- Kategori
- TV Programları
Muhteşem Yüzyıl- Sex and the City yok daha neler!

Gülüyorum, o kadar....
Muhteşem Yüzyıl reytingleri alt-üst ediyor. Birileri konuşuyor(ben dahil)... Ben nerede ise yarım yüzyıldır yaşıyorum. İlkokula 5 yaşında başladım, 1980 yılında da lisedeydim. O zamana kadar tarihimizde padişahlarımızın iyisini de kötüsünü de okuturlardı bize. Sonra Evren Paşa ve arkadaşları geldi. Ortalık duruldu, sağ-sol bitti. Bitti de “ tarihiz kötü anlatılıyor” denip tarih kitaplarımızdan birçok şey çıkarıldı. Bunlar unutuldu gitti, çünkü tarih kitaplarında yazılar yeniden düzenlenmiş ve kahramanlıklarımız anlatılmıştı. Şimdi aradan yıllar geçti biz bu sefer de ekranda tarihiz yanlış, kötü anlatılıyor diye bağırınıyor, dövünüyoruz. Siyasi tarihte her zaman kötü- iyi bir şeyler olur.
O kadar ciddiye aldık ki konuyu bütün dünya duydu. Konu New York Times gazetesinin bile diline dolandı. Muhteşem Yüzyıl dizisine ‘’Osmanlı Çağı Sex and the City’’ benzetilmesi yapıldı. Sanki bu film hakkında bir fikrimiz yok gibi benzettiği şeye bak! Bir de bunu sanat sayfasına taşımış “kadın-erkek ilişkilerini anlatan şehvet dolu Türk dizisi” demekden de utanmıyor. Nasıl utansın? Başbakanımızdan muhalefet partilerine kadar herkes bir söz söyledi. Başka konu yok ya, her şey güllük gülistanlık ya! New York Times dizide içki içiliyor, nikahsız ilişkiler var deyip kışkırttıkça kışkırtıyor. Dinime küfreden Müslüman olsa! Dizinin halkı rahatsız ettiğini söyleyen New York Times başka konu bulsun yazacak!
Şimdi gelelim bize! 30 yılını at sırtında geçiren Kanuni, o çocukları ne zaman yaptı? Haydi cevap verin! Tamam! anlıyorum, konu artık biraz abartarak işleniyor. Ama bizim tarihimiz pırıl pırıl değil! Saklamanın da bir anlamı yok! Bu durum bana temizlik yaparken pisliği halının altına süpürmek gibi geliyor. Evet! Bu kadar açık saçık giyinmiyorlardı, saray o kadar soğuktu ki dekolte giyinen donardı. Evet! Kalorifer yoktu ve mangala ısınırlardı. Evet! İhtişamlarını(mücevher, kürk, ipekli kumaşlar v.s.) sadece yabancılara gösterilirdi. Evet! Gecelik entarisi giyer, ev elbiseleri ile gezerlerdi. Evet! Yer sofrasında yerlerdi. Evet! Padişah ya yalnız ya da ailesi ile yemek yerdi. Evet! Öyle yemekli davetler verilip, istediği yerde yemek yiyemezlerdi. Evet! Padişahlar helalleri ile (imam nikahı) haftada 2 kere yatağa girerdi. Diğer günler çalışma ve eğitimi ile geçerdi. Ne de olsa Koskoca Osmanlı İmparatorluğu’nu yönetiyordu. Evet! Dudaktan öpüşülmezdi, çünkü İslamiyet’ten önce biz şamandık. Birini dudaktan öpünce Şamanizm’e göre o kişinin ruhunu çalışmış olurduk. Tıpkı Azrail gibi…bu arada dizide kahve bile yasaklanmadı ki içki yasaklansın. Şimdi Kanuni en sevdiklerini bir bir öldürmeye başlayacak. Bunu da hepimiz biliyoruz değil mi? Saklanmak istenen bu ise gerek yok! Çünkü hepimiz biliyoruz. Bilmeyenler ya okusun ya da bir bilenden dinlesin! Bu çekilenin reyting kaygısı taşıyan bir film olduğunu unutmayalım! İsterseniz benden okuyun! Muhteşem olmak zor! İstilaya son! Kan gölünün ortasına kurulan devlet; Osmanlı yazılarımı okuyun!
Hürrem’e gelince hangi can korkusu anneye çocuğunu feda ettirir? Hiçbir anne çocuğunun canını tehlikeye atmaz. Tabi kendini düşünmüyorsa! Benim 2 oğlum var, şimdi diyelim ki bunlardan biri ölecek, öbürü de saltanat sürecek. Bana seç deseler, seçimim kendi ölümüm olur. Yapabilirsem ikisini de oradan alıp, kaçmak olur. Hürrem, yakın tarihi bilmiyor mu? Kendi valide sultan olduğunda 4 şehzadesinden sadece biri hayatta kalacak. Bu bir kadının iktidar hırsından başka bir şekilde ifade edilemez. Şimdi boş konuşmayalım da tarihe bir dönüp bakalım! Yüzleşelim gerçekle. Sonra da bu diziyi sadece film olarak izleyip, keyifli zaman geçirelim. Çok rahatsız olanlar bir belgesel çeksinler bu konu üzerine. Boş boş tartışıp durmayalım. Yapılacak daha önemli şeyler var hayatta.
Hayatta boş işlerle uğraşmak zorunda kalmamanız dileği ile…