Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

19 Mart '07

 
Kategori
Tiyatro
 

Müthiş bir oyun... "Müfettiş"

Müthiş bir oyun... "Müfettiş"
 

Nihayet beklediğim akşam geldi, işimin yoğunluğundan nasıl kaçtığımı bilemeden bu kez saat tam 18’de fırladım şirketten… Müfettiş’e koşuyorum, müthiş bir oyun izleyeceğimden, beğeneceğimden emin olarak gidiyorum… Bu kez isabetli bir kararla Kabataş’a gidip Taksim’e metroyla çıkıyorum ve 40 dakika önce Taksim sahnesindeyim, biletleri alıp giriyoruz içeriye… Yetkin Dikinciler’i görmek istiyorum, olmaz diyorlar oyuna hazırlandıklarını söyleyerek…. Yerlerimize oturuyoruz, ön sıralardayız önümüzde boşluk olduğu için sahneyi çok iyi görüyoruz, bu daha da keyiflendiriyor bizi… Ve nihayet perde açılıyor, oyun başlıyor… Oyunun konusu kısaca şöyle:

Rusya’nın küçük bir kentine gizli bir emirle ve kılık değiştirmiş olarak bir müfettişin geleceğini öğrenen yöneticiler neye uğradıklarını şaşırırlar. “Çarlık Rusya’sında bugünkü Kaymakamlık ve Belediye Başkanlığını kapsayan resmi bir makam…” Her sahnelenişinde sert tartışmalara yol açan tiyatro edebiyatının en ünlü klasik güldürülerinden biri…

Dekor olarak pek zengin değildi, gerek de yoktu sanırım şaşalı dekora, kostümler öyle zengin öyle muhteşemdi ki dekor olsa da olurdu olmasa da. Bazı oyunları izlerken düşünmüşümdür bu kostümler oyunun geçtiği döneme göre nasıl hazırlanıyor diye, epey uzmanlık isteyen bir iş ve hep izlerken en ince teferruata kadar ayrınıtılarınde ne kadar ince düşünülmüş derim kendi kendime… Bu konunun uzmanı olan kişilerin yaptığı malum da yine de insan düşünüyor işte...

Şimdiye kadar gördüğüm en güzel oyunlardan biri, hatta diğer en güzelleri unutturup, bu “en güzeli, en keyiflisi” diye düşündürttü bana… Oyuncuların tümü muhteşem, hiçbirinin hakkını yememek lazım bazıları biraz öne çıksa da… Bu bazıları kimler mi, başta Yetkin Dikinciler… Her geçen gün ona olan hayranlığım bir kat daha artıyor, nasıl bir oyun gücüdür bu, her role bu kadar nasıl adapte olunur anlamakta zorlanıyorum… Oyun bir kara komedi, bana rahmetli Aziz Nesin’i hatırlattı izlerken, onun yazdığı eserler de bu tarz diye düşündüm, güldürürken düşündürten… Ağır karakter rollerini nasıl güzel oynuyorsa komedilerde de aynı başarıyı sürdürüyor sevgili Dikinciler… Bir de sahneyi dolduran boyu, endamı, yakışıklılığı eklenince seyretmeye doyum olmuyor kendisini… Artık müptelası oldum desem yeridir, gözüm kapalı tercih ediyorum oynadığı filmleri, oyunları, dizileri, o bunu fazlasıyla hak ediyor bence…

İkinci bahsedeceğim oyuncu ise Zerrin Tekindor, burada ne kadar anlatsam yeterli olacağını sanmıyorum, görmeniz gerekir, inanılmaz bir performans, nasıl keyif aldım bilemezsiniz, tüm izleyenlerin aynı görüşte olduğuna eminim … Her hareketi, mimikleri, konuşmaları, yürüyüşü nasıl muhteşemdi, gülmekten kırıp geçirdi herkesi…

Öne çıkanların üçüncüsü ise Bülent Emin Yarar’dı… Başrol oyuncusu olmasa dahi başrol oyuncusu gibi hissettirdi kendisini, selam vermeye geldiklerinde seyirciden aldığı yüksek alkış bunu kanıtlıyordu… Devlet Tiyatrosundaki tüm oyuncular bana farklı geliyor bilmiyorum neden, hepsi muhteşem oyuncular, her oyunda hayran oluyorum hepsine, yüreklerine sağlık sergiledikleri bu oyunlardan dolayı…

Birinci perde sonunda, arkadaşım sigara içmek için dışarı çıkarken ben de üst kattaki kulise yöneldim, Yetkin Dikinciler’i görmek için bir kez daha şansımı denemeye… Yer gösteren kişiye söylediğimde yasak olduğunu söyledi, tüm sevimliliğimi kullanıp onunla televizyonda bir programda konukken telefonla bağlanıp konuştuğumu beni hatırlayacağını söyledim, o sırada kulise giren bir kişiye ilettik ve kapı aralandı karşımda televizyonda Cevahir rolünde aşık olduğum Yetkin Dikinciler, kalbim yerinden çıkacak gibi çarpıyor. Beni içeri davet etti, tüm oyuncular oradaydı, dinleniyorlardı, birkaç dakika konuştuk, söylemek istediklerimi önceden planlamama rağmen onu karşımda görünce hepsini unuttum. Sadık bir izleyicisi olduğumu, tüm filmlerini oyunlarını izlemeye devam edeceğimi söyleyerek ayrıldım ve mutluluktan uçarak salona geçtim…

Üç saat boyunca büyük bir keyifle izlediğim bu oyunu seyrettiğim için kendimi mutlu hissediyorum ve bu oyunu görmeyenlerin görmesini şiddetle tavsiye ediyorum… Oyunu beğenmeyen bir kişi var mıdır acaba diye düşünüyorum, yok hiç sanmam kesinlikle yoktur. Bu sezon göremeseniz de gelecek sezon da oynayacağını tahmin ederek mutlaka görün diyorum, keyifli bir üç saat geçirmek istiyorsanız tabii ki...

Sevgiyle kalın, tiyatrosuz kalmayın....

 
Toplam blog
: 203
: 2037
Kayıt tarihi
: 23.10.06
 
 

İnsanların yapmaktan mutlu oldukları hobileri vardır. Benim de en severek yaptığım, hayatımda yen..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara