Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '08

 
Kategori
Şiir
 

Mutlu son!

Mutlu son!
 

Baktım gidişat kötü, durum vah’ın vahından da vah

Lokman hekimin yolunu tuttum, tin tin bir sabah.

Boynunda stetoskop’ u, elinde çelik halat

Hasta sen misin dedi Sebahat’ tin! ...

Bendeymiş gibi kabahat.

Otur bakiim dedi şuraya, aç düğmelerini...

İki çek, bir üfle, uzun tut nefesini...

Öyle tutmuş, öyle tutmuşum ki! …

Unutmuş, es geçmişim ES’ inde nefesinin.

Demir atmış, sızmışım, NEF’ inde nefesimin.

Neden sonra kendime gelmiş, oh be demişim!

Desibelinde şimşekler çakan, sesinde hemşirenin.

Merakım delirirken... Big-Bang’imin Bang’ in (!) de

“Sebahat” tin! .... takılıp kalmaz mı hemşehrimin mind, ’ in(!) de...

Aradan ben deyim on yıl kadar, siz deyin milat geçti.

Ağır aksak abilerin diyarından

a… acayip,

b… acayip,

c… acaip zaman geçti.

Birden döndü (!) Sebahat’ tin! … bir şey unutmuş gibi…

Tamam, dedim (!) verecek garantiden-garanti, çift bonuslu sevinci.

Vakan ağır seyrediyor, dedi.

Vaziyet eh! …

Durum umutsuz.

O an (!) yıkıldı sanki üstüme, galonlarca buz.

Ne varsa eskilerde var yine diyerek, gittim buldum anamı

Ana dedim; gurbanın olam, bul sebebi çaremi.

Anam bi sevindi... bi sevindi...

“Hazine bulmuş gibi…”

“Dememiş miydim!” ben sana...

Hakta ara çareni.

Getti buldu anam, eli sebepli,

Dili himmetli,

‘Berhu’ ma ‘dar’ olacak adamı.

Adam;

Bana gelen boş çıkmaz,

Evvel Allah!

Sonra…

Bismillah, dedi.

Üç gün mü desem…

Üç yıl mı?

Üç zaman mı (?) bilemem.

Aradan asır gibi…

Bir uzun zaman geçti.

Derken!

Nihayetinde…

Geldi beklenen haber;

Derdi derledik, haberi yerledik, vardık dergâh haneye...

Bir uzun selama durduk aksakallı dedeye.

Dede; önce anama, sonra bana, sonra tavana derken…

Koca dergâh sallandı büyük bir homurtuylan.

Dedi: hanım, hanıııım!

Al götür bu deliyi,

Getsin bulsun veliyi.

Bu veliyi almazsa...

Boylar tımarhaneyi.

“İlim Çin’de de olsa gidin alın” demiş atalarımız,

Emme...

Veli dediğin, bir garip oğlan!

Daha çözemez düğmelerin.

Demem o ki…

Velhasılı, keremi…

Bu filmde mutlu son bekleyenler,

Kalbi tekleyenler,

Fındık, fıstık yiyenler…

Bu film burada biter!

Her filmin sonu,

Mut’ un, “luğunda” bitecek değil ya…

Bunu da böyle kabul edin.

Affedin keremimi…



 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..