Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Temmuz '17

 
Kategori
Öykü
 

Mutluluk Hikâyeleri

Mutluluk Hikâyeleri
 

“Olmaz” dedi yakın gözlüğünü sağ eliyle çıkartırken, “bu yazdıkların okunmaz.” Hayatımda hiç bu kadar üzüldüğümü hatırlamıyorum. Bir hançer gibi karnıma saplandı üzüntü, kanırttıkça kanırttı.

Eline okuması için tutuşturduğum kâğıtları, yanındaki sehpaya,  dikkatlice bırakırken tekrar etti “ Okunmaz, çünkü sen umudu anlatmışsın, mutluluğu tarif etmişsin, hayâl güçlerini tetikleyici, güzel bir dünyadan bahsetmişsin.”

“Eeee” der gibi yüzüne baktım aval aval, “ne yani?”

“İnsanlar ajitasyon sever, çünkü herkes mutsuzdur, umutsuzdur, hayal kırıklığı yaşar ve öfkelidir. Okuduklarında onların yalnız olmadığı hissini vermelisin. Senin yazdıklarında kendilerini bulmalılar ki, sevsinler.”

Karnımdaki üzüntü hançeri ufak ufak etkisini yitirmeye başlayınca, düşünmek de kolaylaştı. Tüm okuduğum romanları, öyküleri, denemeleri geçirdim aklımdan. İngiliz’i, Rus’u, Güney Amerika’lısı, Kuzey Amerikalı’sı, Fransız’ı, Japon’u, Çinli’si.  Gerçekten de çoğunluk acıdan bahsetmişti. Aşk acısı, savaşlar, ölümler, çaresizlik, yoksulluk, her tür açlık… Sadece Leo Buscaglia geldi aklıma. Sevgi adlı bir kitabı vardı onun. Sonra Yaşamak, Sevmek ve Öğrenmek de vardı. Bir de Sevgi Öyküleri. Çölde susuz kalmış bir gezgin gibi içmiştim yazdıklarını. Sonbaharda kuruyan yaprakların çöpçülerce toplanmasına karşı çıkardı ve “kuru yaprakların üzerine basa basa yürümenin tadına varın” derdi kitaplarında. Sanki bana yazmıştı o sözcüklerden oluşan hayat pusulasını.

Çok değerli yazarların, çok değerli kitaplarını okudum da bir bu kitaplar mutlu etmişti beni. Demek ben hep böyleymişim. Yıl bilmem kaç… Bana yol gösteren, bir şeyler anlatmak amaçlı yazılan ve umut aşılayan kitapları sevdim hep. O yüzden Richard Bach idolüm oldu, Buket Uzuner en sevdiğim.

Düşünürken, başımın sağ köşesinde güneş doğdu, hançerden iz kalmadı, ışıklı ışıklı gülümsedim “Ama onlar da çok okundu!”

Bu şahane keşfimi, beni hançerleyene söylemedim. Hikâyelerimi, umutsuzluk fışkıran bir iç geçirmeyle bıraktığı sehpaya, köpüklü köpüklü bir kahve yapıp, getirdim. Kahvesini az şekerli istemişti, belki azıcık, birazcık  şekerli yapmış olabilirim.

Öyle ya, her şeyimiz acı olunca, tatlıyı unutmuş olamaz mıyız yani? Az şekerli kahveler, acılı kebaplar, ağlamaktan helak olduğumuz filimler, kahramanlarıyla kahrolduğumuz romanlar, karşılıksız aşklar…

Acaba canımız yana yana, acıyı tatlı mı sanmaya başladık? Olamaz mı? Bilemedim…

Kahvesini içerken, ağzını şöyle bir büzse de sesini çıkartmadı, belki beni yeterince eleştirdiğini düşündü, ya da tezimde haklıydım! Tatlı, acıdan daha iyiydi! Höpürdete höpürdete içti kahvesini. Yanında ikram ettiğim naneli ve limonlu küçük lokumları da yemeği ihmal etmedi. Sonra bir koca bardak soğuk su içti.

Gözleri tekrar sehpadaki A4 kâğıtlara ilişti. “Güzel yazmışsın da… işte” dedi. Kahve için teşekkür edip gitti.

Kapıyı kapatır kapatmaz, sehpanın yanına koştum ve yazdıklarımı tekrar okudum. Evet, umut veriyordu okuyanına. Benim bile yazarı olarak kaçıncı defadır okuduğum halde kalbimde kelebekler uçuştu, karnımdaki gerginlik azaldı, yüzümde belli belirsiz bir gülümseme.

O ara heyecandan unuttuğum için bir kahve de kendime yapmak üzere mutfağa giderken, gözüm çalışma odasının açık kapısına kaydı. Usulca içeri süzülüp, duvarı boydan boya kaplayan kütüphanemde gözlerimle aradım kırmızı kapaklı kitabı. Elim, üst raflara kaydı ve işte… oradaydı.

Bu sefer kahveleri şekerli yaptım. Balkondaki şezlonguma uzanmadan önce, karşımdaki sallanan koltuğun minderlerine vurarak, şişirdim. Yanıma en sevdiğim lokumları, aldım, renk renk, buz gibi su dolu büyük yeşil sürahiyi, üzerinde kırmızı kalp desenleri olan kocaman iki bardağı ve bir de biraz önce “güzel ama işte” yorumuyla umut ışıkları söndürülmeye çalışılan mutluluk hikâyelerimi.

Kahvemden keyifle bir yudum alırken, kırmızı kapaklı kitabın ilk sayfasını da açtım. Leo’nun beni anlayacağını bilerek, hikâyelerimi bir de ona okumaya başladım.

 

Çimen Erengezgin

 
Toplam blog
: 164
: 608
Kayıt tarihi
: 08.09.11
 
 

Yazar ve Yoga Eğitmeni ..