Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '08

 
Kategori
Güncel
 

Mutluluğun kuralları...

Mutluluğun kuralları...
 

Eveeet Sevgili Dostlar;
En nihayet; bende 50'nci Bloğumu yazmanın mutluluğu içerisinde, bugün Milliyet'in Sağlık sayfalarında, gözüme takılan bir yazı ile devam edeyim istedim...

'' Mutluluğun 8 kuralı.''

Mutluluğun kuralı; kimine göre çok para kazanmaktan, kimine göre bekar kalmaktan, kimine göre güzel bir eş seçmekten geçiyor. İngiliz Daily Mail Gazetesi Amerika'daki Virginia, Yale ve Harvard Üniversitesi Psikologlarına yeni yılda Mutlu olmanın sırrını sordu. Ünlü Psikologlara göre Mutluluğun sırrını bol para yada kariyerde aramak büyük hata. Psikologlara göre Mutluluğun sırrı 8 kural.

- Kendinizi çıkmazda mı hissediyorsunuz ? İşi gücü bırakın, 10 dakikayı kendinize ayırın. Sahip olduklarınıza şükredin... (Bizler; genel olarak kendimizi her daim, çıkmazlarda hissederiz toplum olarak. İşi gücü bırakma mevzuuna gelirsek; her zaman işe, 10 dakika geç geliriz ve mazeretimiz hep, '' Aaaabi, otobüsü kaçırdım ve bir sonrakini bekledim vallaaa...'' yada, '' saati kurduğum halde, çalmadı namussuz saat yauv...'' deriz. İş'ten de; hep 10 dakika erken kaçmak için, '' Abiii, otobüsün geçme saati 18.50 ve Biz 19.00'da çıkıyoruz. Onu kaçırırsam, eve kadar yürümek zorunda kalırım...'' yada, '' Bir yere uğramam lazım, kapanmadan erken çıkayım baaari...'' deriz. Sahip olduğumuz işimize, Şükretmeyiz nedense..!?)

- Basit yaşayın. Gözünüz yükseklerde olmasın. Günde en az 1 saat hiçbir şey almayın. Cebinizi kapatın...(Genelde, hep basit yaşıyoruz aslında.! O kadar basit yaşıyoruz ki; en yeni çıkan cep telefonundan tutun da, en son model spor otomobilin Beygirgücü üzerine varana kadar, fikir yarıştırıyoruz...Moda ile her daim içiçe olduğumuz içün, gökkuşağının her renginin hangi mevsimde Trend patlaması yapacağını iyi biliyoruz.(Cemil Aaaabiden biliyoruz pek tabii ki..!) Günde 1 saat hiçbir şey almamak için değil, 1 YTL ile nasıl kahvaltı yapılacağını herkesten daha iyi beceriyoruz..!! Cebimizin kapalı olması mevzuunu pek anlayamadık, ''Cep'ten kasdelen Telefon mu ? yoksa, herdaim boş olan pantolon cebi mi ? '' anlayamadım...)

- Çok alışveriş yapmayın. Kendinize, '' Buna gerçekten ihtiyacım var mı ? '' diye sorun...(Çok alışveriş yapmanın; insana ne kadar büyük bir mutluluk vereceğini, nasıl para kazanıldığını bilemeyen insanlar tadarken, bizlere sadece ve sadece ''...çene yorma '' mevzuu kalır ki; bundan dolayı kendimize, '' Buna gerçekten ihtiyacım var ama, para olmayınca ihtiyaç olmaktan çıkıp, olmazsa da mühim diiil..! '' tarzı avuntuya dönüşür...)

- Spor yapın. Yürüyüşe çıkın. Terleyin. 5- bulmaca çözün, bir hobi bulun ya da yeni bir dil öğrenin...(Yaşamın en zorlu parkurlarında hergün, spordan daha fazlasını yapan insan için; spor, ''spor olsun diye'' yapılan bir şey olamıyor...Yürüyüşler sadece, fazla kilolardan kurtulmak için yapılmaya çalışılan egzersizden öte gitmiyor. Terlemek; topyekün yaptığımız ayrı bir mevzuu..! 5 değil, 500 tane de olsa, asla bıkmadan çözdüğümüz bulmacalardan dolayı, günlük gazetelerin çoğu, hergün ilave olarak bize Bulmaca sayfaları vermekte...Da vinci Şifresi, bizim çözdüğümüz bulmacaların yanında, deve de kulak hesabı...Hobi bulma konusuna ise, Derya Ablamızın şifreleri yetiyor zaten..! Yeni bir dil öğrenmek için; önce, kendi dilimizi (Rahmetli) Zeki MÜREN edasıyla konuşmayı başardığımız zaman çözeriz herhalde..!?)

- Kendinize gerçekçi hedefler koyun. Gelecek ay 4 kilo vereceğim. Fransızca öğreneceğim gibi...(Gerçekçi hedefler koyabilmek için yapacağımız eylem, gelecek ay 4 kilo vermekle başlayamaz..! çünkü, hiç de gerçekçi bir hedef değil..! Bir ay içerisinde, 4 kilo birden vermeyi, hiç bir bünye beceremez..! Denemesi bedava...Fransızca öğrenmek fena bir hedef değil ama, En evrensel dil olarak kabul edilen İngilizce'yi, yüzde kaçımız biliyoruz.??)

- Ya; evinizi işinizin yakınına taşıyın, ya da evinizin yakınında iş bulun...(Böyle bir durum, en mümkün olmayacak bir durum..! Memlekette işsizlik hat safhalar da iken, böylesi bir lükse kaç kişi sahip olabilir acaba ??? İyi kötü bir iş sahibi olmak dahi, mutlulukların en müstesnasıdır..!!!)

- Bayramlarda ve özel günlerde; yakınlarınızın yada arkadaşlarınızın yanında olun, bu mümkün değilse arayın...(Bayramlar; bizim ülkemizin kültürel değerlerinden çıkmaya başlayalı, tatil beldeleri Bayram yerine dönmeye başladı...Büyüklerin ziyaretine gidilmesi ise; büyükşehir belediyelerinin, ücretsiz taşıma yapmaya çalışmaları ile insanlara Bayram eziyeti olarak dönüşmesini önleyemedi...En azından arayın demekle de iş bitmiyor, çünkü aradığın zaman konuşma süresini uzatma ihtimali gözönünde bulundurulunca, SMS (Kısa mesaj) yoluyla işi çözmek bile, mutluluğu getiremiyor maalesef..!!!)

Evet Sevgili dostlar; şimdi bunların ışığında, kendimize mutluluğun resmini nasıl çizebiliriz ? Mutluluk bile Avrupa Normlarına göre belirleniyor galiba...!?
Herkese saygılarımla...

 
Toplam blog
: 122
: 2970
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

Ankara Doğumluyum... Yazı yazmayı, çizmeyi, okumayı, izlemeyi, dinlemeyi, vb...vb... seviyorum. Bodr..