Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '06

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Mustafa Kemal düşmanlığı

Mustafa Kemal düşmanlığı
 

Bu günkü Milliyetin Internet sayfalarında 13-14 yaşlarındaki 4 çocuğun Mustafa Kemalin Büstüne saldırılarının haberi vardı. Çocuk Polisine teslim edilmişler…

Bu çocuklar evlerine ve bu şekilde bilinçlerini bulandıran çamur insanların yanına gittiklerinde bir de emniyete gitmiş oldukları için ekstradan kahraman ilan edilerek büsbütün nefretlerini bileyecek ve bir yönde kıdem almış olacaklar.

Nasıl bir eğitim verildi bu çocuklara? Hiç mi öğretmenle karşılaşmadılar?

İlkokul Öğretmenim Suna URAL, lise öğretmenlerim Taniz ORALBİ, Canan ATINÇ, Selçuk ALPER, bir İtalyan Prensi olmasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti Devletine Atatürk Milliyetçiliği ile derinden bağlı olan Monsieur Rejis MEDİCİ ve isimlerini buraya sığdıramayacağım nice diğerleri, sonuna kadar ülkemize ve Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlı yetiştirdiler… Ailemin aşıladığı Mustafa Kemal sevgisine değinmeyeceğim bile…

Ben de bu meşaleyi yakmış birisi olarak doğal olarak gerekli çalışmaları yaptım yeri geldiğinde…

Yalova Rotary Kulübü ile bir 11 Kasımda benim çocuklarım da Anıtkabir’e Mustafa Kemal’i ziyarete gittiler… bu ziyaretin benim için ayrı bir önemi var. Mustafa Kemal düşmanı olan bir çocuğum da ziyarete gidenler arasındaydı… sadece ona gerçekleri anlatıp, gerisini kendi gözlemlerine bıraktıktan sonra biraz sonra okuyacağınız kompozisyon çıktı ortaya… 10 Kasım için saklıyordum ama yeri geldi galiba…

Hiçbir imla hatasıyla oynanmadan sizlerle buluşuyor şimdi…

-

ANITKABİR ZİYARETİ İLE BENDEKİ DEĞİŞİM

O gün çok mutluydum, çünkü ben Roraryenlerin düzenlediği Anıtkabir gezisine bende katılıyordum.

O gün gece yarısı saat 12.00 civarında otobüs geldi. Bu otobüs 9 no’lu otobüstü. Bizim yuva çocuklarının yanında büyük olarak Mehtap Polat, C.Barış Gezginci ve Ramazan Uzun’da gelmişti. Giderken 4 kez mola verdik. Ankara’ya girince çok sevindim çünkü ilk kez Ankara’yı böyle yakından gördüm. Ve Anıtkabir’in Yanına gidince otobüsten indik ve 4’er 4’er sıraya girdik daha sonra ise Anıtkabir’in önüne gittik. Atatürk için 1 dakikalık saygı duruşunda durduk. Ve Anıtkabir’in içini gezdik. Ve birazda içeride fotoğraf çekildik. Daha sonra ise Atatürk’ün öldükten sonra İstanbul Dolmabahçe’den Ankara’ya getirilen arabasını gördüm. Ve Atatürk’le ilgili olan birçok resim vardı biraz onlara baktım. Ve gezerken hayatımda görmek istediğim en çok şeylerden birini gördüm. Bu gördüğüm Atatürk’ün özel arabasıydı. Ve bunu gördüğüme çok sevindim. Oradan da çıktıktan sonra müzenin yanında sıraya girdim çünkü birde müzeyi gezecektik. Müzeye girdikten sonra pek güzel şeylere rastlamadım. Daha sonra ise gitgide güzelleşen şeylerin farkına varıyordum. Daha sonra eski zamanların silahlarını gördüm, bu silahlar şimdiki silahlarla hemen hemen aynıydı ama tüfekler ise dikkatimi çok çekti sanki o tüfekler gizliydi ki bastondan tüfek yapılmış. Ve gezerken savaşlardan oluşturulmaya çalışılan şeyler gördüm. Ama tabi bunları bize aynı bir televizyon gibi anlattılar. Ben tabi o zaman çok üzüldüm. Annelerin, babaların, dostların ağlamaları, yaralılara yardım etmeleri de beni başka üzdü. Atatürk’ün ve o zamanlardaki neredeyse tüm insanların bizler için savaştıklarını biliyorum. Hiç korkmadan savaştıklarını ve şu anda böyle bir ülke görmek istediklerini sanıyorum Orada bir fotoğraf benim dikkatimi çekti ve ben bu fotoğraftan dolayı Atatürk hakkında bir şey düşünmüştüm ama gerçeğini öğrenince kendimden çok utandım. Neden böyle bir şey düşündüğümü şimdi anlıyorum çünkü o zamanlar Atatürk’ü hiç sevmiyordum ve daha sonra gezerken Atatürk’ü plan yaparken gördüm. Ben bundan Atatürk bizler için gece gündüz demeyip hep bizler için savaşmış veya plan yapmış. Ve bu ülkeyi bizlere armağan etmek için çok uğraşmış. Ve yanındaki heykel köpeğini de çok sevdim. Tatlı bir köpekti. Bundan ise Atatürk’ün hayvanları çok sevdiğini düşündüm. Atatürk’ün o zamanlar giydiği giyisileri de gördüm. Ben aslında o gün şeylere kadar Atatürk’ü sevmiyordum. Atatürk’ün hakkında konuşulan birçok kelimeye inanılmaz abarttıklarını düşünüyordum ama ben artık Atatürk’ü çok seviyorum. Artık Atatürk’ü sevmeyenleri ben hiç anlayamam. Çünkü böyle güzel bir ülkeyi armağan eden insan bence çok ama çok sevilmelidir. Ben tuvalete gittiğimde çocuklar için dahi el yıkamak için lavabo yapılmıştı. Ben ise bundan şunu anladım. Atatürk çocukları da çok seviyordu. Bence çoğu insanlar küçüklerine hiç bir şey bilmiyorsun diyerek üzerler. Bunu bazen bende yapıyorum. Küçüklerinde fikirlerine saygı duyulmalıdır. Bence ancak böyle büyük bir önder hayvanları ve çocukları sevebilirdi. Bence Atatürk dünyanın gelmiş geçmiş önderidir. Atatürk dünyanın en büyük önderi dediklerinde hiç inanmazdım. Çünkü Atatürk’le ilgili böyle güzel şeylerin hepsini bir arada hiç görmemiştim. Ama artık seyahat bitmişti. Yuvaya geri dönmek için arabaya bindik. Buraları gelecekte tekrar gezmeyi çok istiyorum çünkü Atatürk’ü hep böyle hatırlamak istiyorum.

Ben artık Atatürk’ün çok büyük bir hayranı olacağım. Atatürk için olan düşüncelerim hep değişti. Sanki ben artık Atatürk’le birlikte yaşamış insandım. İnşallah hep böyle düşünürüm. Ve hiçbir şeyi unutmam. Teşekkürler Roraryenler bana Atatürk’ü çok iyi tanıttınız.

-

İşte böyle arkadaşlar. Doğru bir şekilde anlatıldığında, daha önce yıkanmış olan küçücük beyinlerin ne şekilde değişebildiğini sizler de gördünüz. Aydınlıktan korkan örümcek kafalılara karşı bizlerinde yapacağı şeyler var… Ne yapabilirim diye düşünen tüm dostları Atatürkçü Düşünce Derneklerine davet ediyorum. Gelin ve daha aktif daha güzel şeyleri beraber yapalım…

 
Toplam blog
: 71
: 1933
Kayıt tarihi
: 08.06.06
 
 

İnsanın kendisini anlatması zor. Beykoz, Saint Benoit, Psikolog. Bu kadar... Detay gerekiyors..