- Kategori
- Kültürler
Muhafazakar Türkiye'm!
Anlamıyorum doğrusu. Neden böyleyiz biz çözemedim. Kendi kurallarımızı koyarak kendimizi ve başkasını yönetmeyi seven bir türüz sanırım. Değişikliği, farkındalığı yaratmaya çalışan, değişik bir toplumuz. Kısıtlamayı, kısıtlanmayı seviyoruz. Anlamıyorum. Kendi kişisel kararlarımızı uygulamayı, dar bakışlı görüşleri seviyoruz. Açılamıyoruz bir türlü yani!
“MESLEK KURSUNA GİDİP NE YAPACAKSIN Kİ? Lüzumu Yok!”
Şimdi bulunması zor bir örnek olmayan klasik “muhafazakar” bir koca tiplemesi seçtim size. Evet, klasik, sade ve sıradan! Sosyalleşmeyi dini kuralları benimseyerek ayıramayan bir tipleme. Bir meslek öğrenmenin ne zararı olabilir ki Allah aşkına? “İlim Çin’de dahi olsa onu öğrenin” demiyor mu Peygamber Efendimiz? (s.a.v)
E o zaman sizin derdiniz ne? Kısıtlayarak bu hale gelmedik mi zaten? Hiçbir şeyi alenen, her şeyiyle göremiyoruz. Sebebi, kendimizi kısıtlıyor olmamız. Hayatımızda kişisel görüşlere yer verip, onların bizi yönetmesini sağlamamız.
Saçmalığa bak sen! Neden kendi hayatımızı ve bir diğer kişinin hayatını umutsuz ve mutsuz hale getireyim ki? Ne cüret ve hakla? Ve hangi mantığa dayanarak? Bir kişi dil kursuna da gider, meslek kursuna da, kendini geliştirmemesi için bir nedne olduğunu düşünmüyorum. Altın bir bileziği kolunuza takıp kendimizi garantiye almanın ne sakıncası var?
O, sözde sizi koruduğu için bu tür kısıtlamalar getirdiğini söyleyen kişinin hayatınızdan çıkıp gitmeyeceği ne malum kadınlar? Kısıtlatmayın hayatınızı! Aşın şu dar görüşlü tabuları!
Yıkın şu tabuları!