- Kategori
- Siyaset
Muhsin Yazıcıoğlu bu silahlarla mı öldürüldü?!..
Hergün yeraltından silahlarfışkırıyor. Muhsin Yazıcıoğluböyle silahlarla mı öldürüldü sorusu var
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, 12 Eylül döneminde cezaevine düşmüş, aynı koğuşta aşırı solcu olan biriyle birlikte kalmış, gördükleri baskı ortakmış fakat sol görüşlüye fazla işkence yapıldığını görünce dayanamamış o işkence için cezaevi yönetimine karşı gelmış, sol görüşlü o vatandaşla aralarında sıcak bir diyalog geçmiş, birbirlerine gazete vermeleri vb.
Bu nedenle Muhsin Yazıcıoğlu'nun konuşmalarını, Türkiye'nin karşılaştığı sorunlar karşısındaki yorumu ve çözüm önerilerini, içten samimi olarak kullandığı sözleri candan dinliyordum televizyonlarda. Ve halk arasında da sevilmeye başladı. Hele en son konuşması, hiç de MHP liderlerinin veya Alperen Ocakları mensuplarının, ülkücülerin konuşmalarına benzemiyordu.
Farklı dil ve kültürleri Türkiye açısından bir zenginlik olarak yorumluyordu. Kürt meselesine bakışı geçmişe nazaran daha insancıl daha evrenseldi. Onu dinleyince, Rahmetli Bedri İncetahtacı aklıma geldi, "aman yeni görüşleri nedeniyle Muhsin'i de öldürmesinler!" diye içimden geçmişti. Aynı gün kendisinin de içinde bulunduğu helikopterin düştüğünü duyunca çok üzülmüştüm ve Türkiye'deki solcular içinde galiba bir tek ben onu bu sitede övdüm. Ve de onun "Üşüyorum" adlı güzel şiirini yayınladım (okumak isteyenler bu sitemde bulabilirler).
Bu genel girişten sonra, helikopterin düştüğü mıntıkada şimdi bulunan ağır silahlar ile ilgili bölüme geçmek istiyorum.
Kahraman Maraş'a bağlı Döngel Köyü'nde, yani Muhsin Yazıcıoğlu'nun içinde bulunduğu helikopterin düştüğü mıntıkada, bir köylü dolaşırken yol kenarında üstü yaprak ve otla kamufle edilmiş bir tümsek gözüne çarptı. Merak edip kurcalayınca ağır silahlar görerek paniğe kapıldı. Gidip jandarmaya haber
verdi. 7 Law silahı ve 15 elbombası ile bir sis bombası bulundu. Olay, savcılığa intikal edildi. Savcı, inceleme ve soruşturma başlattı.
Tekrarlarsak, aynı mıntıkada helikopter düşmüştü. Muhsin Yazıcıoğlu ve bir gazetecinin de aralarında bulunduğu dört kişi yaşamını yitirmişti. Şimdi ister istemez akla şu soru geliyor: Helikopter bu silahlarla mı düşürüldü? Yoksa, helikopterin düşüşü gerçekten kaza sonucu mu oldu?
ŞEMSETTİN MURAT
Bu nedenle Muhsin Yazıcıoğlu'nun konuşmalarını, Türkiye'nin karşılaştığı sorunlar karşısındaki yorumu ve çözüm önerilerini, içten samimi olarak kullandığı sözleri candan dinliyordum televizyonlarda. Ve halk arasında da sevilmeye başladı. Hele en son konuşması, hiç de MHP liderlerinin veya Alperen Ocakları mensuplarının, ülkücülerin konuşmalarına benzemiyordu.
Farklı dil ve kültürleri Türkiye açısından bir zenginlik olarak yorumluyordu. Kürt meselesine bakışı geçmişe nazaran daha insancıl daha evrenseldi. Onu dinleyince, Rahmetli Bedri İncetahtacı aklıma geldi, "aman yeni görüşleri nedeniyle Muhsin'i de öldürmesinler!" diye içimden geçmişti. Aynı gün kendisinin de içinde bulunduğu helikopterin düştüğünü duyunca çok üzülmüştüm ve Türkiye'deki solcular içinde galiba bir tek ben onu bu sitede övdüm. Ve de onun "Üşüyorum" adlı güzel şiirini yayınladım (okumak isteyenler bu sitemde bulabilirler).
Bu genel girişten sonra, helikopterin düştüğü mıntıkada şimdi bulunan ağır silahlar ile ilgili bölüme geçmek istiyorum.
Kahraman Maraş'a bağlı Döngel Köyü'nde, yani Muhsin Yazıcıoğlu'nun içinde bulunduğu helikopterin düştüğü mıntıkada, bir köylü dolaşırken yol kenarında üstü yaprak ve otla kamufle edilmiş bir tümsek gözüne çarptı. Merak edip kurcalayınca ağır silahlar görerek paniğe kapıldı. Gidip jandarmaya haber
verdi. 7 Law silahı ve 15 elbombası ile bir sis bombası bulundu. Olay, savcılığa intikal edildi. Savcı, inceleme ve soruşturma başlattı.
Tekrarlarsak, aynı mıntıkada helikopter düşmüştü. Muhsin Yazıcıoğlu ve bir gazetecinin de aralarında bulunduğu dört kişi yaşamını yitirmişti. Şimdi ister istemez akla şu soru geliyor: Helikopter bu silahlarla mı düşürüldü? Yoksa, helikopterin düşüşü gerçekten kaza sonucu mu oldu?
ŞEMSETTİN MURAT