Nasrettin Hoca'dan öğrendiklerimiz

Nasreddin Hoca hepimizin tanıdığı, bildiği tarihsel bir şahsiyettir.1200'lü yıllarda yaşamış olmasına rağmen dilden dile dolaşan hikayeleri ile namı günümüze kadar gelmiştir.Sivri zekasına ve hazır cevaplılığına duyduğumuz hayranlık O'nun daha uzun yıllar varlığını sürdürmesini sağlayacaktır kuşkusuz.

Yaşadığı dönemin fenomeni olmayı başarmış bu şahsiyetin hiçbir sosyal medya aracını, basın yayın organlarını kullan(a)madan bu denli bir üne kavuşması takdire şayan bir durumdur.

Tüm bunlara rağmen ben Nasreddin Hoca'nın sanıldığı kadar eğitici ve öğretici olmadığı kanısındayım.Bir çok hikayesinde bizlere önemli dersler verse de bir çoğunda da aynı oranda pek de insancıl olmayan mesajlar var olduğu fikrindeyim.

1.İpe Un Sermek - Komşuluk

Nasrettin Hoca 'nın komşulardan birisi günün birinde Nasreddin Hoca ’ya gelerek çamaşır ipi ister.
Nasrettin Hoca ise ipi vermeye pek niyetli olmadığı için bir bahane uydurur :
- Komşum, sen hele biraz bekle, ben bir karıma danışayım, diye komşusunu yanıtlar.
Az bekledikten sonra geri döner, komşusuna :
- Benim Hatun, ipe un sermiş, der.
Nasreddin Hoca'nın komşusu bu cevaba çok şaşırır :
- Hocam, Hocam diye seslenir.
- Hiç ipe un serilir mi ?
Nasrettin Hoca komşusuna gülümseyerek :
- Vermeye gönül olmayınca elbet ipe un da serilir, diye yanıtlar.

2.Ya Tutarsa - Kumar

Nasrettin Hoca bir gün, elinde bir bakraç yoğurtla Akşehir Gölü'nün kıyısına gelir.
Hoca başlar göle kaşık kaşık yoğurt çalmaya.
Nasreddin Hoca 'yı göl kıyısında bir bakraç yoğurt ile gören köylüler :
- Hoca Efendi, hayr'ola, ne yapıyorsun? diye merak içinde sorarlar.
Nasreddin Hoca da :
- Göle maya çalıyorum, der.
Köylüler iyice şaşırırlar bu cevaba. Alay edercesine :
- Hoca efendi, göl hiç maya tutar mı? diye kıs kıs gülerler.
Nasreddin Hoca muzip gülümsemesini takınarak :
- Ben bilmez miyim, tabii ki biliyorum koca gölün maya tutmayacağını, der ve ardından ekler.
- Ama ya tutarsa !

3.Ben Uyuyorum - Yardımseverlik

Bir gün Nasreddin Hoca şehire gelip, bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış.Gece yarısı arkadaşı sormuş : 

-Hocam, uyudunuz mu? 
-Buyurun birşey mi var? 
-Biraz borç para isteyeyim demiştim.
Nasreddin Hoca derhal horlamaya başlayıp : 
-Ben uyuyorum! demiş.

4.Kazan Doğurdu - Dolandırıcılık

Hoca komşusundan ödünç bir kazan alır kazanı verirken içine bir kazan yerleştirir. 

Komşusu sorar:
-Bu ne
-Senin kazan doğurdu der Hoca,
komşu çok sevinir. 
Aradan bir kaç gün geçer. Hoca yine komşusuna gider
1-2 gün kullanmak için kazanı ister
Komşusu: 
- Hay hay baş üstüne der kazanı sevinerek hocaya verir.
Aradan oldukça uzun bir zaman geçer.
Komşu kazanı geri gelmeyince çediklerini giyer
Hocanın evine gider,sorar:
-Bizim kazan ne oldu?
-Sizin kazan mı, sizlere ömür der Hoca.
Komşu şaşırır:
-Aman hocam kazan bu nasıl ölür? 
-Komşum yine saçmaladın, kazanın doğurduna inanıyorsun da öldüğüne inanmıyorsun.

5.O Zaman İş Değişir - Adalet

Nasreddin Hoca, kadılık yaparken, iyi giyimli, efendiden birisi, karşısına çıkar:

-Kadı Efendi, der. Senin inek, benim ineğin karnına boynuz vurup öldürdü. İneğimin parasını ödemen gerek! Nasreddin Hoca, ne diyeceğini bilemez:
- İki hayvan kavga etmiş… Bu durum sahibini ilgilendirmaz. Sahibinin bir suçu yok ki!..der
Bunun üzerine adam:
-Yanlış söyledim, kadı efendi!… der. Ölen inek benim değil, senin ineğindi…
Hoca, adamın kurnazlığını anlar, bilmezlikten gelir:
-Bak ozaman iş değişir, der. Ver ineğimin parasını!

Bunlar sadece kendi tespit ve fikirlerimdir.Herhangi bir araştırmaya ya da bilimsel çalışmaya dayanmamaktadır.Takdir siz değerli okuyucularındır.Saygılar.