile Sezai'nin acıklı hikayesi...

Muazzez ile Sezai'nin acıklı hikayesi...
 

Naruto__Asuma_X_Kurenai_by_v2_6


Yakar da nâr olur içerde
Girer de çıkmaz zihinlerde
Küllenir, savrulur yellerde
Öldürür zat'ı AŞK diye diye...

Olur da bir kez şimşek gibi çakar
Bahçelerde güller solar
Soldukça mazinde coşar
Kokusu burnunda tüter AŞK diye diye...

Gökhan CENKER

Kimi aşklar vardır ; üzerinden seneler de geçse bitmez, unutulmaz. Güller solsa da o aşk solmaz, şarap gibi alevlenir değerlenir. Gül-i zâr olur bahçelerde, kenetlenir buğulanır tozlu yüreklerde. Ama o kalp asla onun için çarpmaya doymaz, üşenmez. İşte bu aşka nazire yapan bir AŞK HİKAYESİ... Bu hikaye Muazzez ile Sezai'nin acıklı hikayesi...

( Bu hikaye www.notsayfam.blogspot.com'dan alıntıdır ! )


Mona Roza :


Belki de mahşeri kalabalığa okunan bu şiirin hangi hislerle yazıldığını tahmin bile edemezsiniz? Bilinen gerçekleri ard, arda sıralamak sizleri aydınlatabilir. Dilenirse şairimiz hakkında kısaca bilgi vererek konuya girmek istiyorum.
Şöyle ki; şiirimizin yazarı Sezai Karakoç ilk, ortaokulu ve liseyi Diyarbakır, Gaziantep, K.Maraş’ta tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal bilimler fakültesini kazanır. Ve gider, gider ama başına geleceklerden veya başına getireceği olaylardan habersizdir.

Neden sonra başlar okula dersler devam ederken şairim gönlünü kaptırır bir muhacir kızına ve işte bütün mesele başlar, başlar ki ne başlar. Sonu olmayan bir başlangıçtır. Kısa bir süreden sonra dayanamaz ve kendini o kıza açmaya karar verir. Uzun bir tasavvurdan sonra istediği gibi yapar ve gönlünde biriktirdiği aşkı artık kaldıramaz olmuştur. Teklifine ret cevabı alma riski yüksek olduğu halde bırakır kendini uçsuz bir ummana. istediği cevabı alamamıştır, bu samimi Anadolu çocuğu kırılmıştır işte o an. Lakin bu kırgınlık uzun sürmez (çünkü uzunu daha başlamamıştır.) Azimle tekrar deneyecektir. Lakin istediği gibi hiç olmayacaktır. Ve bu hep böyle sürer gider. Ta ki gelir, gelir ve bir yerde tıkanır işte bu tıkandığı yer 4. sınıf olur. Ama o samimi delikanlı hiç pes etmemiştir. Tam dört yıl hep istemiştir onu, kendinden. Ama istediği hiç olmamıştır. Belkide bir gün olacaktır.! Artık okul bitmek üzeredir. Tam dört yıl geçmiştir. Geçmiştir, ya delmişte geçmiştir kimi sineleri.
Mezuniyet merasimi düzenlenmektedir Ankara üniversitesinde, öğrenciler 4 yılın yorgunluğunu, bitirmenin sevinciyle bu merasimde birleştirecektir. Lakin birleştiremeyenler de vardır. O mahşeri kalabalıkta onlar gerçekle yapışmış yüreklerini koyacaklardır ortaya. İşte burada Sezai Karakoç onların hepsine tercüman olacaktır o mükemmel ve emsalsiz sevgisiyle .
Bu programda Sezai Karakoç yazdığı şiiriyle yerini almıştır. Ve de işte o beklenen an gelir çatar. O yılların gerçekleri bir şamar gibi patlar orada ve sesi yankılanır Ankara sokaklarında.
Sezai Karakoç anons edilir. Yazdığı şiiri okumak üzere. Ankara siyasalın önü ana baba günü gibidir herkes ordadır bütün hocalar öğrenciler ve hatta misafirler lebalep dolup taşmıştır merasim alanında. Sezai Karakoç şöyle bir kalabalığa bakar o buğulu gözlerle, gönlünde yer alamadığı insanı aramaktadır mahşeri kalabalık içinde ve şiirini okumaya başlar.

Mona roza siyah güller ak güller
Geyve’nin gülleri beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah senin yüzünden kana batacak
Mona roza siyah güller ak güller …

Şiir bitene kadar kalabalıktan hiç ses gelmez olur, ta ki son kıtayı okuyana dek ve kalabalıkta müthiş bir uğultu patlar. Herkes bir birine bir şeyler sormaktadır ama sadece bilinen bir gerçek var ki herkes bu şiirden çok etkilenmiştir hele biri var ki gönlünde fırtınalar kopmuştur tam dört yıl sonra geçte olsa anlamıştır ve işte o uğultunun arasından bir kız öğrenci sıyrılır kürsüye yaklaşır dört yılı harab eden ve sonrasını da edecek olan kişidir o, o MUAZZEZ AKKAYA’ dır. Ağlayarak ve yalvarmalı bir sesiyle
-ben seni kabul ediyorum der.
Ama çok geçtir artık çünkü bu samimi gencin bu ağır aşka dayanacak takati kalmamıştır kürsüye dönerek -şimdi de ben kabul etmiyorum der
ne derece yürekten gelerek söylediği tartışılır ama beklide bir intikamdır , beklide ilk defa gururu aşkının önüne geçmiştir delikanlının. Ve bir daha Muazzez Akkaya’yı hiç kimse görmemiştir çünkü o ret cevabının ardında intihar etmiştir. Doğruyu geç bulup erken kaybetmek buna denir galiba
Şimdi Sezai Karakoç 65-70 yaşlarında ve hiç evlenmemiş, hiç gönlüdeki o muazzam yere dokunmamıştır.

 
Toplam blog
: 749
: 1983
Kayıt tarihi
: 11.10.07
 
 

Yazmanın hayatın akışının bir parçası olduğu kanısındayım. 6 Mayıs 1982'de doğdum ve İstanbul Kar..