Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '12

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Muhteşem Yüzyıl- Mihrimah Sultan

Muhteşem Yüzyıl- Mihrimah Sultan
 

Muhteşem Yüzyıl dizisi soluk soluğa başladı. Ekrana izlenme rekorları kırıp, kafaları allak- bullak etmek için geldi ve hoş da geldi. Dizinin reklamları yapılırken anne-kızın ilginç konuşmaları kadrajı dolduruyordu. Pelin Karahan’ın hoş yüzü Mihrimah’a can verdi. Bildiğiniz gibi bu konuşmalar ve dizinin içindeki entrikalar senaristlerin hayal gücü ile karşımızda can buluyor. Haliyle gerçekten tarih anlatmıyor, sadece tarihi senaristler tarafından yazılmış diziler yaratılıyor. Realitede bu konularla ilgili ve bilhassa padişah karıları ve kızları ilgili tarihi notlar Türk tarihinde yoktur, ya da çok azdır. Ancak yabancı kaynaklı bazı dedikodu nitelikli yazıya ulaşılabilir. Bu dizilerin ne kadarı düş, ne kadarı gerçek olacak? Konuyu bu açıdan dikkate alıp, ekranda gördüklerinizi lütfen tarih zannederek seyretmeyin, sadece keyif alın.

Tarih satırlarına sığdırılmış Mihrimah Sultan'ı takdimimdir...

Mihrimah Sultan, 1522-1578 yılları arasında İstanbul'da doğmuş ve gene İstanbul'da ölmüştür. Kayıtlara Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan'ın 2. çocuğu ve tek kızı olarak geçer. İsmine dikkat ederseniz farsça iki ayrı isimden oluştuğunu fark edersiniz. Mihr yani Güneş, Mah yani Ay. Mihr-ü Mah anlamı ise Güneş ve Ay demektir. Tıpkı Hürrem ve 1.Süleyman gibi ama hangisi güneş hangisi ay bilemem. Bu efsanevi aşkı çocuklarının isminde yaşatmaya karar vermişler ki 2. Sultana bu isim konmuş.

Mihrimah Sultan, Topkapı Sarayında dünyaya ''Merhaba!'' dedi ve babasının gözdesi oldu. Kanuni, kızını çok sevdi ve bunu göstermekten de geri kalmadı. Babasının ''Biricik'' kızını Hürrem'de kendince iyi yetiştirmekteydi. Ama bildiği diller, çaldığı aletler v.s. ile ilgili detay veren o devre ait notlar yoktur. Bakalım dizide Mihrimah nasıl karşımıza çıkarılacak? Bence Pelin Karahan, o hoppa, kendini beğenmiş, ezici tavırları ile kibrini her seferinde ortaya koyan kızı oldukça iyi oynuyor.

Tarih sayfalarında doğum bilgisi dışında karşımıza çıktığı an Diyarbekir Beylerbeyi Rüstem Paşa ile yaptığı evliliği sırasındadır. Mihrimah Sultan, Rüstem Paşa ile evlenmek istemez. Evlenmek istememesinin asıl sebebi de Rüstem Paşa'nın ''cüzzamlı'' olmasıydı. Dönem der ki; bir insanda bit varsa cüzzamlı değildir. Hürrem, bu durumu araştırmak için adamlarını yolladı ve tabi paşamızda bit bulundu.

Olacak bir kişinin tahtı kavi talii yar,

Biti dahi mahalinde anın işine yarar.

Mısraları anonim olarak kaydedilmiş ve Rüstem Paşa'nın bitine dikkat çekilmiştir. Mihrimah ile Rüstem Paşa'nın evlilikleri ''At Meydanı''nda şenliklerle kutlanıldı. Bu evlilik Rüstem Paşa'ya 1544 yılında Sadrazamlık unvanını getirdi. Haydi araya dedikodu ile sıkışayım... Mihrimah Sultan'ın bir talibi daha vardır. 50 yaşında, evli, mimarların mimarı Koca Sinan. Ben sadece dedikodu kısmını anlatıyorum. Mimar Sinan kavuşamadığı aşkı için dillere destan eserler yapmıştır.

Mihrimah Sultan, tarih sayfalarına evliliği ile girdi girmesine de... Entrikaları, yönetime karışması ile de annesini aratmadı. Şehzade Mustafa'nın ölümü ile başlayan bu kariyer babasına karışmalara kadar vardı. Kanuni, Malta Seferini düzenlesin diye Kanuni'ye 400 gemi yaptırma sözü verdi. Demek ki o sırada donanmanın gemi açığı varmış. Hürrem gibi, Lehistan Kralı 2. Zygmunt August ile yazışmalar yaptı. 2. Selim tahta geçince onun resmi olmayan baş danışmanı oldu.

Mihrimah Sultan ''büyük bir servet sahibi oldu'' diye tanımlanıyor. Benim bundan anladığım rüşvet almış, hatır hediyeleri kabul etmiş, para karşılığı tayinleri düzenlemiş gibi ibareler yerine kibarca böyle tanımlanmakta olduğudur. Yoksa zaten koskoca bir imparatorluğun sultanının serveti haliyle büyük olur ve bundan ne diye söz edilsin ki...

Mimar Sinan'a iki eser yaptırmıştır. Birincisi Üsküdar İskele Cami ve Külliyesi; cami, medrese, ilkokul ve hastane bu komplekste bulunmaktadır. 2 minareli bu cami için tanımlama ellerini gökyüzüne açmış, eteklerini giymiş bir kadın sülietinden yola çıkılarak, Mihrimah'a olan aşkının simgesi olarak yapıldığı benzetmeleridir. İkincisi ise Edirnekapı Mihrimah Sultan Cami ve Külliyesi; cami, çeşme, hamam, medrese bu kompleksin içerisindedir. Tek bir minare ve kubbeye sahiptir. Ama 161 tane pencere tarafından aydınlatılır. Bu Camide ise Mihrimah'ın, mimar gözüyle, ruh güzelliğine dikkat çekilmesi olarak yorumlanmaktadır.

1558 yılında annesi öldükten sonra babasına, 1566 yılında tahta geçen 2. Selim'e, 1578 yılında tahta geçen yeğeni 3. Murat'a saltanat danışmanlığı yapmıştır. Tabi bu resmi bir görev değildir. Anasının kızı ne de olsa. Genine, yetiştirilişine karşı çıkıp, elini eteğini toplayıp kenara çekilmeyecekti ya! Ölümü ile birlikte babasının yanına Süleymaniye Camine gömüldü ve saltanatı son buldu.

Hayatta saltanatınız sonsuz olsun...

 
Toplam blog
: 781
: 3899
Kayıt tarihi
: 23.09.12
 
 

16- 06- İstanbul'da doğdum. Tatbiki Güzel Sanatlar Tekstil Ana sanat dalı Moda tasarımı bölümünde..