- Kategori
- Deneme
Müphem
Müphem ve muğlak bir konudan bahsetmek istesem, siz bu duruma ne dersiniz?
Konuyu hiç açıklamadan, size tanımını yazsam acaba, bulabilir misiniz?
Ya da açıklayıp ne olduğundan bahsetsem, daha mı kolay olur anlamak?
Bence hayır!
Herşey ne bilip bilmediğizle ilgilidir. Şayet biz o konuyu biliyorsak; hayatımız kolay, bilmiyorsak; hayatımız zordur...
Ben çocuklara bazı kavramlar öğretirken, bu kavramların içinden zor, imkansız ve mümkün değil, kelimelerini çıkartarak öğretiyorum.
Geçenlerde yazmıştım; şayet kızım isterse ve zevk alırsa tenisten, Türkiye'nin Wimbeldon kazanan ilk Türk tensiçisi yapacağım onu... Ne kadar iddialı değil mi? Türkiye'de 100 kişiden 99'u bunun mümkün olmayacağını söyleyecek ve vazgeçecek. Ve sadece %1 şansını deneyecek, kazanma olasılığı mucizelere kalacak. Oysa benim itikatım %100. Burada zor olan olasılık, kızımın tenise karşı ilgili olması!
Birçok yazıdır, çalışmanın yetenekten çok daha önemli olduğundan bahsediyorum ve yeteneğin zamanla öğrenildiğini! Öğrenemileyen tek şey ilgidir. Ya vardır, ya da yoktur. Bu yüzden ne öğrenim görürlerse görsünler, İngilizce, kişiye has öğrenilir! Merak yoksa, kabiliyet de yoktur!
Bildiğimiz konular her zaman kolay, bilmediğimiz konular her zaman zordur!
Ama her zaman 2 x 2 =4 değildir. İyi bir sinerjiyle ya da kimyasal bir katalizörle bu sonuç 10'a bile çıkabilir...
Örneğin sinirlilik anında gücünüz 3-4 katına çıkabilir. Bu yoğun konsantrasyon ile ilgili bir durumdur. Bu konuyu en iyi inceleyenlerden biri müthiş karateci Bruce Lee'dir. Ona göre tüm güç istendiğinde, bir noktada toplanabilir. Mesala yumrukta, mesala bir parmakta! Ben bunu becerebilenlerdenim...
Yüksek konsantrasyon, yüksek dikkat, bir işi yapmanın en kolay yoludur. Örneğin ben çocukken, film seyrederken, bana ne söylerseniz söyleyin, sizleri duymazdım... Hala bile bu mümkündür. Film değil ama iş konusunda!
İnanç(niyet, istek)+kararlılık(amaç, karar verme)+yüksek konsantrasyon(dikkat, yoğunlaşma) =eylem
Birçok eylem geçme (çalışkanlık)= Tecrübe, deneyim= öğrenme (kendinini bilirlik)
Bunlar herkesin bulabileceği basit formüller çünkü bütün bu denklemler lineerdir. Yani eğimi sabittir ve aynıdır.
Oysa hayatın gerçekliği polinomdur. Yani üstsel fonksiyonlu denklemlerdir. Ve eğimini bulmak için türev almak gerekir. Bu türev, aynı limit gibi, değişkendir ve anlıktır. Gördüğünüz üzere, matematik ile yaşam arasında paralel bir ilişki vardır. Matematik hayatın numaralandırılmış şeklidir. Hayat ne kadar karmaşıksa, matematik o kadar ileri ve gelişkindir. Bu konuda bilahere ayrı bir blog yazacağım...
Diyorum ya, bugün yazarken, temel amacım, anafikri kaybettirmek sizlere. Çünkü bazen hayat, böyle belirsiz bir ortamda ilerler. Ve sürekli kafanız karışık algılamaya çalışırsınız hayatı! Ama bazen, bu mümkün değildir. Böyle durumlarda, kendinizi hayata teslim etmelisiniz. Yani kontrol sizde olmamalı ve siz uyum sağlamaya çalışmalısınız... Kadınların en büyük sorunu, bunu başaramamalarıdır! Baş ağrısı(migren), mide ağrısı(ülser), hep bu sebeptendir.
Oysa hayat acımasızdır bazen! Sana şans bile vermez! Sen yine de şans için beklemelisin sabırla! Çünkü hayat, o kadar da acımasız değildir hiç bir zaman! Şans muhakkak verir, tabi alabilirsen o şansı!
Zekanın sınırı yok! Var deselerde inanmayın! Onlar sadece bilim insanları ve insancıklar! Bilmenin sınırı Allah, o da eşittir sonsuzluktur. Bilimin sınırı bir kişi için yaşadığı ömür, bir bilimadamı için koyacağı kuraldır. Şayet o bilimsel kuralı, koymuşsa sonsuzluğa ulaşmış demektir; Einstein, Newton, Arşimed vs... Başka bir blogda yazdığım gibi, benim bilimadamı olmamam, ülkem için değil, dünya için bir kayıptır. Bu kadar iddialı mısın? %100 Evet!
Evet iddialı olmak, memlektimde hor görülen bir durumdur çünkü bu durum, karşıtı olan alçak gönüllülükle açıklanırken, ahlak ve din referanslı bir savunma yapılır. Allahın, iddialı bir kulu sevmeyeceğine dem vurulur. Bunlar ucuz yorumlar... Bir insan işinde iddialı olmadan başarılı olamaz! Aynı şekilde, yaşamında da başarılı olamaz! İddia, niyet ve kararlılığı doğurur çünkü! Her şey, Türkiye'de konuşulduğu kadar doğru ve kolay değil! Herkes herşeyi bilirken, aslında hiç bir şey bilmediği durumu çıkıyor ortaya! Alçak gönülülük ancak başardıktan sonra gelmesi gereken bir davranıştır, başarmaktan önce değil!,
Sizlere yazacağım o kadar çok konu var ki, o yüzden bugün bir girizgah yaptım...
Görüşmek üzere,
Kavi'l