- Kategori
- Aşk - Evlilik
Mutluluk…

Yasemen
Adam, evinin kapısını açmak için telaşla anahtarını aradı. Sanki yıllardır evinden uzakmış gibi acele ediyordu. Oysa daha saat akşamın altı buçuğu idi. Sabah karısının işe uğurlarken dudağına kondurduğu öpücük halataptaze yerinde duruyordu. O anı hatırladı, içindeki mutluluk yüzüne gülümsemeolarak yansıdı. Bütün gün can sıkıcı evraklar ile boğuşurken bile dudağınınkenarına oturmuş kalmış olan gülümseme, tüm ruhunu sarmış olan güzeller güzelikarısının eseriydi. Hay Allah; bu anahtarda nereye gitmişti? İçinden “nereyesaklanırsan saklan, seni bulup, bir an önce tatlı karıma kavuşacağım” diyedüşündü. Alt sokaktaki yasemin ağacından kopardığı çiçekler bir elinde, güzeller güzeli karısının çok sevdiği fırından yeni çıkmış mis kokan ekmeklerdiğer elinde. Birden kapı açıldı. Melek karısı o dünyaya bedel gülümsemesi ilekarşısındaydı. Geldiğini hissetmiş kapıyı açmıştı.Yıllardır görüşmemiş gibisımsıkı sarıldılar. Kadının kendine has harika kokusunu içine çekti.
Kadın, tek ayağını dizinden geri kaldırmış, sımsıkıkocasının boynuna sarılırken mutluluktan, gözünden bir damla yaş geldi. Evliliklerinin ilk günlerindeki bu inanılmaz heyecan bir süre sonra geçer diyedüşünmüştü. Aradan yirmi yıl geçmesine rağmen, hiç azalmamış aksine üzerinekoymuştu. Aslında geçerli güzellik ölçülerine göre pek güzel sayılmazdı. Aynaya baktığında, yılların ve doğumların hediyesi birikmiş fazla kilolardan rahatsızolur, kocasının “üzülme bitanem sana yakışıyor” sözleri ile rahtlardı. Akşam eşigelecek diye her zamanki gibi kendine çeki düzen vermiş, saçlarını onun sevdiğigibi taramış, aynada kendini seyrederken, birden istem dışı kapıya koştu. Sankigeldiğini hissetmişti. Açtı. Yanılmamıştı, karşısındaydı. Ellerinin doluolduğunu fark etmeden boynuna atıldı. Karşı komşunun her zamanki gibi kapıgözünden onlara baktığı umurunda bile değildi…..