- Kategori
- Güncel
Musa önünde Kızıldeniz’i açsa, o denizden geçemezsin!

Bu darbe sözlerinden gerçekten bıktık artık.
Musa önünde Kızıldeniz’i açsa, o denizden geçemezsin!
38 gün oldu, onlar ilk günkü gibi azimliler ve yılmadılar. Çocuklarının gelecekleri için şimdi ölüm orucuna yattılar.
“İstanbul, 2 bin yıldan beri Avrupa ve dünyanın kültür başkentidir. Dünyanın en özgün tarih ve medeniyet kentidir. Hangi eziklik duygusudur ki birileri “İstanbul’a bu rütbeyi verdi” diye sevinç içinde kıyameti koparır, bu kadar para harcar, heyecan yapar? Hem de Kızılay Meydanı’nda Tekel İşçileri kuru ekmek kavgası vermeye devam ederken”
“2010 Avrupa Kültür Başkenti kutlamalarında harcadığın trilyonun içinde Tekel İşçisinin, yetimlerin de hakkı var.”
Bu sözleri gurup toplantısında Sn Baykal söyledi. İktidarı yerden yere vurdu adeta. Sanki bizlerin hislerine de tercüman oldu. Yüreğine sağlık.
Günlerdir aynı şeyleri düşünüyordum. Bu nasıl vicdandır ki, Türk İş. Genel Merkezi önünde büyük bir dram yaşanıyorken, bir taraftan İstanbul’da havai fişeklerle gösteriler yapıldı. Vur patlasın çal oynasın hesabı.
Bu nasıl dindarlıktır? Anlamak mümkün değil.
Oysaki Hazreti Muhammed(S.A.V), “yanı başında komşun aç yatarken, sen tok yatıyorsan bizden değilsin” demiş.
O zaman insanın aklına ister istemez geliveriyor. Bu kadar zalim olanlar kimlerdir? Kimlerdendir?
Binlerce kişi yarı aç, yarı tok bu kış soğuklarında hakları için mücadele verirlerken saraylarda bilmem hangi Fransız Sefirinin verdiği yemekbazılarının boğazlarından nasıl geçti?
Başbakanın bu inadı niye?
Şiirlere bu kadar merakı olan, kendisini duygusal bir insan olarak tanımlayan, Cuma namazlarını aksatmayan bir başbakan bu insanlara nasıl sırtını döner de duymazlıktan gelir?
Bu insanlara, bu şekilde duyarsız kalmasını Sn. Başbakan Erdoğan’a hiç mi iç yakıştıramadım.
Kendi özlük haklarını ve işlerini geri isteyen binlerce insana elini uzatmak bir başbakanı küçültmez bilhassa yüceltir.
Onların haklarını neticede kendi kasasından çıkartmayacak değil mi?
Gel sayın başbakan! Gel, bu inadından vaz geç. Her şey iki dudağının arasından çıkacak.
Daha şimdiden 2000 kişinin sağlığı bozuldu. Günahtır. Yazıktır. Bugün kaç tanesi hastanelik oldu yine.
Halil Cibran, “Ey Kavmim” başlıklı yazısında şu satırlara da yer vermiş;
Komşun aç yatarken sen tok olmaktan hayâ etmezsin. Musa önünde Kızıldeniz'i açsa, o denizden geçemezsin.. Tanrıya inanır ama firavunlara taparsın. Demekle ne demek istemişti acaba? Şimdi bunu düşünüyorum.
Katil mi? Kahraman mı?
Abdi İpekçi’yi öldüren Papa’yı öldürmek üzere ateş açan, onu yaralayan katil Arca nihayet hapisten çıktı. Çıktı çıkmasına da, bu ne debdebe, bu ne ilgi hayret ya! Adamın hapishaneden çıkışı neredeyse Habur’dan gelen PKK liler gibi davul zurnalı olacaktı.
Aman Allahım! O ne basın ordusu peşinde öyle? Sanki bir devlet adamı veya dünyayı yeni keşfetmiş filan gibisine ilgi.
Ayıptır beyler, hanımlar ayıptır ya! Bırakın bu adamın peşini ne hali varsa görsün.
Onun İpekçi’i öldürdüğü, Papa’yı yaraladığı zamanlarda doğmamış olan çocuklar bugün kaç yaşındalar bilemem ama bu adamı kahraman filan sanacaklar.
Altı üstü bir katil.. Kendisini Mesih ilan eden dengesiz bir adam Ona niye bu kadar prim veriliyor anlamıyorum. Memlekette bu kadar mesele varken onun peşinde koşmak nedendir.
Gündeme yeni gelen eski darbe planları!
Taraf Gazetesi ortaya yeni bir darbe senaryosu attı. Neymiş efendim, “Çarşaf” ve “Sakal” adı verilen planlarda Beyazıt, Fatih Camileri bombalanacakmış. Kendi Jet uçağımızı vuracakmışız filan falan.
AKP nin iktidara gelmesinden hemen sonra bir takım generaller “Balyoz” adı verilen bir sürü plan hazırlamışlarmış.
Hay Allahım hay! Bu taraf Gazetesi memleketin içinde memleket olmaya başladı artık. Sanki ayrı bir MİT diyesim geliyor ama madem öyle neden bu bilgiler zamanında ulaşmamış ellerine veya bugüne kadar beklemişler.
Bir şey diyeyim mi? Vallahi bu darbe ve katliam sözleri artık kabak tadı vermeye başladı.
Yahudi züğürtledikçe eski defterleri karıştırırmış hesabı.
Yani ortalığı karıştıralım, gündeme bir pislik atalım da nasıl olursa olsun hesabı içerisinde bazıları.
Bence bu uydurulan darbe senaryoları tamamıyla Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratma amaçlı olmaya devam etmektedir.. Başka bir nedeni olamaz.
Saçmalığa bakın. AKP %50 ye yakın oy almış ve yeni bir ümit olarak ortaya çıkmış. Başbakan gömlek değiştirdiğini söylemiş. Herkes umutlu ve AKP nin iyi bir şeyler yapacağını umuyor.
Yeni bir hükümete darbe planları yapmak deli saçmasından başka bir şey değildir.
Bu devirde darbeyi kim ister?
Seçimle gelen, istenilmiyorsa seçimle gider.
O kadar.
Kimsenin darbe filan istediği yok. Bu sözlerden gerçekten de bıktık ve usandık artık.