- Kategori
- Deneme
NASIL BİR EĞİTİM?-2
1890 gibi bir tarihte Amerikan Board üyesi iki kadın misyoner Amerika’dan yola çıktıklarında, Amerikan kültürünü yaymak, Amerikan tarzı tüketim kültürüne sahip kadınlar yetiştirmek üzere rotalarını İstanbul’a çevirdiklerinde tüketimin önemini yüzyıllar öncesinden öğrenmişler, dünya pazarlarını zorluyor, eğitimli üyeleriyle kültürlerini yaymaya, İstanbul o zamanlar yıkılmakta da olsa bir imparatorluğun başkenti, önemli bir pazarın anahtarı durumundaydı. Onlar pekâlâ biliyordu ki; ne ürettiğinizin, dininizin ne olduğunuzun bir önemi yoktu. (bunları anılarında kendileri de anlatmaktadır) Önemli olan tüketim arzusuyla yanıp tutuştuğunuz şeyler ve buna eğitilerek ödeyeceğiniz bedeller ve farkında olmadan arkanızdan sürükleyeceğiniz kitlelerin tüketim arzularının rotasını kendi ülkenize çevirmekti. Hemen İstanbul’da bir okula açtılar. Elbette hedefleri kadın ve kızlardı hedefleri. Ailede ne de olsa tüketimin kilidini açan anahtarı onlar ellerinde tutuyorlardı. Bu kilidin açılması demek sosyete çevresinden kadınlarda olağanüstü değişim ve arkalarından sürükleyecekleri devasa kitlelerle devasa bir pazar yaratılması demek olduğunu bilen uzağı gören uzak görüşlü işadamları yine bu kadınların en büyük finansörleriydi. Evlerde camların büyümesi nasıl ki bayileriyle birlikte pazarı elinde tutan adamların gelecekte işlerinin büyümesi demekse onlar yarattıkları moda akımları ve sponsor oldukları mimarlar ve yazar çizer takımını finanse ederek bu işi kotarabileceklerini bilirlerdi. Onlar sokak serserilerinin yaptıklarından fazlasını yapmaya muktedirdiler; netice de sokak serserilerinin eline üç beş kuruş sıkıştırıp mahalledeki evlerin camlarını kırdırmak suretiyle cam satışlarını artırabilirlerdi ama bu küçük ve ucuz, modası geçmiş bayat bir numara olurdu. Onlar da eğitimli insanlara ve eğitime yatırım yaptılar…
Yukarıdaki paragraf hayal gücü ile üretilmiş bir paragraf değildir. Yukarıdaki olaylar gerçekten cereyan etmiştir. En nihayetinde kitleleri peşinden sürükleme kabiliyetine sahip karakterlerin nasıl da reklamcıları patronları hesabına peşinden koşturdukları günümüzde bilinmeyen bir sır değildir. Televizyon ekranlarında spordan siyasete hemen her ünlünün bir şekilde sabun, şampuan, cips daha nice ürünler sattıklarını görürsünüz. Yavan, kültürsüz, öz kültüründen bihaber, arabesk bir toplum inşa ettiğinizde sokaklarda son model arabaların içinde gülümsemeyen, tehdit saçan insanlar görmeniz de olasıdır. Bu tehdit o boyutlardadır ki kendisinden güçlüye kedi olan bir canlı bir anda kendinden zayıfı yakaladığında vahşi bir yırtıcıya dönüşme ihtimali pek yüksek bir yırtıcı tür inşa eden 21. yüzyıl eğitim sistemidir.
Altında son model arabası olan, villada yaşama kapasitesine maddi olarak sahip olan birine kim cahil diyebilir? Maddi olarak gücünün zirvesinde onlarca, yüzlerce, belki de binlerce mühendis çalıştıran geçmişi illegal ticaretin yasallaşması neticesinde yaptığı satışlar üzerinden dahi gerçekleşse de bunun bir önemi yoktur. Neticede bizim ülkemizde 90’lı yıllarda nice insanlar dürüstlükleri ile nam salan insanlar vergi rekortmeni olmuştur. Vergisi verilen kazancı devlet kutsal kabul etmiş, vergi verenlerin karşısında devlet erkânı el pençe divan durmuşken, sıradan bir vatandaşın bu duruma itiraz etmesi beklenemezdi ki bunu yüce Türk büyüğümüz Cem Yılmaz “bu ülkede onca sanayici varken benim gibi bir komedyenin, vergi rekortmeni olması asıl komedi değildir de nedir” diyerek pek güzel dile getirmiştir. Ün, toplum nazarında kazanç getiren en önemli yatırımlardan biridir. Misal bu yazıyı yazan kişi bu yazıyı yazan kişi olmasaydı, bu yazı kaç kez okunurdu, içindeki fikirler saçma sapan da olsa hatta ince ince okuyana da diplomatik sınırlar içinde küfretse ancak bunu yaparken de söz konusu toplumca kabul edilen herkesin kabul ettiği ve bildiği kelimeleri kullanarak yapmadığı takdirde dahi kimler ne methiyeler düzerlerdi.
Eğitim günümüzde bir pazarlama serbest pazarın en önemli araçlarından biri haline dönüşmüştür. Tüm dünyada okulların kısa süreli kapanması demek milyonlarca sektörü zor durumda bıraktığından neredeyse kimsenin karşı çıkamayacağı bir sektöre dönüşmüştür. O halde eğitimin en önemli amaçlarından birisi de günümüzde açıkça ifade edilmese de aslında ticarettir. Çevirdiği çarklardır. Tüketim alışkanlıkları kazandırmada yaptığı mükemmel pozisyondur. Bizde bu duruma bu şekilde bakılmaz elbette biz sonradan kervana dâhil olmaya çalışan bir pozisyonda olduğumuzdan bunun pek farkında olmayabiliriz lakin Amerika’da çocuklarının okulda yeterince bir şey öğrenmediğini iddia eden ailelerin üzerine Amerika’da ulusal muhafızların gönderilmesinin üzerinden bir buçuk asır geçtiğini bildiğimizden, dolayısıyla onların bizden en azından geçtikleri merhaleler bakımdan yüz elli yıl ileride olduklarına hükmetmek pek de manasız değildir..