- Kategori
- Aşk - Evlilik
Na-Faka basmasa evlilik güzel olurdu

başarılı evlilik!
Selamlar
Çok sevdiğim bir arkadaşım, kardeşim, dostuma teselli olması ümidiyle,
İçi dışına mı çıksaydı dışındaki içine mi girseydi bilemeyeceğimiz insanlarla karşılaşmanın bir diğer yolunun boşanma süreci olduğunu açıklamak istiyorum.
İnsan ne için evlenir sevgili okur?Mutlu olmak, mutlu etmek, aşık olduğuyla bir ömür yaşamak, bir ömür geçireceği kişiye aşık olmak, çocuk sahibi olmak, hayatını düzene sokmak,.... daha nice sebep sıralayabilirsin değil mi?
Peki, insan boşanmak için evlenir mi?
Şaşırma, daha değil.
Kronolojik hareket etmek biraz tuhafıma gidiyor. Sanki her şey sıralı gidiyormuş izlenimi veriyor insana. Hani tarih dersinde dinlerdin ya "Falanca devlet yıkıldı ardından filanca kuruldu" diye. Halbuki o devletin yıkılması bir anlık süreç değildir, diğerinin kurulma hatta gelişme sürecini beraber idrak eder yıkılırken. Ama çoğu zaman ıskalardık bu durumu. O yıkıldı bu başladı diye. İşte böyle sıralı olmuyor bazı şeyler maalesef.
Sırada evlenmek vardır askerden dönen bir adam için Anadolu'da. Sonrasında ise çocuk sahibi olmak. Sonra sıralı bir şekilde devam eder. Ölümün sırası gelinceye kadardır velki ama beraber devam eder "Eşi, sevdiği,canı" ile. Evliliğe gelir hanım kızın hayatında sıra. Abileri ve babası dikkat ederler emanetlerinin müstakbel sahibine dikkatle. Sahiplik kelimesinden ne anladığını/anlayacağını çok merak etmiyorum ama belirteyim o kaşlarını çatmaya sebep olacak şekilde değil o "sahiplik". Emanete sahip çıkmak, canına sahip olduğun gibi ama canından içeri.
Belki bu yazdıklarım, belki de çok daha farklı durumlardan ötürü evlenir insan oğlu. Belki de sadece doğasının gereğidir diye. Bazı insan oğlu insanlar vardır ki boşanmak için evlenir sevgili okur. Bak dinle;
Adam müsveddesinin beş vakit namaz-oruç ikilisinin yanına çalışıp eve ekmek getirme zahmetini ekleyerek kendini dünyanın bir numaralı aile reisi sanıp eşine psikolojik-fiziki gaspı "hak" sahibi zannettiği günden bu güne çok şey değişti. İlk iki özelliği istediğin dini-sosyal inanca ait şeylerle değiştirebilirsin. Ama sonuç aynı kaldı. Öyle değişimler oldu ki aklına mola verdirecek cinsten.
Kadın müsveddesi "bu şiddete son" dedi, sanki bu durumdan bir tek onun haberi varmış gibi. Ve kalktı oturduğu dağın tepesinde ayaklarının üstüne. Ayakları yerden kesmeye yetti bu hareket.
Kadına şiddet katlanarak arttı. Sokak ortalarında, okul önlerinde öksüz kaldı çocuklar.
"Ayrımcılığa son" dedi, efendi hazretlerinden biri.
Boşanma oranları rekor kırmaya başladı. Ayrımcılıkla ayrıldı babalardan çocukları.
Her "son!" ile biten sloganik yaklaşımlar aile kurumunun sonuna doğru gidişin kilometre taşları oldu.
Buraya kadar yazdıklarımdan "keşke kadın-erkek arasındaki statüko devam etseydi" sonucunu çıkarmak mümkün sevgili okur. İstersen kalanını okumayabilirsin. Ama bitmedi daha.
Sonlardan ümitlenen insanoğlu insanların aklına sorunu baştan halletmek geldi. Neden evlenmeliyim? diye sorup güzel projeler hazırlamakla geçirdi vaktini insan oğlu insan. Projelerde süre sınırı yoktu, konu sınırı yoktu. Tek yapması gereken uygun süreçleri tamamlayıp sonuca hazır olmaktı.
Ve evlendi insan oğlu insan. Hani şu son model akıllı telefonlar gibiydi artık. Ne yapacağını biliyor, uygulamalara erişmek için izin alması da gerekmiyordu. Bir gün evli kalması dahi yeterliydi.
Evde çiçek mi yok? Boşanmalıydı.
Kocası işten izin mi alamadı? Boşanmalıydı.
Başkalarının hayatı gibi bir hayata sahip değil miydi? Boşanmalıydı.
Annesi kulağına bir şeyler mi fısıldamıştı? Boşanmalıydı.
Kaynanası çok mu yaşlıydı? Boşanmalıydı.
Yokluk mu çekiyordu? Boşanmalıydı.
Varlık sefası mı sürüyordu? Boşanmalıydı.
Adamın mesleği askerlik olmasına rağmen! nöbet mi tutuyordu sınırda? Boşanmalıydı.
Aklına gelemeyecek ne kadar plan-proje varsa hazırdı sevgili okur. Yeter ki o boşansındı. Asıl amaç buydu zaten. Boşanmalı ve belirlenecek avantasını almalıydı. Sonra da o parayı ham yapmalıydı arkadaşlarıyla beraber. Fotoğraflarını çekip atmalıydı avanta sefalarının. Bu yüzden evlenmişti zaten. Adliye koridorları bir antrenman alanıydı. Mahkemeler birer stadyum olmuştu adeta. Kim daha iyi oynarsa atıyordu golü. Ama hakemler hep insan oğlu insandan yanaydı nedense.
Sosyal işler ile ilgili kararlar alınması gereken mercilere "sosyal laboratuvar uzmanları" getirilince deneylerin sonucu bu oluyordu sevgili okur. Evlendirme programları son hız devam ederken nafaka ile faka bastırılan insanlara gülüyordu insan oğlu insanlar.
Facebook'ta "BOŞANMIŞ İNSANLAR VE AİLE PLATFORMU" adıyla kurulmuş herkese açık bir grup var. Orada şu yazılanların sıfır kalacağı vakıalardan ibaret paylaşımları görünce yazdım bunları sevgili okur. Yayınlanırsa onlarla da paylaşacağım.
Not 1: Evlilik öncesi "damat ne iş yapıyor, ne kazanıyor, nerede oturacaklar, ne kadar altın yapacaksınız, düğün salonu hangisi, kızım bana yakın olsun, oğlum dizimin dibinden ayrılmasın" şeklindeki soru ve yorumların evliliği handikap verilmiş iddaa maç oranlarından daha yüksek handikapla başlatmasına lütfen dur deyin.
Not:2 Yazdıklarımla alakalı olarak; "kadın haklarına dil uzatma" , "kadınlar öldürülüyor, erkeklere de bu lazım" ve daha nice düşüncelere sahip arkadaşlarımla yazamadıklarımı konuşmak isterim.
Not 3: Feminist, lütfen!
Hadi Eyvallah,