Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '17

 
Kategori
Öykü
 

Sırların yolculuğu!

Sırların yolculuğu!
 

resim:internet.


Sıkıca kavradığı, alevi devamlı yükselen meşale ile yürüyen, saçları siyah, gözleri aç genç kız, sırlı yolculuğun neresinde olduğunu tam olarak bilmiyordu. Adımlarını atarken, kalbindeki karmaşık hisler bir nebze daha büyüyor, aydınlık bir dünyanın özlemini iliklerinde hissediyordu. Meşale, gözlerinin önünde efsunlu, kırık bir hatırayı, çözümlenmesi gereken ve yolculuğunda yanında taşıdığı heybesini saklaması için bir neden olarak beliriyordu.

Genç kız, yolculuğunun ilk durağında, sevdiği ancak davranışlarıyla buna layık olmadığını düşündüğü, yaşça büyük ama konuşmalarıyla küçük birinin yanında belirmişti. Nedenini anlayamadığı, sevginin sınırlarını azaltan bu insanın, kendi üzerindeki etkisini yok etmek istiyordu genç kız. Bunu geçmişte yapamamak, sıkıntısını bir kat daha artırıyordu. Sen yoksun! dedi. Bir hiçsin! Her şey değişti! Ben de! Önemsiz! Gereksiz! Şimdi düştüğün duruma bak! Hak ettin! Belki bana düşmez bunu söylemek ama bittin!

Sıralı yolculuğun ikinci durağı, çok sevdiği, saçları küt, neşeli, destek olan ve bilgili birini işaret ediyordu. Önceleri tam olarak onu tanımayan genç kız, zamanla iyi ve olgun biri olduğunu anlamıştı. Sessizce yürürken, duvarın koyuluğunda bir resim belirdi. Meşaleyi o yöne doğru getirdi ve resmi inceledi. Anlam veremedi, neye benziyordu, gözleri faltaşı gibi açılmış, dudakları mühürlü, biraz neşeli biraz şaşkın bir yüz. Sanki olmayan biriydi. Belki bir kitabın içinde gezinen ve anlaşılmayı bekleyen bir varlık. Sorular soran, cevapları arayan birisi.

Yanıp duran meşale yolunu aydınlatıyor, ışığın yönü karaltıları yok ediyordu. Gelmek istiyorum, dedi. Gittiğim yolları eksiltip. Birden içi neşe doldu. Karşısında yaşlıca, onu seven, bazen bunda zorlanan bir gölge oluştu. Meşaleyi yaklaştırınca, geçkin bu insan, onun beklediklerini söylememişti belki. Ama yine de genç kız, buna alınmadı. Her şey güzel! dedi. Bir sesleniş belirdi dudaklarında. Herkes gelsin! Geçmişi yok edişimi izlesin! Meşalemle yakacağım anıları ama alevi hiç sönmeyecek. İyi veya kötü yanacak. Gelecek olmalı sadece. Yeni bir iklim doğmalı.

Yansın, kavrulsun! Bitsin, durulsun! Bunları içinden heyecanla geçirdi genç kız. Yaktı her anıyı, her yüzü! Bitti! diye haykırdı. Benim yolculuğum. Şimdilik. Meşale hep yanıyordu, artarak. Hafif bir ışık belirdi, ileride. Yürüdü, yürüdü genç kız. Kalbinde bir rahatlama vardı. Işığa yöneldi. Heyecan ve ıssızlık hissediyordu. Işığın içinden geçti. Karşısında çağlayanlar, çiçekler, beyaz bulutlar ve küçük mutluluklar vardı. Meşaleyi hiç söndüremedi hep besledi ve o ışığın içinde dönüp duran dünyayı gizledi. Daima! 

selin428@yahoo.com.tr

 
Toplam blog
: 155
: 175
Kayıt tarihi
: 02.03.12
 
 

İstanbul Kültür Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, İletişim Sanatları, Halkla İlişkiler bö..