Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '16

 
Kategori
Güncel
 

Mustafa Vehbi Koç

Mustafa Vehbi Koç
 

Türkiye Mustafa’sına ağlıyor. Mustafa Koç ani bir ölümle aramızdan ayrıldı. Bu dünya masal bir dünya… İdeallerle, çaba ve çalışkanlıkla hele de iyilik ve merhametle en iyi şekilde yaşanır.

Koç firmalarının başına yakışmıştı… Başarılıydı… Çalışkandı…

Kendilerini sevsinler veya sevmesinler herkesi çok seviyorlardı. Ölümünün ardından hemen her gazetede hakkında iyi, güzel, sevgi dolu yazılar yazıldı…

Ben de sarsıldım ve çok üzüldüm… Cumhurbaşkanımızla, hükümetle, devletimize ve milletimize hizmet edenlerle her zaman istişare halindeydi. Hayatta olsaydı 22.01.2016 Cuma gününden beri Davos’ta olacaktı…

Biz, yani Türk Milleti ölümlerle sarsılan bir milletiz… Nesiller kaybettik… Gök ekini gibi…

Özdemir Sabancı… Hiç unutamadığım acı bir kayıp… Beraberinde Nilgün Hasefe… Soyadı gibi “has” ve “efe”… Haluk Görgün… Üçü birden Sabancı firmalar grubunun gücüydü… Bırakmadılar… Aldılar bizden…  A. Gaffar Okkan, Eşref Bitlis Paşa ve her biri Türkiye’ye bedel, Türk Milleti’nin aziz ve ulu kahramanı şehitlerimiz… İçimiz öyle acılı ki, öyle yanık ki… Yanarız, yanarız da, biz Türk Milleti; evlatlarımıza yanarız!.. Bu öyle bir yanma ki, bir tek biz biliriz… Bu büyük derttir, bu büyük dertten büyük bir sevgi seferberliği ile, akıl ve güç birliği ile kurtulabiliriz.

Adnan Kahveci… Recep Yazıcıoğlu… Gün Sazak…  Uğur Mumcu…

O kadar çok ki… Ülkeyi sırtlarında taşıyacak akıl, bilim insanları, cesur yürekler… Tek tek gittiler… Birlik ve beraberlik içinde olsak da huzur içinde yaşasak…

1968’den 1980’e kadar anarşizme kurban giden üniversiteli evlatlar…

!984’ten beri özde ülkemizin başına bela olan ve gerçekte ulu ülkemiz üzerindeki planlı uluslararası olan teröre kurban verdiklerimiz…

Hep acı… Hep acı… Türk Milleti acıyı, ölümü, tuzakları iyi bilir… Dilerim ki, selamete ulaşır…

Mustafa Vehbi’miz de aniden gitti… Gazetelerden üç not:

“MUSTAFA Koç’u dün (21.01.2016 Perşembe)kaybettik.

Acısı büyük. Çok iyi bir eş ve babaydı. Kocaman ve sımsıcak yürekli bir dosttu. İnsani değerleri yüksekti. Arkadaş canlısıydı. Vefalıydı. Sosyal sorumluluk projelerinde aktifti. İyi sporcuydu.” (“Mustafa Koç acısı” başlıklı yazı: Güneri Civaoğlu. Milliyet. 22.01.2016 Cuma.)

Arzu Sabancı: “Her zaman yüzü gülen, etrafa pozitif enerji veren biriydi... Allah eşine çocuklarına, annesine, babasına tüm ailesine sabır versin, mekanı cennet olsun…”

“ANNESİ İKİ GÜNDÜR HASTANEDEN AYRILMIYOR

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, önceki  sabah İstanbul Kanlıca’daki yalısında  spor yaparken kalp krizi geçirmiş ve Nişantaşı Amerikan Hastanesi’nde 56 yaşında hayata veda etmişti. Cenaze halen Koç Holding’e ait Amerikan Hastanesi’nde bekletiliyor. Oğlu Mustafa Koç’un ölüm haberini diğer oğulları Ömer ve Ali Koç’tan alan anne Çiğdem Simavi hastaneden ayrılmıyor.

İKİ GECEDİR HASTANEDE

Çiğdem Simavi, son iki geceyi Amerikan Hastanesi’nde kendisine ayrılan özel odada geçirdi. Çiğdem Simavi’nin oğlunu yalnız bırakmamak için hastanede kaldığı öğrenildi. Mustafa Koç’un yarın Altunizade’deki  Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde yapılacak cenaze törenine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra, Koç Holding’in ortağı yabancı şirketlerin yöneticileri de katılacak. Çiğdem Simavi, üç oğlunun babası Rahmi Koç’tan 1973’te boşanmıştı.”

Kaynak: Posta (23.01.2016 cumartesi)

Bir anı Vehbi Koç’tan, bir gazetede okumuştum:

Vehbi Koç işe alacağı ve yüksek makamda iş vereceklere yemek ısmarlarmış. İşe girmek isteyen şahıs, yemeğine; misal çorbasına kaşık sallayıp tatmadan önce, masadaki tuzluktan tuz sekiyorsa, salıyorsa…

Vehbi Koç Beyefendi: -Bunda önyargı var, yemeğin tadına bakmadan tuz atanlardan, diye düşünürmüş ve işe almazmış… “Yarın, bir gün, firma çalışanlarına karşı da önyargılı davranabilir…” filan dermiş.

Hiçbir başarı aklın gücü olmadan elde edilemez… Akıllı insanların hali bir başkadır… Armut dibine düşer, Mustafa Vehbi Koç dedesinin yerini almayı başarmıştı…

Ama bu dünya biz kullar için fani…

Koç ailesini herkes seviyor diyemeyiz… Koç grubu; “büyük dağın büyük kışı olur” misali, kışı ve yazı neredeyse müştereken yaşıyor. Aile siyasete girmedi, gazete, televizyon işlerine girmedi. Ancak, kendilerini, ülkemiz ve milletimiz için yaptıklarını sanki etkili bir şekilde anlatamadılar veya da anlamak istemeyenler anlamadılar…

Bugün okudum ve üzüldüm ki…

Mustafa Vehbi Koç da “ayrılık acısı” yaşamış…   Volkan Konak söyler ya: “Herkesin bir derdi var durur içerisinde”, biz de her dinleyişimizde hüzünleniriz…  Bu dünyada bir insan olacak da, içinde derdi olmayacak!..

Annesi, Çiğdem Simavi; her anne gibi evladından güç alıyordu ki, ne yazık ki cansız beden olan evladıyla hastahanede kalmaktaymış…

Anne…   Ana…

Gorki’yi mi okusak yeniden, Pearl Buck mu okusak… Bakalım Türk annelerinin “Ana” romanını kim ya da kimler yazacak?!!..

Acılar ve sevinçler… Dünyanın her yerinde… Her insan için… Sevinçler kısa sürelidir; acılar ise uzun sürelidir…  Acılar sarsıcıdır, kalır ruhlarda ölene dek… Koç ailesinin ve Türk Milleti’nin başı sağ olsun…

Selam, sevgi ve hürmetlerimle efendim…    

 
Toplam blog
: 323
: 2029
Kayıt tarihi
: 04.09.06
 
 

Yaşanan her hayat en iyi hayattır; yeter ki içinde kötülük olmasın!.. ..