Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '07

 
Kategori
İnançlar
 

Nasıl mı başladım namaza?

Nasıl mı başladım namaza?
 

Aslında yeni namaz kılan biri değilim. Öncedende kılardım. Düzensiz ve nadiren. Genellikle sıkıntılıyken ya da nadiren şükretmek için. Bende de çevremdeki insanların çoğunda olan aynı kanı vardı. Allah ne düşünüyorsak ne hissediyorsak bizden iyi bilirdi. Önemli olan iç güzelliğiydi, kalp kırmamak ve iyilik yapmak, Allah'ın birliğine ve islamın diğer şartlarına inanmak. Sürekli namaz kılmamak benim için sorun değildi...Sonra birşeyler değişti benim bakış açımdan yavaş yavaş... Evreni düşündüm ve dünyayı. Gerçekten evrende dünyanın küçüklüğünü....Biz hem kendi etrafında hemde güneş etrafında dönen ve boşlukta duran bir topta yaşıyorduk:) Tabiki bunu yeni öğrenmiyordum ama bir sınır var. Sınırın öbür tarafından olaylar çok daha farklı görünüyor.

Herşeyde yaradıcının bir izi vardı. Acizliğimi hissettim. Bu hisleri ve sezgileri sizinle daha ayrıntılı paylaşmak isterdim nasıl ve niye değişti ama inanın bende adlandırmakta zorlanıyorum. Sanırım hayatım beni yavaş yavaş bu
noktaya getirdi.

Sizler gibi bende inanılmaz bir yoğunlukta çalışıyorum. Koşturmamın haddi hesabı yok. Bazen kafamı kaşıcak vakit
bile bulamıyorum. İnancımı geliştirmek için vaktim yoktu veya ben öyle görmek istiyordum...Namazın düzenli kılınması gerektiğine olan inancım yavaş yavaş şekillenmeye başladı ve bunlarla beraber her namaz kılışım bir öncekinden
dahada fazla güzel olmaya ve anlam kazanmaya başladı. Bu konuda ilk adımım namazın Allah'ın emri olduğunu kabul etmek oldu. Her işinde bir hikmet olan rabbim emrediyoru. Daha ötesi varmıydı?Önceden namazdaki hareketlerin(rüku, secde, vs.) anlamını bilmiyor, sureleri hızlı hızlı okuyordum. Sonra merak ettim internette namazdaki hareketlerin anlamlarını araştırdım. Okuyunca ve anlamını öğrenince daha çok zevk aldım namazımdan. Sonra namaz kılarken okuduğum
surelerin anlamlarını düşünerek kılmaya başladım çünkü yüce yaradıcının bizim namazımıza ihtiyacı yoktu. Bizim vardı. O zaman dosdoğru kılmayı öğrenmeliydim. Size komik gelecek belki ama her namaza başlarken söylediğimiz Allahuekber demenin anlamını bile bilmiyordum. Sonra tekbirin anlamınıda öğrendim. Her namazda miraca çıktığımızı hissettim. Dinimizin ne kadar güzel olduğunu hissettim çünkü Allah'la bizim aramızda hiçbir araç, kimse yoktu.

Namazda sevgili rabbimin huzuruna çıkıyordum, onu görmesemde onun huzurunda olduğumu tüm iliklerime kadar hissediyor ve beni gördüğünü biliyordum. Bu o kadar güzel bir hiski...Kabul etmeliyimki ilk başlarda namazı alışkanlık haline getirmek çok çok zor oldu. Üşengeçlik ve vesveseler bir numaralı düşmanım oldu. Ama bir iki hafta sonra farkettimki namaz benim için yemek yemek, uyumak kadar bir ihtiyaç. Zaman geçiyor ve biz ne yazıkki onu tutamıyoruz. Hergece yastığa başımı koyduğumda ogün kıldığım namazları düşünüyorum ve bu bana yaşama sevinci veriyor benim için artık hergün birbirinin aynı değil. Hergün kıldığım namazlar birbirinden farklı. Namaz benim gün içerisindeki en güzel kazancım. İnsanın kulluğunu hissetmesi kadar güzel bir şey yok. Namazı yeni baştan keşfettim diyebilirim. Şimdi islam hakkındaki cahilliğimi gidermeye çalışıyorum. Çünkü müslümanlık adı altında bize yutturulmaya çalışılanlar hoş değil. İslam bir ve tek. Hepimiz bunu araştırmakla yükümlüyüz. Yoksa birilerinin yaşadığı islama bakıp uzaklaşmak olmaz. Güneş balçıkla sıvanmıyor. Herkes kendinden sorumlu değil mi?

Sizlerle (aktarabildiğim kadar) tüm samimiyetimle duygularımı paylaştım yoksa benim kalemim namazı anlatmaya yetmez...

Sevgiyle kalın...

Beyazlale...

 
Toplam blog
: 37
: 560
Kayıt tarihi
: 16.10.07
 
 

Yirmisekiz yaşında bir bayanım. Yüksek yapıyorum. Çalışmıyorum. Hayata dair yazmayı seviyorum. Yazma..