Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '14

 
Kategori
TV Programları
 

Muhteşem Yüzyıl/ “Mağrurlanma Padişahım!” ve Siyah Hilat/ Hilat (Hil’at)nedir, kime giydirir?

Muhteşem Yüzyıl/  “Mağrurlanma Padişahım!” ve Siyah Hilat/ Hilat (Hil’at)nedir, kime giydirir?
 

Gözlerimiz daha nice acılar görecek


19 Mart tarihli Muhteşem Yüzyıl/ Canlar Alınacak başlıklı yazımda Yasemin Allen’in diziye Şehzade Bayezid’in destansı aşkı Fatma Sultan olarak katılacağının haberini sizlerle paylaşmıştım. Artık karşımızda güzeller güzeli, yetenekli oyuncuyu seyredeceğiz. Destansı aşk, masala nasıl dahil edilecek bilmiyorum, ama en az Hürrem-Kanuni aşkı kadar bizi etkileyecektir. (Bu destansı aşkı merak edenlere de Muhteşem Yüzyıl/ Muhteşem Hatalar ile Devam Ediyor (2) yazımda paylaşmıştım.)

Muhteşem Yüzyıl’da gene canlar alındı. Kara Ahmet Paşa’nın, ölümün soğuk nefesinin dolaştığı arz odasının önünde bedduasını ettikten sonra boğulduğunu izledik. Kara Ahmet Paşa’nın vahim sonunu aynı adlı yazımda paylaşmıştım.

Kara Ahmet Paşa, Mağrurlanma Padişah’ım… diyerek başladığı sözleri koskoca Muhteşem Yüzyıl’da 2. defa duyduk. Oysa 23 Ocak’ta yazdığım Muhteşem Yüzyıl/ Muhteşem Hatalar ile Devam Ediyor(1) başlıklı yazımda sizlerle paylaşmıştım.

Mağrurlanma padişahım, senden büyük Allah var!” sözü ekranlarda çınladığında artık biz dizinin finaline doğru hızla yaklaşıyoruz. Bu söylem kazanılan her zaferden sonra Padişahların kibre sürüklenmemesi için halk, Yeniçeri ve paşaları tarafından hep bir ağızdan söylenen muhteşem bir gelenektir. Aslında düşünürsek belki şimdiki yöneticilere bile söylenmeli. Böylece asıl güç sahibinin Allah olduğu hatırlanır da kibirden ve kötü yoldan vazgeçerler.

Osmanlı padişahları tahta geçtiklerinde yani cülus törenlerinde yeniçerilere bahşiş dağıtırken, Yeniçeriler de bu esnada hep bir ağızdan``Mağrurlanma padişahım senden büyük Allah var...`` diye bağrışarak alkış tutarlardı. Bu durum aslında onların kibre kapılmaktan ne kadar korktuklarının bir göstergesiydi. Padişahın akıl ve ruh sağlığını koruması için etrafındakilerin yaptığı bir ritüeldir ve çok güzel ayrıca da çok özel bir merasimdir. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir imparatorlukta görülmemiş ve duyulmamıştır.

Böbürlenip, insanlığını unutmak ve her zaman hak- haklıdan yana olmak için sözle atılmış tokat gibidir bu söylem. Yavuz Sultan Selim’in halife olması ile başlayan geleneklerden bence en önemlisidir. Ekrandan bizlere Allah’tan daha büyük olmadığımızın hatırlatmasının yapılmasını istiyorum, çünkü belki unutanlar vardır da hatırlarlar!

Kara Ahmet Paşa, siyah hilat giydirilerek ölüme yollanmıştı. Hilat aslında ödül, hediye anlamında Osmanlı padişahlarının devlet görevlilerine ödül olarak giydirdikleri hediye bir tür kaftandır. Hilat, gönül almak, kişiyi yüceltmek için hediye edilirdi. Hilat, eski Türk devletlerinde at, ok, yay şeklinde ki hediyeler ile de yapılırdı. Kazanılan büyük zaferler, dini bayramlar, düğünler, bu gibi ihsanlar için bir verilen hediyelerdir

Hilat (ödül), hilat giydirmek ve ya siyah hilat giydirmek aslında Emevilerde, Selçuklularda da görülürdü. Osmanlı padişahlarından II. Mahmut tarafından kaldırılmıştır. Ondan sonra padişahlar, taltif etmek istedikleri devlet adamlarına; saat, altın tabaka, enfiye kutusu gibi hediyeler verdiler. 

Hilat verme, İslam devletlerinde bulunan bir usuldür. Hilat ne olursa olsun devlet töreni ile verilirdi. Daha çok kaftan olarak sunulan Hilat, mevkiye göre değişim gösterirdi, Vezirlere samur, seraser kaplı kürk, diğer erkân-ı devlete ise sade ama ender kumaşlardan yapılmış hilat giydirilirdi. 

“Siyah hilat” ise cezalanacaksının Osmanlıcasıydı!

Osmanlı imparatorluğunda padişahların ölüm emri verdiği kişiye siyah hilat diktirip, giydirme adeti bulunurdu. Tarihçilere göre ilk defa siyah hilat giydiren padişah Yavuz Sultan Selim olmuştur. Gördünüz mü gene Yavuz Sultan Selim…

Yavuz Sultan Selim, Veziri Koca Mustafa Paşa’nın, şehzade Ahmet adına çalıştığını öğrendikten sonra divan toplantısına giren vezirlere hilatlar giydirtirken, veziriazama ise siyah hilat giydirtmiştir. Bu paşanın ölüm emriydi ve cellatlar veziriazamı boğarak öldürmüşlerdir.
Son veziriazamı Piri Mehmed Paşa'nın haricindeki üçü ise idam edilmiştir.

Hilat, taltif etmenin güzel bir vurgusu olsa da siyah hilat ölümün çukuruna gidişin son basamağı olmuştur. İnsanın ölümüne merhaba deyişinin acı tadı sanırım siyah hilatla geldiğinde oluyordu, kişi oracıkta zaten ruhen ölmüştür.

Hayatta hediyelerinizin cezaya dönüşmeden yaşamanız dileği ile…

www.televizyongazetesi.com

eceer6@gmail.com

https://twitter.com/eceer6
https://www.facebook.com/pages/Ece-Er-%C4%B0le-Ba%C5%9Fb

 

 
Toplam blog
: 781
: 3899
Kayıt tarihi
: 23.09.12
 
 

16- 06- İstanbul'da doğdum. Tatbiki Güzel Sanatlar Tekstil Ana sanat dalı Moda tasarımı bölümünde..