Mutlu insan...

EN MUTLU İNSAN…

Bir İngiliz gazetesinin açmış olduğu yarışmada okuyuculara şu soru sorulmuş:
"Yeryüzündeki en mutlu insan kimdir?"
O kadar çok yanıt verilmiş ki jüri aralarında seçim yapmakta zorlanmışlar. Ancak hayal kırıklıklarımız dikkate alındığında mutlu olmayı en güzel anlatan cevaplar arasından birkaç tanesi alınmış ve büyük jüriye sunulmuş. Büyük jüri gelen cevaplardan sadece dördünü ödüle layık bulmuş. Aşağıda;
Lütfen dikkatlice bakar mısınız ödül alan yanıtlara…

“İyi yapılmış bir işten sonra ıslık çalan sanatkâr,”

“Kumda şatolar yapan küçük bir çocuk,”

“Yoğun bir iş gününden sonra bebeğine banyo yaptıran anne,”

“Güç ve tehlikeli bir ameliyattan sonra bir insan hayatı kurtarıldığını bildiren bir haber…”

Dikkat ettiniz mi? Ödül verilen cevaplar arasında ne para var ne mevki ne mal ne mülk var. Sadece çocuğun kumdan yaptığı ŞATO var ki o da dikkate bile alınmamış.
En büyük sevinçlerimiz mutluluklarımız hiç beklemediğimiz anlarda karşımıza çıkan güzel şeylerden sonra bize yansır tıpkı hayal kırıklıklarımız gibi. Hayal kırıklıklarımız da mutluluğa ulaşabilmek için olanca gücümüzle verdiğimiz mücadeleden sonra onu elde edemeyeceğimize inandığımız anda doğar.

Cevaplara bakınca diyorum ki mutluluk aslına yanı başımızda gizli. Üstelik bu sadece kendimiz için değil herkes için geçerli.
Biz alışmışız bir kere sevinçlerimizi mutluluklarımızı hatta güzel düşüncelerimizi ya tesadüflere bağlarız ya da şansa. Oysa olanların mutlaka bir sebebi veya anlamlı bir izahı vardır. Geçmişinize bakın yaşanan mutlulukların orada izini bulabilirsiniz. Zihninizin bir köşesine atıp unutmaya çalıştığınız bir duygu bir düşünce size mutluluğun anahtarını vermeye hazır hale gelebilir. O yüzden diyorum ki hayatınızın her aşamasında yeterli bir açık kapı bırakın mutluluk hatta sevgi o açık kapıdan er veya geç girecektir. Bu kapıdakileri size bırakıyorum.
İster başkalarına yardımcı olmak deyin ister yoksullarla ilgilenmek deyin ister doğada yaşayan tüm canlılara yardımcı olmak deyin insanları küçümsememek deyin düşen bir dostunuza el uzatmak deyin, ne derseniz deyin…
O kapının açılmasına yardımcı olacaktır hiç kuşkunuz olmasın, üstelik sizin açık bıraktığınız kapının bir başkasının (benzerinin) size açılan kapı olup olmadığını nereden bilebilirsiniz ki?
Değerli kardeşim, kirvemle konuşurken şöyle bir konuşma geçmişti aramızda “bu dünya da hiçbir şeyin varlığı sebepsiz değildir hiçbir olay da tesadüfi değildir, mutlaka bir nedeni vardır” diye. Haklı şimdi yukarıdaki en mutlu insan kimdir sorusuna verilen cevaplara bakıyorum da galiba her şeyin bir amacı ve mutlak sebebi var…
Sakın kendinizi suçlamayın olur mu? Atalarımız ne diyor “Olacakla öleceğe çare yoktur”

Hayırlı ve mutlu akşamlar…

Erdoğan Özgenç