Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '06

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Mucizeye tanıklık

Mucizeye tanıklık
 

Her yeni bir bebeğin dünyaya gelişinin mucize olduğuna inananlardanım. Kimileri bunu dinsel dünya görüşüyle ya da biyolojik ve evrimsel gelişim bağlamında ele alır. Ama konumuz bu değil. Konumuz bu bebeğin dünyaya gelişini izlemek. Evet ben bu şansa sahip olanlardanım.

Eşimin doğum zamanı yaklaşmış, ilk çocuğumuzda olduğu gibi normal doğum dışında bir alternatif düşünmüyorduk. Günlük yaşantımız devam ediyor ben sabah erkenden şu an 4 yaşında olan ilk oğlumu anaokuluna bırakıyor, daha sonra da kendi işime geçiyor, eşim ise evimizde annesiyle birlikte doğum hazırlıklarına devam ediyordu. 25 Eylül 2006 günü yine böyle rutin günlerden biriydi. Sabah 11 gibi kayınvaldem beni arayarak eşimin biraz sancılandığını her ihtimale karşı hastaneye gideceklerini söyledi. Hatta gelmeme gerek olmadığını eğer doğuma alırlarsa haber vereceklerini de ekledi. Açıkçası o andan sonra işte kalmak benim için imkansızdı. Çünkü ilk doğumda ben işim gereği yurt dışındaydım ve doğumdan 2 ay sonra çocuğumu görmek kısmet olmuştu. Bu sefer ne yapıp edip eşimin yanında olacaktım. Hemen işten çıkıp olabildiğince hızlı bir şekilde hastaneye doğru yola koyuldum. Saat 11:15 gibi hastaneye ulaşmıştım. Telefonla eşime daha sonra ise kayınvaldem ve kayınpedere ulaşmaya çalıştım. Ancak hepsi de kapsama alanı dışındaydılar. Bunun üzerine doğum servisindeki hemşirelere eşimin ismini vererek herkesin doğumhanede olduğunu öğrendim. Aşağıya indiğimde eşimin anne ve babası şimdi doğuma aldıklarını ve rahminin 9 cm kadar açılmış olduğunu söylediler. Yani doğum başlamıştı. Birden eşimin çığlıkları doldurdu her yeri. Bir an için buz kesti bütün vücudum. Oldukça acı dolu bir bağrıştı bu. O an için hemen ordan kaçmayı düşündüm ama bir şekilde kaldım. Kapıdaki hemşirenin "isterseniz içeri girebilirsiniz" demesiyle kendime geldim ve olumsuz bir şekilde kafamı salladım. Ancak içerden sürekli doktorun "hadi biraz daha ıkın, nerdeyse geliyor" deyişlerine eşimin "olmuyor, yapamıyorum" ları karışıyordu. Birden daldım içeri. Eşim ayakları havada önünde bayan bir doktor eğilmiş, diğer doktorumuz ise biraz daha geride duruyor ve de talimatlar veriyordu. Beni görünce doktorumuz "hah işte eşin de geldi ha gayret" dedi. Ben eşimin yanına geçip elini tuttum ve bir şeyler geveledim. Ama inanın ne dediğimi kesinlikle hatırlamıyorum. Buna karşılık acıyla karışık bir gülümsemenin eşimin yüzünü aydınlattığını gördüm. Ne kadar zaman geçtiğini hatırlamıyorum; birden eşimde inanılmaz bir rahatlama oldu ve ardından oldukça mor renkli muhteşem bir varlık gözümün önünde beliriverdi. Saat tam 11:40 dı. Doğmuştu işte. Böyle bir şeye şahit olmak inanılmaz ve oldukça karışık duygular içinde kayboluyorsunuz sanki. Eşinizin aylardır özenle taşıdığı, baba olarak sadece dışardan gözlemlediğiniz bir olayın son noktasını yaşamak duygusunu nasıl ifade edebilirim bilmiyorum. Kelimelerin yetersiz kalması bu olsa gerek. Tüm babalar böyle bir şeyi yaşama fırsatınız varsa kaçırmayın derim. Hem eşinizle hem de yeni bebeğinizle inanılmaz güzel bir bağ kuruyorsunuz. Sevgili Yankı 2 aylık oldu bile.

 
Toplam blog
: 116
: 1883
Kayıt tarihi
: 24.10.06
 
 

Emekli Deniz Öğretmen Subayım. Felsefe ve yabancı dil eğitimi üzerine çalışmaktayım. Yazmak ise b..